‘Büyük Kürdistan’ için doku uyuşmazlığı!..

‘Büyük Kürdistan’ için doku uyuşmazlığı!..
ABD güdümündeki NATO’yla 4 ülkedeki “Kürtleri birleştirme projesi” Barzani-PYD kavgasıyla riske girdi

‘Büyük Kürdistan’ için doku uyuşmazlığı!..

Suriye’de yaşadıkları başarısızlıktan dolayı NATO’nun Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki Kürtleri bir araya getirerek oluşturmak istediği “Stratejik Koridoru Büyük Kürdistan Projesi” nde çatlaklar oluştu. Türkiye, İran, Irak, Suriye Kürtleri arasında planlanan birliğin yerini dağınıklık aldı. Karadeniz üzerinden Kafkasya ve Hazar Denizi bölgesine ulaşamayan NATO’nun bölgede kapsamlı planları bulunuyor. Planların merkezinde ise Kürdistan var. ABD güdümündeki NATO’nun hedefi Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den koparılacak topraklarda kurulacak “kukla Kürdistan” ile Rusya’nın yumuşak karnı Kafkaslara doğrudan erişimi sağlamak, Kafkasya ve Hazar üzerinden Hindistan’a ulaşmak. İran, Afganistan ve Pakistan’dan koparılacak topraklarda kurulacak Belucistan ile Hint Okyonusu’na bağlanılacak. Böylece bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynakları ile bunların pazarlanmasına yönelik mevcut ve yapımı planlanan boru hatlarının geçeceği toprakların kontrolü sağlanacak.

Stratejik önemi
Türkiye, Balkan devletleri gibi parçalanırken, Kürdistan’la Rus güney akım boru hattına darbe indirilecek. Projeyle, İran’ın, Türkiye ve Suriye’ye ulaşması, Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa’ya petrol ve doğal gaz satmasının önü kesilecek. 
İran’dan gelip Irak ve Suriye üzerinden geçerek Doğu Akdeniz’e ulaşması planlanan 10 milyar dolarlık Pars Boru Hattı da engellenecek. 
Kurulucak Belucistan ile İran’ın Hindistan, Çin gibi ülkelere boru hattı üzerinden petrol ve doğal gaz satması önlenecek. NATO’nun bu stratejik koridoru, aynı zamanda İran tarafından Hürmüz Boğazı’nın kapatılması halinde Basra Körfezi’nden petrol sevkıyatının durmasıyla meydana gelecek enerji krizininin oluşmasını da engellemeye hizmet edecek. Ancak, bölgesel gelişmeler NATO planlarının tersine işliyor.

Herkes düşman oldu
ABD’nin başını çektiği koalisyonun işgal ettiği Irak’ta, bugün İran’la dost bir yönetim oluştu. NATO’nun kazancı Irak Kürt Bölgesel Yönetimi oldu. Suriye’de planlar tutmazken, Irak ve Suriye’deki Kürtler arasında kan döküldü. 
Çatlağın bir tarafında AKP’nin müzakere masasında olduğu PKK’nın desteklediği liderliğini Salih Müslim’in yaptığı Suriye’deki PYD (Demokratik Birlik Partisi), diğer tarafında ise Mesut Barzani’nin başkanlığındaki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi görünüyor. Barzani yönetimi, Kuzey Irak petrol ve doğal gazını Türkiye üzerinden geçen boru hatları ile dünyaya pazarlanması konusunda Bağdat’taki Irak Merkezi Hükümeti ile arasında problem yaşıyor. 
Barzani, “konfederalizm” yönünde adımlar attıklarını belirterek, bağımsız Kürdistan’ın yolda olduğunu açıkladı. Bağdat yönetimi ile aynı sorunu topraklarından geçen boru hatlarını kullandırması dolayısıyla taraf olan Türkiye’deki AKP yönetimi de aynı sorunu yaşıyor. 
Suriye’de PKK kontrolündeki PYD’nin elinde bulunan Cizire, Kobani ve Afrin bölgelerinde 2014 Ocak ayında demokratik özerklik ilan edilmişti. Buralara İsviçre’de de uygulanan yönetim modeli olan kanton adı verildi. Bakanlığa atananlar Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı altında yemin etti. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, PYD’nin, Suriye’nin kuzeyinde ilan ettiği kantonlara ilişkin, “Biz Suriye’de tüm siyasi tarafların içinde yer alacağı oluşumu muhatap alırız. Bizim Rojava’da (Batı Suriye) kabul edip onaylayabileceğimiz şey halkın ortak sesidir” diyerek tepki gösterdi. Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne üye Suriye’deki 12 Kürt partisinin temsilcileri de Barzani’ye destek verdi. Suriye’deki Barzani yanlısı dört Kürt partisi Erbil’de birleşerek Suriye Demokrat Kürdistan Partisi adlı yeni bir parti kurdu. 

“Ilımlı İslam” projesi çöktü!
Emekli Tuğgeneral Nejat     Eslen, dört ülkeden koparılacak topraklarda kurulacak Kürdistan’ın Amerika’nın ve bazı AB ülkelerinin stratejik hedefleri içinde olduğuna dikkat çekerek, “Bu Amerika’nın NATO üzerinden uygulamaya çalıştığı bir plan olarak değerlendirilmeli. Çünkü, NATO’nun öyle bir gücü yok. NATO Afganistan, Libya gibi ülkelere düzenlediği operasyonlarda başarısız oldu. Amerika da önce silahlı kuvvetleri ile Orta Doğu’yu dizayn etmek  istedi. Gücü yetmedi, beceremedi. Ondan sonra ılımlı İslam projesine ağırlık verdi ve Türkiye’yi de model yapmak istedi. Ne Türkiye Orta Doğu’da Amerika’nın istediği gibi bir model olabildi, ne de bu ılımlı İslam projesi Amerika’ya istediği sonuçları sağladı. Ne zaman bitti bu süreç, El Sisi, Mısır’da darbe yaptığı zaman. Ilımlı İslam projesinde Türkiye’deki AKP’nin karşılığı olan Müslüman Kardeşler’i devirdiği zaman” dedi.

ABD-Erdoğan
Eslen, Amerika’nın bu yeni dönemde yeni politikalar belirlediğinin altını çizerek, “Amerika, Türkiye’de ise seçimlerin sonucunda baktı, AKP yönetiminin devam edeceğini anladı. Şimdi çıkarlarını geliştirmek için yeni bir süreç başlatmak istiyor. Bu süreci başlatırken de trafik artıyor. Amerikan Kongresi’nden, yönetimden Türkiye’ye gelenler var. Hatta twitter’den bile gelenler var. Amerikalıların mantelitesi öyledir. Amerika, değişen duruma göre yeni politika belirler. Amerika için Türkiye çok önemli bir ülke. İncirlik gibi bir üssü var. Kafkasya’ya, Balkanlara, Orta Doğu’ya açılım sağlayan bir coğrafyası var. Jeopolitik konumu var. Türkiye’den vazgeçemezler” açıklamasını yaptı.

Hendek kavgası
Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’taki peşmerge yönetimi arasındaki Peşabir Sınır Kapısı’nı 14 Nisan’da gece saatlerinde geçmek isteyen bir kişi, KDP peşmergelerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Vurulan kişinin Derik’te yapılan cenaze töreninde PYD adına konuşan Zelal Ceger, KDP’nin Rojava sınır hattında kazdığı hendeklerle kirli bir siyaset yürüttüğünü ifade ederek, “Sadece hendek kazılmıyor aynı zamanda Rojava halkına da zülm ediliyor, katlediliyor. Ancak ne     yaparlarsa yapsınlar Kürt sınırlarını parçalayamazlar” dedi. Ceger, daha önce de kendi kontrollerinde olan bölgelere IŞİD gibi grupların saldırılarının arkasındaki gücün Türkiye olduğunu söylemişti. Ceger, “Urfa’da çetelerin kampları var. Türkiye kapılarını çetelere açmış durumda” demişti. Salim YAVAŞOĞLU