Büyüme kimin cebine çalıştı?

Açıklanan Üçüncü Çeyrek Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'da (GSYH) büyüme oranı ile Türkiye, Dünya Büyüme Şampiyonu oldu. Geçici de olsa hepimiz için sevindirici bir sonuçtur. Ne var ki bir toplumun mutluluğu için büyüme tek başına yetmiyor. Eğer bu büyüme hukukun üstünlüğü, demokrasi, basın özgürlüğü ortamı içinde olsaydı, daha çok sevinirdik.

İktisat politikaları iki tarafı kesen bıçak gibidir. Büyüme için fazla hormon verirseniz ters tarafı daha fazla keser.

Söz gelimi geçen sene 3. çeyrekte GSYH, yüzde 1.8 daraldı. Bu sene yüzde 11.1 arttı. Bu durum büyümenin aşırı hormonlu olduğunu gösteriyor. Bir yılda 12.9 büyüme farkı da bizzat istikrarsız büyüme yaşadığımızı gösteriyor.

1- Büyümenin Millî Gelir artışı yanında, üçüncü çeyrekte işsizliği de 0.7 puan düşürmesi olumlu katkısıdır.

2- Buna karşılık büyümenin olumsuz etkileri de olmuştur. Aşağıdaki tabloda 3. çeyrek verileri karşılaştırılmıştır. 2016 Eylül ayında yüzde 7.28 olan yıllık TÜFE oranı, 2017 Eylül ayında, 3.9 puan artarak 11.20'ye yükselmiştir.

Tüketim artışı için bütçeden verilen paralar, vergi indirimleri, hazine garantili krediler ve diğer teşvikler, talep artışı yaratmış ve bu artış aynı zamanda kronik enflasyona da ilave yapmıştır.

3- Büyüme ile artan gelirin üretim, katma değer yaratan emek, sermaye, müteşebbis gibi üretim faktörleri arasında yüzde yüz adil dağılması mümkün değildir. Ancak kamuoyunu rahatsız etmeyecek kadar bir adalet içinde dağılması gerekir.

Üçüncü çeyrekte ücret ödemelerinin GSYH içinde payı geçen sene 35.6 iken bu sene 32.7'ye geriledi. Yani çalışanlar büyümeden pay almadı. Zaten işçi ve memura yalnızca enflasyon hesabı yapılıyor, büyümeden pay verilmiyor. Özetle büyümeden çalışanın cebine giren bir şey olmamıştır.

***

Ekonomik Göstergeler

                                                                    2016       2017    Değişim-Puan

Yıllık Enflasyon (Eylül-Yüzde)                     7,28       11,20          3,9

İşsizlik (III. Çeyrek-Yüzde)                          11,30     10,60          -0,7

İşgücü Ödemelerinin GSYH

 İçindeki Payı (Yüzde)                                 35,60      32,7           -2.9

Kapasite Kullanım Oranı (Yüzde)                78,3       79,2            0,9

                                                                                                  Milyar Dolar

Dış Borç Stoku                                            416,7     440,0            24

Cari Açık (Ocak-Eylül)                                -24,8      -39,3             8,7                                                            

                                                                                                   Milyar TL

Bütçe Açığı                                                 12,0       31,6            19,6

****

 4- Üçüncü çeyrekte sanayide yüzde 14.8 büyüme olmuştur. Ancak bir çeyrek içinde teknoloji değişmediğine göre, kapasite kullanım oranı neden yalnızca  0.9 puan artmıştır?

5- Dış borç stokunun artması dış kaynak girişi demektir. 2017 ikinci çeyrek dış borç stokumuz 432 milyar dolar idi. Üç aylık artışla 440 milyar dolara çıktığını tahmin edersek, ülkeye kaynak olarak veya mal ve hizmet olarak 24 milyar dolar girmiştir.

Dışarıdan kaynak girişi büyümeyi olumlu etkiler. Ancak eğer cari açık için borçlanıyorsak kaynak girişi ayrıca büyümeyi etkilemez. Ancak açığı telafi eder

Cari açıktan fazla dış borçlanma büyümeyi etkilese de dış borç stokunun artması da gelecek yıllardaki büyümenin bu günden ipotek altına alınması demektir.

6- 2017 yılında 9 aylık dış ticaret açığı ve cari açık artmıştır. Normalde bir ekonomide büyüme olursa üretim artışının bir kısmı ihraç edilir ve ülke Çin'de olduğu gibi cari fazla verir. Türkiye'de AKP iktidarının yanlışları, üretimin ithal ara malı ve ham maddeye bağımlı olmasına yol açtı. Bu nedenle büyüme ithalat talebini de artırıyor.

7- Bu sene 9 aylık bütçe açığı da 19.6 milyar lira daha fazla oldu. Bütçe açığı talep artışına yol açar ve büyümeyi olumlu etkiler. Ancak büyümenin devam etmesi için bu açığın yatırım artışından ileri gelmesi gerekir. Türkiye de tersine, popülizmden dolayı artan cari harcamalar artmıştır.  

Yazarın Diğer Yazıları