Çakma racon kesiciler

Köşe yazarlarının üstadı azamı Bediî Faik'in 12 Eylül darbesinden sonra yazdıklarını tekrarlayacağım; "Kendini her sabah tıraş aynasında Atatürk görenler". Nereden çıktı şimdi bu, demeyin. Dünya gazetesinin Kenan Evren tarafından süresiz kapatılmasına sebep olan bu 7 kelime, tek bir değişiklikle aynen yazılır hale gelindi. Buradaki Atatürk'ü çıkarıp, yerine Erdoğan'ı monte edin işlem tamamdır.

Hele içlerinden biri var ki, inanılır gibi değil. İbrahim Kalın'ın yerine Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü yapıyordu. Diğer taraftan "Teşkilatı Mahsusa" mensubu havaları basıyordu. Mehmet Ali Erbil gözlükleri takıp pişekârı ile her gün ekrandan "racon keser" hale gelmişti. Dikkat edin dı-du eklerini kullandım. Erdoğan'ın ağır fırçasından sonra aynı işlere devam edecek mi, merak içerisindeyim. Kişisel kanaatim, bir süre sonra yine aynı rollere devam edecektir. Önce havayı koklar. Daha sonra "Külliye yağcılığı" ile "Nerde kalmıştık" diyerek aynı yola koyulur.

Peki Cumhurbaşkanlığı bir yana, Ak Parti Genel Başkanlığı'nı daha öne çıkaran Erdoğan sizce niye patladı? Bu durup dururken mi? Sanmıyorum. Belki de ilk kez çok yakınlarından, sözüne inandıkları tarafından uyarıldı. İstanbul'daki son yenilginin ve olası 2019 mağlubiyetin ana nedeninin "çakma racon kesiciler" olduğu iyi anlatıldı. Muhalefete devamlı "parmak sallayan", önlerinde secde etmeyenleri "FETÖ'cülükle suçlayan" yine bunlar. Aynı tiplerden o kadar çok var ki. Havuz medyasının dört bir yanında bulabilirsiniz. Gerçek olan bunların Ak Parti'ye hizmet etmediği, bu oluşuma alerji saçtıkları kesin.

***

Ak Parti'nin köşe yazarları

Şimdi yazacaklarımda akademisyen dostum Yrd. Doç. Dr. Göktan Ay'ın katkısı büyük. Tespitlerinden bir kısmını özetleyerek bile olsa aktaracağım:

"Gazetecilik gerçekleri yazmaktır. Gerçeği ararken; soru sorma, araştırma, belgelere ulaşmadır. Bunu belirttikten sonra Cumhurbaşkanı'na ve Ak Partiye destek olduğunu söyleyenlerle devam edelim.

* Örnek 1: Sabah'a geçen (Müstear ismi S. Tuna) R.T.E'yi koruyan bir yazar. TRT yönetim kuruluna gerçek ismi D. Dursun ismiyle Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Bu yazının başlıklarına bir bakıp, TRT'de ne yapacağıyla ilgili yorumu size bırakıyoruz; "Sen de mi Allahsız!, Yoksa sildiler mi o adamı? Behey haysiyetsiz!, Bırak bağlamayı muhterem!, İçine Kılıçdaroğlu kaçmış general!, Ne manyak soru bu!"

* Örnek 2: Star'da yazan, R.T.E'yi koruyan bir yazarın (A. Kekeç) başlıkları şöyle: İki gerzek kuyuya taş atmış.., Bağırma seçim kazanmaya bak!, Baban gibi ol!, İşkence sever anana benzeme!, Hadi müptezeller, şu İzmir yiğidine de iki çift laf ediverin!

* Örnek 3: F. Uğur ve C. Küçük... Türkiye gazetesinde yazıyorlar.  TGRT'de yaptıkları programda eleştirmedikleri kimse kalmadı. Kullandıkları bazı kelimeler: Kalleş, maymun, yaşayan ölü, fırıldak, Yozgat kuzusu, İzmir ...tu, operasyoncu, dangalak, ipleri elimizde, onun içeri alınması lazım savcıları göreve çağırıyorum. Herif adam değil, Kafası çürük, Ot gibi bir adam.

Bu iki yazarın Erdoğan'ı destekledikleri ancak, hükümetle ve hükümete yakın olan yazarlarla aralarının iyi olmadığı görülüyor.

* Kısaca: Sürekli argo, aşağılama, zan altında bırakma, savcılığa oynama, güzel Türkçemizi kötü kullanma... Yazı içeriği bazen doğru olsa bile böylesi başlıklar tarafsız kişileri kaçırıyor. Okutmuyor izletmiyor.

Diğer yazarlar

* Örnek 1: Yeni Şafak'ta yazan E. Yıldırım (Prof. Dr.) hükümeti yoğun olarak destekliyor. Ancak, M.Ü İletişim. Fak. Dekanlığı olaylıydı, görevden alındı. Sonra TRT yönetim kurulu üyeliğine başvurdu. RTÜK onu aday gösterdi. Cumhurbaşkanlığınca adı geri döndü. Yıldırım istifa ettirildi ve yukarıda ismini verdiğim -D. Dursun- atandı.

* Örnek 2: Star yazarı B. Dedeoğlu (Prof. Dr.) akademisyen, köşe yazarı ve şanslı bir isim. Ak Parti'nin gözdesi durumda. Seçim hükümetinde bile yer aldı, YÖK üyesi yapıldı akil insan oldu. Ege Ünv. kayyum olarak da atandı. Bir kişiye bu kadar yüklenme doğru mu? Devamlı programlara çağırılıyor. Ak Parti başka isim mi bulamıyor?

* Örnek 3: Ekranlarda en çok yer verilen ama tabanda istenmeyen bir yazar olan N. Alçı, sürekli gazete değiştiriyor. (Eşi R.O. Kütahyalı, siyasi ekranlardan gidince millet rahat etmişti.) Alçı, bazen tarafsız eleştiri yapsa da dinlenmiyor/okunmuyor. (Yaşadığı yer ve hayatla Ak Parti görüşü birbirini tutmuyor, güvenmiyoruz. Eşi ile birlikte hep kuvvetlinin yanında yer alıyorlar) deniyor.

* Örnek 4: Akademisyen ve köşe yazarı N. Hatipoğlu (Prof. Dr.) dini programlar yapıyor. Paraya para demiyor, oteller alıyor. Ücretsiz bir yere adım atmıyor. Her Ramazan en büyük para onun."

Yazarın Diğer Yazıları