Çanakkale'nin edebiyatı!

Çanakkale Zaferi'nin 103. yılını kutluyoruz. Çanakkale Muharebeleri devam ederken, İttihat ve Terakki Hükûmeti, 1915'in temmuz ayında Enver Paşa'nın daveti üzerine "Heyet-i Edebiye" savaş sahasına gitmişti. Edebî heyette, edebiyatçı, gazeteci, ressam ve müzisyenler yer alıyordu. Çağrılanların listesini Ziya Gökalp hazırlamış, "uyumlu" isimleri tercih etmişti. Çağrılmayan bir isim de Ahmet Hâşim'di. Haşim, daha önce yedek subay olarak Çanakkale'deydi. Nedense, Çanakkale hakkında bir şey yazmamıştır.

Heyet, yayınladığı bildiride heyecanla şöyle der:

"Ey Müslümanların ve Türklerin namusunu, şerefini mübarek kanıyla yıkayan ordumuz! / Bolayır'da Şehzade Süleyman'ın, Lala Şahin'in düşman gülleleriyle viran olmuş mezarları, haysiyetli ve hayran hayran sana bakıyor. Düşmanların bile, senin mertliğini alkışlıyor. Gölgesi altında arslanlar gibi dövüşerek yükselttiğin ay yıldızlı al bayrak, kıyamete kadar, camilerimizin, türbelerimizin üzerinde parlasın; şehitlerin ruhu göklere yükselirken, gazilerinin damarlarında şanlı tarihimizin asil kan, dolaşsın. Ölürsen Allah'ın cenneti, kalırsan milletin minneti senindir!"

Bildiride "Türkler" dendiğine dikkatinizi çekerim. Muharebeleri idare eden Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa da Çanakkale ile ilgili yazı ve hitaplarına "Türk milleti" diye başlamıştır. Kökü mazide olmayan sözler, öyle birden kullanılamaz. "Türk milleti" hazmedilmiş bir ifadedir. (Siyasî İslâmcı-Osmanlıcılara duyurulur!)

(Beşir Ayvazoğlu, "Edebiyatın Çanakkale'yle İmtihanı - Arıburnu ve Seddülbahir'de 10 gün" başlıklı kitabında edebî heyetin Çanakkale'yi ziyaretini ayrıntılarıyla işlemiştir.)

 (Ara not: Çanakkale Mahşeri belge-romanıyla büyük ses getiren Mehmet Niyazi (Özdemir) Ağabey'e selâm. Rahatsızlığı vardı. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bana, bu romanı yazabilmek için Türkçe ve Almanca  -hukuk doktorasını Almanya'da tamamladı- 700 dolayında kaynak incelediğini söylemişti.)

Çanakkale ile ilgili Harp Mecmuası (27 sayı) yayınlandı. Yeni Mecmua, Çanakkale için, 1918'de özel sayı çıkardı. (Hemen ekleyelim... Ruşen Eşref (Ünaydın)'in Mustafa Kemal'le röportajı bu özel sayıda yer almaktadır. Başlı başına bir röportaj değildir. Savaşa katılanlarla yapılan röportaj sıralaması şöyle: Ayaşlı Mustafaoğlu Acar, Hüseyin oğlu Mustafa Onbaşı, Alioğlu Mehmet Çavuş, Üsteğmen Ruhi Bey, Yüzbaşı Emir Âlî Bey, Mustafa Kemal Paşa. (Yeni Mecmua-Çanakkale Özel Sayısı, Hazl.: Muzaffer Albayrak-Ayhan Özyurt, 2006.)

En uzun röportaj Mustafa Kemal'le...

Çanakkale Muharebeleri'nden bahseden bir dergi de Türk Yurdu'dur. İttihat ve Terakki'nin desteğiyle çıkmasına, burada yazanların çoklukla İttihatçılarla aynı masayı paylaşmalarına rağmen, Çanakkale Muharebeleri başlı başına işlenmiyor, "Türklük Şuûnu" (Şuûn: İşler, hâdiseler), genel başlığı altında, safha safha savaşa dair haberler aktarılıyor. En çok da savaşı yöneten Enver Paşa'dan bahsediliyor. (Bu haberlerin hepsini Enver Paşa ve Dönemi kitabımızda verdik.)

Çanakkale Zaferi'ni kutladığımız gün Afrin şehrine girdik. Vuruşarak aldığımız yerler artık bizim. Çünkü oraların halkı Şam'a bağlanmak istemez. (Bir bütün Suriye'den bahsetmek mümkün değildir. Şam-Moskova-Tahran üçlüsü bir bardak soğuk su içsin!)

Savaş hiç olmasın diyoruz ama oluyor. Allah ülkemize hep zafer nasip eylesin!

Yazarın Diğer Yazıları