Cansız bedenler, canlı acı

Kaç gündür aklım fikrim, gönlüm Suriye tarafından düşürülen uçağımızın iki aslan gibi pilotu Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hüseyin Aksoy’da idi. Bu kadar zaman bulunamamaları başka acı ve akıbetlerini düşünmek başka acı... Şehit düşmüş olmaları ihtimali gün geçtikçe arttı. Ama çıkmadık candan ümit kesilmez diye gene de umutla bekledik. Ama sonunda mukadder kötü haber geldi. Genelkurmay Başkanlığı açıkladı: İki havacımızın cansız bedenlerine on üç gün sonra denizin 1260 metre derinliğinde ulaşılmış ve gemiye alınma çalışmaları başlatılmış. Denizden çıkartılan pilotlarımızın naaşları bugün -mübarek Cuma günü- Malatya’da törenle vatan toprağına verilecek. Acıları da kalplerimize gömülecek...

***


Şehit Pilot Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un babası Osman Aksoy; “Hepimizin başı sağolsun. Vatanımız sağolsun. Allah’ım onu en yüksek mertebelere yükseltti. O en yüksek mertebede. Bizi de onun şefaatine nail eder inşallah! Ölmediler. Her zaman benim ciğerimde. Geziyor, benim gözümün önünde” diyor.. Bir Türk babasına yakışan sözler...
Son zamanlarda trafik kazalarında, cinayetlerde ve şehitler için “cansız bedenler” tabiri kullanılır oldu.
Doğrusu iki yiğit pilotumuz için bu deyim yakışmıyor, benim gönlüm kabul etmiyor... Onları canlı olarak bağrımıza gömeceğiz ve hep anacağız... Gene de ateş düştüğü yeri yakıyor; iki evi ve aileyi, anaları babaları yaktı.
Bugün cenaze merasimi dolayısıyla halkımız muhakkak infial gösterecektir. Ancak umulur ki bu şehitler üzerinden milletimizin infiali güncel siyaset yapılmasına imkan bırakmaz, şehitlere ve milletimize yakışır vakar hakim olur. Ama sonra, soğukkanlılık ve sağduyuyla, uçağın, nasıl ve nerede düşürüldüğünü araştırmak ve tespit etmek zorunludur...
Acılarımız böyle; ancak maalesef bu konu böyle kapanmayacak...
Uçağımız, kimilerinin iddia ettiği ve Genelkurmay’ın resmen açıkladığı gibi Doğu Akdeniz’de “Uluslararası Hava Sahası” nda mı vuruldu, düşürüldü? Yoksa Suriye hükümetinin dediği ve Rusya ile ABD çevrelerinin ve Wall Street Journal gazetesinin iddia ettiği gibi Suriye’nin hava sahasında mı düşürüldü?

***


Ben her şeyden evvel Genelkurmay’a inanmak isterim. Aksi olsa bile gene de Suriye’nin sorumluluğu vardır. Ve Esad açıkça özür dilememiş olsa da üzüntüsünü ifade etmiştir! Ancak eğer uçak Suriye hava sahasını ihlal etmişse bunda “maksatlı keşif”  ve “tahrik” unsurları düşünülebilir. O zaman da halkımızın infiali, istikameti değişir. Umarım ki bu şık varit olmaz! Zira her şeyden önce Türkiye Devletinin uluslararası kamuoyundaki prestiji ve inanırlılığı söz konusu olacaktır!

Yazarın Diğer Yazıları