“Çapulcu kadar olamamak!”

“Bize inanın” çünkü ötekiler “çapulcu” diyen zihniyete, soruyoruz, “niye size inanalım?” 
Bugüne kadar sizin her söylediğiniz yalan, yahut yanlış, bizim bütün söylediklerimiz doğru çıkmadı mı?
Hani, İtalya’da dünyada başka yer yokmuş gibi AB süreci ile ilgili anlaşmayı size ‘Haçlı Seferleri’ni başlatan Papazın heykeli altında imzalattıklarında...
“İşte şimdi AB’ye girdik” diyen, hatta güpegündüz havai fişekler eşliğinde binlerce otomobillik bir konvoyla sanki Doğu ve Batı Roma’yı aynı anda fethetmiş komutan edasıyla ülkenize döndüğünüzde, “Ey millet sizi kandırıyorlar!” diyen bizler mi haklı çıktık, siz mi?
O gün dedik ki...
“AB, Türkiye’yi üye yapmaz.”
Bunun üç sebebi var.
Birinci sebebi; Türk halkı Müslüman’dır. AB ise bir Hıristiyan Kulüptür. Size o metni niçin orada imzalattılar, düşünseniz, bize hak verirsiniz. İkincisi; Türkiye AB’ye üye olduğunda AB’nin en kalabalık üyesi olacak. En fazla yardımı Türk halkı alacak. Avrupalı kendi çocuğuna bile köpeği kadar değer vermiyor. Beni niye sevsin ve kendi kazancını bana niye versin? Üçüncüsü; AB, teknoloji ve insan gücü açısından tıkanmıştır, bu birlik erinde geçinde dağılacak, dağılmasa bile maddî ve mânevî gücünü yitirecek, insanların “içinde olmak” için değil “içinden çıkıp kaçmak” için çırpındığı bir yapıya dönüşecektir.
Söyleyin, böyle olmadı mı?
Dün ajanslarda bir AB üyesi olarak Yunanistan’ın bu yıl 4 bin, önümüzdeki yıl ise 11 bin kamu çalışanını işten atmak için AB ile protokol imzaladığı haberleri vardı. Niye? Böyle yapmazsa Yunanistan AB’den gelecek 2 milyar 800 bin euro yardımı alamayacak. Alamayınca da önümüzdeki ay memur maaşlarını bile ödeyemeyecek. İşte bir AB üyesi ülkenin düştüğü durum.
Canım, Yunan halkı tembel, başlarına bu iş tembellikleri yüzünden geldi diyenler var. İtalya’da 60 gündür hükümet kurulamıyordu, geçtiğimiz hafta bir koalisyon kuruldu, yemin töreninde Luigi Preite isimli 49 yaşındaki bir İtalyan işini ve eşini kaybettiği için silahını çekti ve iki jandarma eri ile bir hamile kadını yaraladı. Silahını ateşlemeden önce de “Vurun beni” diye güvenlik güçlerine yalvardı. İtalyan halkı da mı tembel? İtalya’da o kadar çok Luigi Preite’ler var ki...
Bitmedi...
Yapılan kamuoyu araştırmaları Fransa halkının ekonomik sebepler yüzünden “Her an bir patlama olabilir” endişesi içerisinde yaşadığını gösteriyor. Fransa halkı da mı tembel? İspanya’da, sigortadan para alabilmek için bir kişinin motorlu testere, bir başka kişinin de bıçakla kolunu kestiğini bütün dünya ajansları duyurmadı mı?
Bir başka AB üyesi Avusturya’da Hans Url adlı şahıs, işsizlik parasının kesilmemesi için ayağını kesip yerine dikilmesini de önlemek için sobada yakmamış mıydı?
O gün “İyi şeyler olacak, bize inanın” dediniz. Bu yüzden rahmetli Rauf Denktaş’ı bile “AB üyeliği önünde engel” olarak gördünüz, ABD’de hasta yatağında etmedik zulüm bırakmadınız. Denktaş, “Siz Avrupa’yı bana sorun” dedikçe onu gazete ve televizyonlarınızda öyle bir itibarsızlaştırdınız ki o da tuttu hasta hasta Türkiye’yi dolaşmaya, kendini Türk halkına anlatmaya başladı. Halk size değil Denktaş’a destek verdi. Ve Denktaş haklı çıktı, Rum kesimi sizin yüzünüzden adanın tamamını temsilen AB üyesi oldu. Elinize hiçbir şey geçmedi, elinizden hiçbir şey gelmedi, bakakaldınız. Şimdi Akdeniz’in petrol ve doğal gaz nimetlerini tek başına yiyor, sizin sayenizde..
Bugün de “İyi şeyler olacak” diyor, akil adamlarla ikna heyetleri kuruyorsunuz. Halk da akillerinize ve politikalarınıza karşı gazetelerinizde, televizyonlarınızda yer bulamasalar da rahmetli Denktaş’ın tavrını sergiliyor; müsekkin niyetine söyledikleriniz Anadolu’da dinleyecek kulak, davulunuzu çalan akilleriniz gittikleri yerde basacak toprak bulamıyor.
Niye inat ediyorsunuz?
Tercih hakkınız olmadığından mı? Başkanlık için mi?
Anayasayı değiştirecekmişsiniz.
Öyle bir madde koyacakmışsınız ki “Başkan hiçbir icraatından sorumlu tutulamayacak”mış...
“Hesap vermekten korkacak” kadar neler yaptınız; neler yapacaksınız? PKK’yı legalleştirdiğiniz yetmedi mi?
“Çapulcu”ların her dediği doğru çıkıyor. Sizin her dediğiniz ya yalan ya yanlış çıkıyor.
“Çapulcu kadar olamamak” gücünüze gitmiyor mu?
.............
Not: Dünkü yazımızda Yasin Aktay için “Ankara milletvekili” demişiz. Aktay, milletvekili değil, ‘AKP’nin MKYK üyesi’dir.

Yazarın Diğer Yazıları