Çare laiklik!

Çare laiklik!
 Eskiden "laiklik" denilince...Canım sıkılırdı. Bir kekremsilik kaplardı her yanımı... Dudaklarımda antipatik bir kıvrım oluşurdu. Yüzümü ekşitirdim.Neden?

Çünkü eskiden başkalarının yaşam tarzına müdahale etmeyi hak görenlerin biricik bayrağıydı saptırılmış ve otoriterleştirilmiş "laiklik".

Bugünlerde ise "laiklik" denilince...

Aklıma sakin bir liman geliyor. Motorları maviliklere sürüyorum. İtimadım artıyor. Bir saçak altı bulmuş gibi oluyorum.

Neden?

Çünkü bugünlerde başkalarının yaşam tarzına müdahale etmeyi hak görenlere "hop" diyecek çok şahane bir ilke haline geldi özgürlükçü "laiklik".

Ahmet Hakan Hürriyet

***

50 vekil MHP için mi?

------

(...) Anayasa değişikliği kabul edilirse, 2019'da rejimle birlikte siyasal hayat da değişecek.. Partiler yakınlaşacak, seçim öncesi ittifaklar kurulacak.. Ortak listeler çıkacak..

Büyük ihtimalle anayasa değişikliğine evet diyen MHP, seçime AKP'yle tek liste halinde girecek..

Daha doğrusu, MHP'li adaylar AKP listesinde yer alacak..

Deniliyor ki; milletvekilli sayısının 550'den 600'e çıkarılmasının nedeni bu..

MHP kontenjanı..

Mehmet Tezkan Milliyet

***

 

Bahçeli'yi eleştirdiği için hedef gösterilen gazeteci ders verdi!

----

"Türk"ü yarı yolda bırakan "milliyetçi" olmaz

-----

 

(...) Devlet Bahçeli düne kadar doğru yapıyordu, övüyordum. Şimdi ABD projesinin savunucusu, eleştiriyorum...

Üstüne üstlük MHP çok önemli bir parti. Burası Bahçeli ve muhafızlarının özel mülkü veya tekkesi değil. Elbette o konuda fikrimizi belirteceğiz.

(...)

Bak evlat! Belli ki Tanrı Dağları'ndan kaçmış, Hira'ya sığınmışsın.

Milliyetçiliğinizi de ümmetçiliğe esir etmişsiniz.

Sizin gibi siyasal milliyetçiler, benim gibi kültür milliyetçisini anlayamaz. Çünkü ben, tarihe Türk adını veren demirci Açinaların soyundan geliyorum...

Dilim ve törem demirci Bumin Kağan'ın dili ve töresidir.

Dönemsel milliyetçiler her sıkışıklıkta Türk'ü yarı yolda bırakırlar. Ama benim dedelerim gibi gerçek Türkler, çuvallara doldurulup Kızılırmak ve Yeşilırmak'ta boğulsalar da kuyulara doldurulup katledilseler de Oğuz dilini ve töresini asla terk etmezler. Onu bir Kemal'in öncülüğünde yeniden dünya bayrağı yaparlar.

Gündelik milliyetçiler bunu anlayamazlar...

Oymak beyini de kağan sanırlar...

Rıza Zelyut Aydınlık

***

Bunları "din" sayarsanız olacağı belli

-----

(...) Cübbeli Ahmet Hoca, satranç oynayanın bile dinden çıkacağını söylüyor.

Bölgedeki bazı tarikatların, dini grupların şeyhlerinin, hocalarının söylediklerinin yanında Cübbeli Ahmet, bir operet kahramanı gibi kalıyor.

Evet, bir Müslüman'ın, IŞİD'in yaptıklarını, ettiklerini gördükten sonra bu örgütün dinle alakalı olmadığını düşünmesinden, onun dinle ilişkisini reddetmesinden daha normal bir şey yok. Müslümanlara düşen görev bu işin ardında "Batılı parmağı" arayarak kendini rahatlatmak değil, bu tür inançların din dışı olduğunda ısrar etmek, her fırsatta bunu tekrarlamak, bu tür örgütlerin din diye bellediklerinin yanlışlığını ortaya koymaktır.

 Yoksa dönüp dönüp aynı yere geliriz. El Kaide biter, El Nusra çıkar; o biter IŞİD çıkar; o biter başkası çıkar!

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Külliye Saray'da Rabia işareti!

--------

(...) Cumhurbaşkanı için yapılmış Külliye Saray'a Gülşah Yağmur Yazıcı adlı genç bir hanım kız davet edildi. Duygu yüklü, içten, yürekten bir davet, örnek oluyor; insanlarımızı birbirini sevmeye teşvik ediyor. İtirazım yok.

Genç kız Cumhurbaşkanı'nın kara kalem bir portresini yapmış "sizi çok seviyorum" notu yazarak sosyal medyada paylaşmış. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı, Gülşah'ı ailesiyle birlikte Külliye Saray'da ağırladı. Buluşmada yaşanan sıcak anlar TV ekranlarına da canlı yayın bağlandığında Cumhurbaşkanı, Gülşah adlı genç kıza "Göster Rabia işaretini" dedi ve Gülşah da baş parmağına avucunun içine yapıştırıp kalan 4 parmağını birleştiren Rabia işareti yaptı.

* * *

Rabia işareti Mısır'dan! Rabia "dört-dördüncü" anlamına geliyor ve Mısır'da 4'üncü Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi'nin darbeyle düşürülmesini protesto edenler Rabia Meydanı'nda toplanarak, darbeyi destekleyenlerin işaret ve orta parmaklarıyla "V işareti" yapmalarına karşı "birleştirilmiş dört parmaklı avuç içi" göstermeyi simgeleştirdiler.

Müslüman Kardeşler yani "İhvan-ı Müslimin" Mısır'da silahlı terörü dışlıyor ancak Selefi damardan geldiği için Suriye'de "Cihadı Selefiliğe" kapı aralıyor. Dolasıyla ilk tahlilde ve son tahlilde Mısır'da Rabia işaretinin sahibi İhvan, Ortaköy'de 49 insanın ölümüne yol açan gece kulübü katliamını üstlenen IŞİD adlı radikal kanlı örgütü ve ondan önce de El Kaide türü yüzlerce cihatçı örgütü doğuran ana oluyor.

(...)

Müslümanlık adına şehirlerimizde adam dövülüp, kadın tekmelenen ve IŞİD'in gece kulübünde katliam yaptığı Türkiye'nin bu ortamında Cumhurbaşkanı'nın Külliye Sarayı'na davet ettiği genç kıza Mısır'dan aktarma "Rabia İşareti yap" demeye ve bunu TV'lerden bütün ülkeye yaymaya hakkı yok.

 Hukuku da olmamalı.

Adalet sorgulamalı.

Muhalefet hesap sormalı.

Gazeteci kör olmamalı.

Gazeteler yandaşlığı bırakmalı.

 Üniversiteler halkı uyarmalı.

Gerçek dindarlar "Külliye Saray'da Rabia işareti" gösterilmesinden kaygı duymalı.

Diyanet kendine gelmeli.

Türkiye'yi "Suriye yapmak isteyenlerin" kanlı tuzağından Cumhurbaşkanı dahil herkes uzak durmalı. Ülkemiz uçurumun başına geldi.

Necati Doğru Sözcü

***

Tehdit kime?

--------

Ak Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu twitter hesabından, yılbaşı öncesi "Bugün son gün, bu son uyarı, kutlama" başlıklı bir haber çıkan Milli Gazete'ye sert eleştiriler yapmış.

"Önce kendinize, başkasının yaşam biçimine saygı gösterdik mi sorusunu sorun" demiş.

"Bu son uyarı diyene sorarlar; bu tehdit kime ve ne adına" demiş.

Söz ettiği gazete gibi çok sayıda gazete ve TV kanalı vardı.

Okullara gönderilen ve "öğrencilere yeni yıl kutlaması için izin verilmemesini", bunun "kültürümüze aykırı olduğunu" belirten bildiriler, sokaklarda Türk'e benzemeyen kişilerin dağıttığı "yılbaşını kutlamayın" bildirileri, DİB'in "Noel'le yılbaşını karıştıran" yılbaşı hutbesi de hep provokasyona yol açabilecek olaylardı.

Laik-demokratik, her din ve inançtan insanın yaşadığı bir ülkede hiç kimseye bu baskıları yapma fırsatı verilemez.

Ak Parti'li Yeneroğlu çok doğru bir tepki göstermiş ama bu tepki Hükümet tarafından, resmi olarak gösterilmeli, medya ve sosyal medyada, devlet kurumlarında bunu yapanların hepsinin yargılandığını halk görmelidir.

Güngör Mengi Vatan

med-004.jpg
KARİKATÜR: ERGİN ASYALI SÖZCÜ