Çektiği 3 bini aşkın Atatürk fotoğraflarıyla rekor sahibi

Galatasaray Lisesi mezunu Selahattin Giz, babasının hediye ettiği Laika marka küçük bir fotoğraf makinesi ile okulda zevk için arkadaşlarının çektiği resimler ile tanınıyordu. Ve bu makine ile hocası gazeteci Abidin Daver’in de çok sayıda çektiği resimleri kendisine sunduğunda, Cumhuriyet Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü, bunları bir bir inceledikten sonra ertesi günü kendisini, Müdür Odasına çağırdı ve şu teklifte bulundu:
“-Bu yıl mezun olacaksın, gazeteci olmayı istermisin?”
Gerisini Selahattin Gizden dinleyelim:
Hocam benim beynimi okumuş, ben ona resimlerini bu amaçla vermemiştim, çok güzel pozları çektim ve kendisine hediye etmiştim. Teklifine balıklama atladım, hemen elini öptüm. O da bana, “Mezun olduğun gün diploman ile Cumhuriyet Gazetesine gel!” dediğinde, mezuniyetim rüyama girmişti. Diplomamı alır almaz, annem ve babamdan önce, yerini bile bilmediğim Cumhuriyet Gazetesi’ne koştum. Yokuşu nasıl çıktığımı bilmiyorum... Sora sora buldum ve beni kapıda karşılayan iri boylu bir adama diplomamı göstererek, Abidin Daver hocamızın beni beklediğini söyledim. İri adam da güldü, beni tahta basamaklardan yukarı çıkararak, kapıyı tıklattığında masada oturan hocamı karşımda buldum. Diplomamı gösterdim,baktı inceledi ve sonra “aferin” dedi.
“Hani fotoğraf makinen?” diye sorunca, çantamın içinde olduğunu söyledim ve çıkarıp baktı ve bana müjdeyi verdi:
-Yarın sabah saat 10:00’da gel işine başla ve makineni de yanından hiç ayırma, yolda yürürken, otobüste bile isen, görüşüne göre resim çek ve bana getir...
İkram ettiği çayı içip teşekkür ettikten sonra, “Annem ile babama bile diplomamı göstermeden size geldim!...” deyince, ayağa kalktı yanaklarımdan ve alnımdan öptü. Sonra kolumdan tutarak beni kalabalık bir salona götürdü ve hepsi de ayağa kalkanlara, beni göstererek:
-Yeni ve genç fotoğraf muhabiriniz Selahattin Giz, Galatasaray Lisesinden bu gün mezun olmuş, diploması ile bana geldi, hem de annesi ve babasından önce... Çok güzel resimler çekiyor, gazeteciliğe de hevesli, güzel Fransızcası da var...
Ayakta duran gözlüklü bir adama seslendi:
-Namık Görgüç, Selahattin sana emanet... Yarın sabah işe başlayacak, senin usta fotoğrafçılığını ve haber kaynaklarını göster, gittiğin yerlere onu da götür, bilgisini arttırsın...

Makinesini ölünceye kadar elinden bırakmadı
Selahattin Giz, Cumhuriyet’in efsane fotoğrafçısı Namık Görgüç’ün de özel ilgisiyle çok usta bir foto muhabiri oldu. İlginçtir küçük Laika markalı fotoğraf makinesi ile ne olayları belgeledi. Hatta çektiği 3 bini aşan Atatürk resimleri ile ulaşılması güç bir rekor kırdı. Bunlar bir kitap içinde toplandı.  Selahattin Giz, Atatürk fotoğrafları çekerken başına gelen şu hatırayı da hep gülerek anlatırdı:
-Atatürk bir akşam Dolmabahçe Sarayı’nda, misafirleriyle resim çekilmesini istemişti... Ancak gece olduğu için resim çekme konusu sıkıntılıydı. Çünkü, bu günkü gibi flaş ve benzeri aydınlatıcı cihazlar yoktu. Sadece dışarıda magnezyum lambalarıyla resim çekiliyordu ama, resim çekilirken çıkıp yayılan madeni tozları rüzgâr alıp götürüyordu. Kapalı yerde resim çekildiğinde ise tozlar, resmi çekilenin üzerine yağıyordu. Bunu bilenler, resim çekilir çekilmez hemen bulunduğu yerden uzaklaşıyordu. Bunu kim cesaret edip söyleyerek Atatürk’e “Kaçın!...” diyebilir di ki? Atatürk misafirleriyle resim çekilmesini beklerken, bizim foto muhabiri Faik Şenol kulağıma eğilip fısıldadı:
-Resimlerini çeker çekmez, belli etmeden hemen uzaklaşalım.. Zira iki dakika sonra madeni tozlar, üzerlerine serpilirken, bizler de toz oluruz...
Selahattin Giz,  Cumhuriyet Gazetesinde başladığı meslek hayatını yine emekli olduğu  Cumhuriyet Gazetesi’nde noktaladı. 1914 yılında Selanik’de doğan Selahattin Giz, emekliliğine kadar resim çekmekten bir gün olsun geri durmadı. Hocası Abidin Daver’in kendisine tavsiye ettiği gibi elinden fotoğraf makinasını bırakmadı. Her gördüğü ilginç kareyi deklanşörüne basıp ölümsüzleştirdi, büyük bir koleksiyon sahibi olmuştu. 1994 yılında vefat eden ünlü foto muhabiri Selahattin Giz, koyu bir Galatasaraylı olduğundan tabutu üzerinde de sarı kırmızı bayrak, bayrağımızın ay yıldızları ile sarmaş dolaş olmuştu.

Yazarın Diğer Yazıları