Cenaze dolasıyla kapalıyım

Allah hepimizin belasını versin!

***

Uzun yıllar şehit analarına -neredeyse- göz yaşı dökmeyi yasaklayan... O yürekleri cayır cayır anaların, derme çatma, çatısız, sıvasız, penceresi naylonla kaplı/camsız garibanhanelerde, dişlerinden tırnaklarından artırarak büyüttükleri, yaşasın diye ömürlerini yokları var etmeye adadıkları evlatlarının hunharca ellerinden alınmasına isyan etmelerini BİLE "provokasyon" sayanların "gözyaşı ayinleri" -sahiden ağlıyor olsalar bile- midemi bulandırıyor...

***

Ebedi yaslı Türk Milleti'ne, PKK'nın "bebek katili" olduğunu unutturmak için Hollywood'a taş çıkartan bir "algı operasyonu" düzenleyen...

Bu uğurda şarkıcısından türkücüsüne, davulcusundan zurnacısına, yazarından çizerine, topçusundan popçusuna sahaya sürmediği "şöhret" kalmayan...

"Bebek katilleri"nin ayağına, onları "pişman olmadıkları" terör eylemlerinden "pişman" sayıp "serbest dolaşım" hakkı vermek üzere mahkeme götüren...

"Bebek katilleri" rahatsız olmasın diye o mahkemelerdeki Atatürk portrelerini indiren...

"Bebek katilleri"nin morali bozulmasın diye Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Türk bayrağını yasaklama noktasına gelen...

Baş "bebek katili"ni fındıkla, fıstıkla, cevizli sucukla besleyen...

"Bebek katilleri" sevinsin diye terörist cenazelerinin devlete meydan okumaya dönmesine, leşliklerinin "PKK şehitliği" diye inşa edilmesine, "bebek katilleri"nin anıtlarının dikilmesine, "bebek katilleri" yeni bebekleri katledebilsinler diye şehirlerin cephaneliklere çevrilmesine göz yuman...

Ve bu ihanet silsilesine göz yummayanları "devlet"ten tasfiye edenlerin, hiç utanmadan "PKK'nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katili" diyebiliyor olması -söyledikleri doğru da olsa- midemi bulandırıyor...

***

Düne kadar CHP ve MHP'yi "çözüm sürecine karşı toplumun milliyetçi duygularını kullanarak, birlikte hareket etmek"le suçlayan, Türk Milliyetçiliği'ni neredeyse PKK terörüne "hafifletici neden" sayma noktasına gelen iktidar sahiplerinin konjonktürel milliyetçiliği midemi bulandırıyor...

***

Siyaseti milliyetçi çizgide yapanların, sanki çözüm sürecine karşı CHP'yle birlikte mücadele vermemişler, sanki çözüm süreci ve dolayısıyla palazlanan terörün mimarı AKP değil de CHP'ymiş gibi bir dil kullanması, bunu da dün "vatana ihanetten yargılamaya ant içtikleri"yle ittifak halinde yapması midemi bulandırıyor...

***

"Atatürk'ün partisi"nin, HDP'nin "terörün siyasi uzantısı" olduğu gerçeğini haykıramaması midemi bulandırıyor...

***

HDP'nin, PKK'ya katil, katile PKK dememek için Nobelli edebiyatçılara taş çıkartan kelime oyunlarına başvurması midemi bulandırıyor...

***

Televizyonda konuşan ve siyahları çekince Öcalan'ın mektubunun Bağlar Meydanı'nda okunuşunu nasıl coşkuyla anlattığı unutulacak sanan spiker midemi bulandırıyor...

***

Düne kadar, "milyarlarca liramızı toprağa mı gömelim" diyerek terörün mücadeleyle bitirilemeyeceğini savunanların -daha ucuza mal oluyor diye zahir- insanlarımızı toprağa gömmeyi tercih edip, sonra da "dünyada kimsenin terörle mücadele ettiği falan yoktur" diye yakınması midemi bulandırıyor...

***

"En önemli devrimlerimizden biri" diye "çözüm süreci"yle gurur duyanların, "terörle mücadele"yi savunanları "bölünme paranoyasına kapılmış olmak"la suçlayanların, "Habur ve Oslo'daki iyi niyetleri"yle övünenlerin, "kimsenin gücü çözüm sürecini bitirmeye yetmeyecek. Ne pahasına olursa olsun çözüm süreci bizim vazgeçilmezimizdir" diye dünyaya posta koyanların, "Dünya bu konuda dün de iki yüzlüydü, bugün de iki yüzlüdür" diyerek zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışması midemi bulandırıyor...

***

O gencecik kadının, o el kadar bebenin vebaliyle yüzleşecek cesaretten dahi yoksun kara gözlükler midemi bulandırıyor...

***

Sosyal medyayı kasıp kavuran ama gerçek hayata hiçbir yansıması olmayan sanal duyarlılık midemi bulandırıyor;

Velhasıl "devam edebilen hayat" midemi bulandırıyor...

***

Kendi adıma her aşamasına itiraz etmiş bile olsam;

PKK'yı meşrulaştırarak pamuklara sarılmaktan, "makbul" olmaktansa, "kandan beslenen", "morg bekçisi", "vampir", "marjinal" olarak PKK'nın bir terör örgütü olduğunu tekrarlamaktan bir an geri durmamış, yıllarca "barış"la cilalanan kanlı tezgahı ortaya koymanın savaşını vermiş de olsam;

Son tahlilde, bütün bunları yapmış da olsam içinde kalarak aslında benim de sadece "kendi rolümü" oynadığım ve bir türlü başımı alıp çekip gitme kahramanlığını gösteremediğim bu "oyun" midemi bulandırıyor...

***

Bu iki yüzlülük...

Bu riyakârlık...

Bu utanmazlık...

Ve biriktirdiğim bunca mide bulantısına rağmen içimdekileri kusamıyor olmak...

***

Yazacak çok şey var...

Kalemini korkak alıştırmamış benim bile otosansür hazretlerinin önünde eğiliyor olmam;

11 aylık o masumun hesabını sormak üzere oturduğum masada 8 aylık bebeğimin akıbetine dair binbir kaygıyla -yapmıyorum diyen yalancının daniskasıdır- frene basıyor olmam midemi bulandırıyor...

***

Sizlere, bugünkü gazetelerde yayınlanacak en kanırtıcı yazıyı yazıp, sizlerden en çok tıklanmayı, paylaşılmayı kapacak kabiliyete sahip olduğum sır değil..

Ama...

Ne kendimden...

Ne mesleğimden...

Ne içinde yaşadığım toplumdan daha fazla tiksinmek istemiyorum!

11 aylık bir bebeğin naaşı üzerinden gelecek alkışı da, takdiri de, beğenilmeyi de istemiyorum!

Bugünlük hepinizden özür diliyorum; ezberimi unuttum; yazamıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları