CHP’den “tutuklu gazeteci” raporu

CHP’den “tutuklu gazeteci” raporu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, gazeteciler Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Hatice Duman ve Sami Tunca’yı cezaevinde ziyaret etti

CHP Heyeti hafta sonu gerçekleştirdiği cezaevi ziyaretlerini rapor haline getirdi. Raporda gazetecilerin heyete söyledikleri yer aldı. Hazırlanan rapora göre, Samanyolu Televizyonu yöneticisi Hidayet Karaca ziyarette, televizyonların susturulmak istendiğini belirterek şöyle konuştu: “El Kaide bağlantılı Taşhiye örgütü üyeliği ile suçlanıyorum. 30-35 metrekare koğuşta 3 kişi kalıyoruz. Olmayan bir telefon konuşması için tutukluyum. Delil yok. 5 hukukçu mütalaa yazdı ‘Böyle örgüt olmaz’ diye. Örgütün örgüt olabilmesi için bir hiyerarşik yapı olmalı. Dışişleri’ni cemaat dinliyor denildi, Amerika’nın dinlediği ortaya çıktı. Dışişleri’nin dinlenmesi de yanlış, içeriği de yanlış. Bunu programlarda da söyledik. ‘Böcek’ davasında bir şey çıktı mı? Yok. Balyoz, Ergenekon, KCK, odaTV davalarında emri kimin verdiğini herkes görmeli. Daha önceki davalarla benzerlikler var. Bir el var, daha önce onlara yapılan şimdi bize yapılıyor. Değişen bir şey yok.”

Bedelini ödesinler

Medya olarak operasyonlara, darbeye karşı oldukları için destek verdiklerini de dile getiren Karaca, “Biz olmasak 27 Nisan muhtırasından sonra kim destek verecekti? Ama maalesef kurunun yanında yaş da yandı. Kim haksızlık yaptıysa bunun bedelini çeksin. Kim kime haksızlık yapmışsa bunlar günün birinde ortaya çıkar. Ben kimseye karşı husumet beslemedim. Biz medya olarak o dönem operasyonları destekledik ama darbeye karşı olduğumuzdan yaptık” dedi. Karaca şöyle devam etti: “Ben yanlış yapan hiçbirine sahip çıkmam. Hakime, polise Fethullah Gülen’in böyle bir talimatı olamaz. Polis, hakim ve savcı devletin polisi, hakimi ve savcısıdır. Polisler de zaten ’Bize talimatı Başbakan, Bakan verdi’ dediler. Bizi içeride bir hınçla tutuyorlar. Sulh ceza hakimliği uygulamasının kaldırılması gerekli. Bu konuda CHP’nin teklifi var. MHP de benzer görüşlere sahip. Bir an önce bu kanun çıkarılmalı.” Rapora göre, Mehmet Baransu ise, gizli belgeleri yayınlamakla suçlandığını belirtti. Baransu, “Benim açımdan oy verilir parti CHP olarak görünüyor. Ailemden ilk kez 4 kişi CHP’ye oy verdi. Beni suçlayacaklarsa üç kez AKP’ye oy verdiğim için suçlasınlar. ‘Baransu gazeteci mi?’ demiyorlar mı, çok üzülüyorum. Arşivler ortada. 28 Şubat döneminde, Tantan döneminde yazdıklarım ortada. Gazeteciliğim biliniyor” şeklinde konuştu.

Taleplere duyarsızlar

Rapora göre, gazeteci Sami Tunca da, kitap ve süreli yayınların kendisine geç ulaştığından şikayet ederek, “Hükümlülerin birçok talebine cezaevi yönetimi duyarsız. Bu yüzden açlık grevi ile taleplerimizi duyurmak istiyoruz” dedi. Odak dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü Erol Zavar ise 2001 Ocak ayından beri cezaevinde olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Mesane kanseri ve KOAH hastasıyım. Kanser teşhisi 1999’da konuldu. Her yıl ameliyat oluyorum. Mide rahatsızlığım, bel-boyun fıtığım da var. 2-3 yıl önce diz ameliyatı oldum. Tedavi için doktora gidince jandarma kelepçeyi çıkarmada zorluk çıkardı. Doktor çıkarmasını istedi, asker beni darp edip ters kelepçe taktı ve zorla hastaneden geri getirdi.”