CHP'nin iktidar kurultayı...
CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmemizdeki konulara devam ederek tarihe not düşelim. Son yerel seçimlerde 11 Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye nüfusunun yüzde 65'ine tekabul eden kentleri yöneten CHP'de moraller yerinde. Örgüt bu tarihi başarıdan sonra "İktidar hedefine kilitlenmiş"... Yıllar boyu "Kurultaylar partisi" olarak bilinen CHP'de parti içi gruplaşmalar, parti yönetiminde etkin olma gayretlerinin yerini, partiyi iktidara taşıyan ekibin içinde yer almayı arzuluyorlar. 50 kişilik PM de, her CHP'li seçilmek ister. 137 milletvekili, partinin onursal üyeleri, belediye başkanları, il başkanları eski-yeni yöneticiler talip. Pandemi kuralları yüzünden PM adaylarının delege ile yakın teması zor. Açık havada kısıtlı sayıda katılımcının daveti tartışılıyor. Çare bulunacağına dair umut var. Delegede, adaylarda "Adalet Yürüyüşü"nü gerçekleştiren Kılıçdaroğlu'na güveniyor. Kısacası Sayın Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduğu günden bu yana tartışılmadan en rahat kurultayını yaşayacak gibi görünüyor. İki gün sürecek kongrede "İktidar programını" da açıklayacak. Tüm siyasi partilerin "Hedef ve vizyonu"nu ortaya koyduğu kurultay için bir kaç konu başlığı talebimizi naifçe yerine getirdi:
"Birincisi güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin formüllerini açıklayacağız. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak programımızı ortaya koyacağız. Türkiye'nin başta tarım-hayvancılık olmak üzere üretim ihtiyacını hatırlatarak, üretici ile yerel yönetimler ve devlet erkinin işbirliği ve teşviklerini, yatırımlarının planlarını paylaşacağız. Bir dönem "Anadolu Kaplanları" olarak tanımlanan KOBİ'lerin sanayiye katkılarını, üretimlerini anlatacağız. Memleketimizin en önemli meselesi işsizlik ve eğitim. Eğitimde Cumhuriyetin kuruluş kodlarına döneceğiz. Yaz-boz tahtasına çevrilen eğitimi dünya seviyesinin üzerine çıkarmanın çarelerini vatandaşlarımızla paylaşacağız. Öğrencilerimize fırsat eşitliği tanıyacağız. Okullarında eğitimini sürdüren gençler "Millet İttifakı İktidarı"nda işsizlik endişesi taşımayacak!.."
Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantılarında da ısrarla "Millet İttifakı İktidarı" sözünün altını çiziyordu. Sohbetimizde aynı şekilde "Millet İttifakı" deyince "CHP'nin iktidarı değil mi?" sorusunu yönelttim. Tebessümle... "Dedik ya güçlendirilmiş parlamenter sistemi yeniden demokrasinin tüm şartları ile tesis edeceğiz" diyoruz. Tek adam rejimine, tıkanan ucube sistemi ortadan kaldırmak için, toplumun tüm kesimleri ile beraber "Millet İttifakı"nı oluşturmak durumundayız. Millet bir araya geldiğinde aşılamayacak engel yoktur" dedi.
Baroların bölünmesine yönelik hükümetin organizasyonunu da yakından takip ediyor. TBMM'de tüm milletvekillerinin eksiksiz bulunmasını her tür demokratik girişimin sürdürülmesi talimatını veriyor. Ankara Adliyesi ve TBMM önünde bekleyişlerini sürdüren Baro başkanlarına her tür destek sağlayacaklarını belirtiyor.
CHP Genel Merkezinde gerçekleşen görüşmemizin hemen öncesinde "Halktv ve TELE1"e 5 gün karartma kararı açıklanmıştı. Henüz detaylara ulaşmamıştık. Fakat sıcağı-sıcağına Sayın Kılıçdaroğlu'na bu iki televizyon kanallarının karartılması ve sosyal medyaya yasak getirilme çalışmalarını da sorduk.
"Asla boyun eğmeyeceğiz. Özgür basını, sosyal medyanın iktidarın baskılarına mahkum ettirmeyiz. Halkın haber alma hakkını yerine getirmek için elbette alternatiflerimiz vardır. Birini karartırlar biz de ikisinin yayını ile aydınlatırız. Türkiyemizin dört bir yanında radyolar, yerel ve ulusal yayın yapan televizyonlarımız var. Anında devreye sokacak gücümüz var. CHP'nin, Millet İttifakının iktidarını engelleyemeyecekler. Halkla inatlaşmanın bedelini ağır ödeyecekler..." sözleri ile vatandaşın soluk borusu olan özgür medya için anlamlı mesajlar verdi.