CIA'nın "Gülen iade edilirse" araştırması!

Şimdi çok daha net olarak anlaşılıyor ki 15 Temmuz'daki "kontrollü darbe girişimi"ne yol verilmesinin asıl hedefi, Türkiye'yi kısa vadede etnik temelde bölünmüş bir federal yapıya sürükleyecek rejim değişikliğidir! Meseleye böyle bakılırsa, 15 Temmuz'u planlayanların, hedeflerine ulaşmak üzere, Türkiye'yi, rejim değişikliğini başlatacak bir Anayasa değişikliğine mecbur ettikleri net bir şekilde görünüyor.

"Yeni bir anayasa" yapılması, PKK'nın savunduğu ama ABD ve AB'nin dayattığı bir projedir. Bu itibarla, bugün PKK'nın hayırcı görünerek, zihinleri karıştırması, "istemem ama yan cebime koy" politikasıdır. Gerçekte, PKK heyecanla, referanduma "evet" denilmesini beklemektedir. 15 Temmuz'u planlayanlar tarafından PKK'ya verilen talimat, içerik olarak "hayırcı görünün ki, evet çıksın" şeklindedir.

***

"Anayasa değişikliğini biz yazdık" diyen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan'a konuşurken Lenin'in "millî demokratik devrim" tezini, işine geldiği gibi kullanıyor: 

"Bu bir millî demokratik halk devrimidir. 15 Temmuz'dan sonra Sayın Bahçeli 'Bu sistem sorununu çözmemiz lazım' dedi. Sayın Bahçeli'ye bu açıklamayı yaptıran 15 Temmuz'un sonuçlarını doğru okumasıdır."

Şayet böyleyse, şu soruları da sormak gerekir:

-Sayın Bahçeli'ye 3 Kasım 2002 seçimlerini telaffuz ettiren "okuma" neydi?

-Sayın Bahçeli'ye Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini ve seçilmesini sağlayacak kararları aldıran "okuma" neydi?

-Sayın Bahçeli'ye Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstererek Tayyip Erdoğan'ın seçilmesini garanti ettiren "okuma" neydi?

-Sayın Bahçeli'ye 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP tek başına iktidarı kaybettiği halde, Meclis Başkanı'nı AKP'den seçtiren ve daha seçim akşamı 1 Kasım 2015'te erken seçime gidilmesini söyleten "okuma" neydi?

Bütün bu kararların alınması için hiçbir "millî sebep" yoktu. Erken seçim kararı ile Bahçeli'nin iki defa AKP iktidarını kurması, her sıkıştığında koruyup kollamasının sebebi neyse, Anayasa'yı çiğneyen Cumhurbaşkanı'nı sisteme uydurmaya mecbur etmek varken, Cumhurbaşkanı'na sistem uyduracak bir hareketi başlatmasının sebebi de odur.

AKP'yi 2002'de iktidar yapan organizasyonun, her siyasi aktöre ayrı bir görev verdiği anlaşılıyor! Bahçeli'nin öyle şantajla bu kararlara mecbur edilmiş olması veya 15 Temmuz'u iyi okuduğu için böyle bir girişimde bulunmuş olması söz konusu değildir; o, görevini yapıyor!

***

"Evet" çıkması için, PKK'ya "sahte hayır" dedirtilmesi yeterli olmadı! Başka çareler aranıyor! Takvim'de Ergün Diler, "Referandumdan önce Gülen'i verirler mi? Obama döneminde çok zayıf olan bu ihtimal, şimdi her geçen gün güçleniyor... Ortaklığı yeşertmek için bölgede yeni şekli belirlemek için böyle bir adım atabilirler..." diye yazdı ve ekledi:

"CIA kendi içindeki bütün karışıklığa rağmen 'Gülen'i verirsek Türkler ne düşünür?' diye gizli bir araştırma yaptırdı.

Türkiye ile çalışan ABD, Rusya'nın da diğer oyuncuların da Akdeniz'de güçlenmesinin önüne geçecek...

Ama asıl hedef Çin ile sıkı ticari bağları olan İran olacaktı...

CIA Direktörü Pompeo'nun Suudi Arabistan'a gidişi, muhtemelen bu konu ile ilgiliydi...

İlk ziyaretini Ankara'ya yapan Pompeo'nun gelişi 'Gülen'i vereceğiz. Ama bize biraz zaman tanıyın. İlişkilerimizi tamir edelim. Sağlıklı bir yolculuğa çıkalım... Hazırlığımızı yapalım...' mesajıydı sanki..."

***

AKP iktidarı, referandumda "evet" çıksın diye, Suriye ve İran konusunda ABD'nin her dediğini yapmaya başladı yeniden! Başdanışman İlnur Çevik, "PYD kantonlarını tanımayı tolere edebiliriz" demedi mi?

Şimdi başa dönelim; 15 Temmuz darbesinin hedefi neydi?

Yazarın Diğer Yazıları