Çifte bayram yakın

      29 Ekim'de milletimiz çifte bayram kutlayacak; Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından 94 yıl önce kurulan cumhuriyetimizden asla ve kat'a vazgeçmeyeceğiz. En büyük millî bayramımızı ilelebet coşkuyla kutlayacağız.

       Değerli okurlar; bu iktidarın izlediği kutuplaştırma esaslı politika yüzünden Aziz Atatürk'e olduğu kadar cumhuriyetimize de düşmanlık yapanlar çıkıyor. Hepsi, millet vicdanında mahkûm edilmiştir, haklarında verilen ağırlaştırılmış hükmün temyizi filan da yoktur...

       * * *

       Toplum hayatımızın sivilcelerini bir kenara bırakıyor, 29 Ekim'de milletimizin kutlayacağı ikinci bayrama değinmek istiyorum...

       Milliyetçi ülkücü hareketi, ülkenin ve milletin zararına olacak iktidar politikalarına destek veren hareket haline getirdiler. İyiyi kötüyü birbirinden ayırmadan AKP'ye arka çıktılar, saltanat hırsından vazgeçmediler.

       MHP'yi "Küçük olsun benim olsun" ya da "Hiç olmasın yine benim olsun" anlayışından kurtarmak üzere yola çıkan Meral Akşener ve arkadaşlarının, hazırlıklarını tamamlamak üzere oldukları merkez partisi de aldığım duyumlara göre 29 Ekim'de gümbür gümbür geliyor....

      Hem de Samsun'dan

      Çifte bayram dediğim işte bu...

      Mutlu tesadüf!

      * * *

      MHP omurgalı tek partiydi. Bazı çapaçul tipler, omurgayı oluşturan milliyetçi ülkücü iradeyi dışladı...

      Seçmenleri darılttılar, ülkede ve partide hiçbir değere sahip çıkmadılar...

      Kafaları değişmedi; inadı sürdürdüler, varsa yoksa kendileri...

      Doğal olarak da insanlar, umut diyerek sarıldıkları partiyi yalnız bırakmaya başladı.

      * * *

      Parti yönetiminin MHP'yi nereden nereye getirdiğini gördük. 1999 seçiminden 129 milletvekilliğiyle çıkan MHP'nin bugün, seçmen tabanı çok zayıf 40 vekili var. Partiyi ne kılığa soktuklarını görmeyen herhalde kördür!

      Bu tablo, kurulacak merkez partisiyle önünde sonunda değişecek değerli okurlar...

      Yeni partinin görevi, ülkemizin ve milletimizin selâmetini sağlamak olacak...

      Seçmenler, oraya buraya sapmayan, millet ve ülke değerlerini sahiplenen, anayasayı, hak ve hukuku, adaleti, laik cumhuriyeti, katılımcı demokrasiyi ve parlamenter sistemi milletimizin vazgeçilmezleri bilerek tahrip edilmekten kurtaracak yeni partiye, daha şimdiden akın akın teveccüh gösteriyor, katılma hazırlığı yapıyor.... 

      İki bayramımız da mübarek olsun!

 

Herkes racon keserse

     Bu yaşa gelene kadar racon kelimesini çok duydum ama "Ne demek acaba" diye hiç düşünmedim.

     Kelimeyi Erdoğan gündeme getirince de merakım depreşti, "Neymiş bu racon, bir bakalım" diyerek araştırdım...

     Geniş bilgiyi vaktiyle Üsküdar'ı titreten Karacaahmetli Çakır Ahmet'in hayatını incelerken edindim...

     Racon, kısaca kabadayılık jargonuymuş, yani içeriğinde tehdit olan argo yüklü bir tavır!

     Çakır Ahmet racon kesmede o kadar ünlenmiş ki, kadın erkek, genç yaşlı, önünden selam vermeden geçen olmazmış... Yürekli, bilekli, kalıplı, sert görüntüsüne rağmen üzerinden sevecenlik fışkıran bir külhanbeyi...

     Yamuk yapanı es geçmezmiş, pata küte temiz bir dayak çekermiş...

     Kimse de karşısında duramazmış...

     İki taraf kapıştı mı, soluğu Çakır'ın yanına alırlarmış. O da "Ulan oğlum neden kavga ettiniz" diye sorar, sonra haklıyı da haksızı belirler ve tarafları barıştırıp gönderirmiş. Çakır, racon kesti mi taraflar bir daha birbirlerinin yakasına yapışmazmış...

     Adaletliymiş, paylaşımcıymış,  "Kabadayılık efendiliktir, racon kesmek de onun süsü" dermiş...

     Erdoğan "Racon kesmeyi" gündeme taşımasaydı kelimenin anlamını araştırmak nereden aklıma gelecekti...

 

ANLAMLI SÖZLER

 

      Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur. (ERASMUS)

 

Yazarın Diğer Yazıları