DEĞERLENDİRME:
A’lar çoğunluktaysa;
Çocuğunuzu yuvaya göndermek ve gönderirseniz ne yapmanız gerektiği konularında kafanız oldukça karışık. Hal böyle olunca başkalarının düşüncelerine ve yaptıklarına haddinden fazla önem veriyorsunuz. Çocuğunuz hakkında karar verirken kendi düşüncelerinizden çok, ya akraba ya da komşularınızın düşüncelerini dikkate alıyorsunuz. Bu yüzden çocuğunuzu yuvaya göndermek ve sonrasında yaşanacak olaylar konusunda da başkalarının fikirleri doğrultusunda hareket ediyorsunuz. Ancak bu tavrınız oldukça sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Çünkü her ailenin hatta her çocuğun içinde bulunduğu durum farklıdır. Bu nedenle çocuğunuzun hakkında bir karar verirken öncelikle kendi aile yapınızı göz önüne almalısınız. Unutmayın ki çocuğunuz hem sizden farklı hemde sizin bir çok özelliğinizi taşıyan bir birey.
B’ler çoğunluktaysa;
Çocuğunuz söz konusu olduğunda sorumluluk almaktan çekinen bir yanınız var. Onu çok seviyorsunuz ve sizin yüzünüzden üzülmesini istemiyorsunuz. Bu nedenle yuva konusunda olmasını istediğiniz şeyleri ya başkaları üzerinden yaptırmaya çalışıyor ya da olaylar konusunda sizin dışınızda sorumluluk alıyorsunuz. Oysa bazı konularda çocuğunuza yardımcı olabilecek tek kişi sizsiniz.
C’ler çoğunluktaysa;
Çocuğunuzu yuvaya göndermek istiyorsunuz. Ancak onu o kadar el bebek gül bebek büyütmüşsünüz ki, dışarıdaki dünya için hazır olmadığını düşünüyorsunuz. Onu çok narin büyütseniz de, onu korumak adına bu şekilde davranmanız kendine olan güveninin sarsılmasına neden olacaktır. İşte o zaman, belki okulda hiç sorun yaşamayacak olsa dahi, bu korumacı tavrınızla onu zor durumda bırakabilirsiniz. Bunun için ona güvenmeye ve bazı şeyleri yalnız başına yapabileceğine inanmaya çalışın.
D’ler çoğunluktaysa;
Bilinçli bir ebeveyn olarak yuvanın çocuğunuza sağlayacağı yararların farkındasınız. Bu sayede onu yuvaya göndermek konusunda hiçbir şüpheniz yok. Aile - çocuk - yuva üçgeninde herkesin payına düşen sorumlulukları ve yapılması gerekenleri biliyorsunuz. Belli ölçülerde onun yanında olmalısınız.