Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Çocuk gözüyle 2012

Bir koca yıl daha bitti. Hızla akıp giden zamanı en fazla duyumsadığım bir yıl daha tabiri yerindeyse “Rüzgâr gibi geçti” neleri sığdırmadık ki 2011’in içerisine. Kimilerine sevinç ve mutluluk, kimilerine de hüzün ve acı getirdi. Çoğunlukla da hem dünyamız, hem de ülkemiz için zor bir yıl oldu 2011. Yine teröre bir çok can verdik, şehitlerimizi, Mehmetçiklerimizi gözyaşlarıyla uğurladık 2011’de. Ardından 7.4’lük Van depremi ile sarsıldı Türkiye. Yüzlerce vatandaşımızı da doğal afette kaybettik. Tiyatro ve sanat dünyasından birçok yıldız kaydı. İşsizlik, hastalıklar, üstüne üstlük bir de yokluk. Japonya’da tsunami, Somali’de açlık, Endonezya’da binlerce insanın öldüğü büyük deprem, trafik kazalarında yitirdiklerimiz, özellikle gençlere ve kadınlara karşı uygulanan şiddet olayları vs. derken dünyamızı ve ülkemizi sarsan bir yılı daha geride bıraktık.
Hani, “Ne sevdiğimi anladım ne de sevildiğimi, sadece içimde bir yer acıyor” demiş ya şair. Bütün önceki yıllarda olduğu gibi acının ve hüznün 2011’de kalmasını dilesek de, kimilerimizin içinde bir yerler acıyor ve bir yanı hep eksik kalacak. Ateş düştüğü yeri yakacak elbette. Tam bu sırada ben acı ve hüznün girdabında düşüncelere dalmış debelenirken ve koca bir yılın muhasebesini yapmaya çalışırken kendi kendime, elinde notlarla oğlum paldır küldür heyecanla içeri girdi. Kendisi için bir yeni yıl programı hazırlamış yani 2012’de yapmak istediklerini. “Lütfen bunu köşene taşır mısın anne. Belki benim gibi düşünen birileri okur da farklı yerlerde de olsak aynı düşüncede buluşabiliriz” dedi.
Programındaki bazı başlıklar şöyleydi: “Lise imtihanlarına hazırlanıyor olmasına rağmen zamanının büyük bir bölümünü sosyal yardımlaşma projelerine ayırmış. Kendisi gibi düşünen arkadaşları ile birlikte engelli çocukları ziyaret etmek istiyor, lösev için bir şeyler yapmak, TEMA’da ağaç dikmek, sokak çocukları projelerinde çalışmak, bol bol huzurevi gezip yaşlılarla ilgili ziyaretlerde bulunmak.”
Kısacası düşündüklerini projelendirmiş. Muhtarlıkları ziyaret edecek ve sivil toplum örgütlerinden çalışmaları için yardım isteyeceklermiş. Kendine ulaşmak için başkalarına da ulaşmanın şart olduğunu söylüyordu. 2012’de insanlar için bir şeyler yaptığında bu yılın kendisi için de iyi geçeceğine inandığını paylaştı benimle. Çok etkilenmiş ve düşünceleriyle heyecanlanmıştım. Bu dünyada ille de büyük işler yapmasak da küçük şeylerden yola çıkıp bunları sevgimizle büyütebileceğimizi anlamıştı.
Dokunduğumuz başka hayatlarda sevincin büyüyebileceğini, çevresine sahip çıkmanın güzelliğini, karanlığa bir mum yakabilmenin sıcaklığını, paylaşmanın gücünü, hayattan ne istiyorsak önce onu bizim vermemizin gerektiğini, aslında aldıklarımızın, verdiklerimiz olarak geriye döndüğünü anlamıştı. Kin ve nefretin hiçbir şeyi çözmediğini, sadece kişiye zarar verdiğini ama sevginin beton duvarları yıkacak gücünü anlamıştı. Yeni yılın ilk gününde oğlumun bu güzel temennileri benim de bütün insanlık için temennilerim oldu. Umarım tüm dünyada ve ülkemizde bu yıl sevginin ve barışın yılı olur ve bunu küçük büyük herkes anlar diye düşündüm.
Yeni yıl ülkemizde ve bütün dünyada hayırlara vesile olsun.
Yeni yılınız kutlu olsun...

Yazarın Diğer Yazıları