Çözüm Hakkâri’de ilan edildi...

Hükümetin “çözüm süreci” kapsamında hazırladığı 6 maddelik tasarı TBMM’ye gelirken PKK da eşzamanlı olarak “çözülme süreci” adımlarını hızlandırdı. Terör örgütünün “Demokratik Özerklik Projesi” dediği “mahalle meclisleri” Hakkari’nin Biçer mahallesinin ardından Sümbül ve Dağgöl mahallelerinde uygulamaya geçirildi.
Köylerde “köy komünleri” ve şehir merkezlerinde “mahalle meclisleri”nden sonra kent meclislerinin kurulması planlanıyor. Sonraki aşamada ise kent meclislerinin sözde  “demokratik özerkliğe” dönüşmesi bekleniyor. Kağıt üzerinde köy-kent meclislerinin AB hukukuna uygunluğu söylenebilir fakat BDP ve DTK teşkilatlarının sözcüleri meselenin sadece yerinden yönetim anlayışıyla sınırlı olmadığını açıkça ilan ediyor. 
Duymak isteyene açıkça söylüyor PKK’lılar. Hakkari BDP İl Eş Başkanı Miraz Çallı şehrin geçmişten günümüze merkezi yönetimlerden uzak durduğunu hep ‘mirler’ eli ile yönetildiğini ileri sürüyor. Çallı, “Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde diğer tüm uluslar gibi bizler de önderliğimiz Sayın Abdullah Öcalan tarafından geliştirilen demokratik ulus paradigması çerçevesinde oluşumlarımız sürüyor” diyerek niyetlerini açıkça ortaya koyuyor. Rojava modelinden ilham aldıkların ifade eden Çallı, çözüm sürecini nasıl bir fırsata dönüştürdüklerini ise şöyle ifade ediyor: “Siyasi soykırım operasyonları nedeniyle inşa çalışmaları kimi zaman durma noktasına gelmiş kimi zaman ise durmuştu. Artık meclislerimiz dışarıdan kendini savunabilir pozisyon alabilecektir.” 
Hakkâri’de ilan edilen ve ilk ateşin yakıldığı mahalle meclisinde üniter yapı ile bağlantısı olmayan, silahların gölgesinde bir özerklik yapılanması mevcut. BDP tarafından tanımlanan demokratik özerlik maddelerinde “tek bayrak tek millet”in yerine kendi sembolleri ile yönetilen bir özerklik maddesi de bulunuyor!
PKK temelinde kurulan DTK’nın sözcüleri de özerkliğin güvenlik güçlerinin bölgeden çekilmesini gerektirdiğini iddia edecek kadar cesurlar!DTK Meclis üyesi Songül Morsümbül,Lice’de karakol ve kalekol yapımına karşı gösterilen direnişin sürdüğünü belirterek, halkın yeni bir yaşam kurduğunu artık devletin militarist güçlerini bölgeden çekmesini istedi!Morsümbül, Lice’in pilot bölge olmasını da öneriyor. Kandil de gelinen noktaya dikkat çekmişti! Karayılan, “Mayıs ayında sabırlı olun 2 sene sonra vatanımız hayırlı olsun diyeceğim” demişti. Herhalde bugünleri kastediyordu!
Örgütten kaçanların ifadelerinde var, zaten bölgede yaşayan herkes yakından biliyor. Şöyle ki, Köylerde anlaşmazlık çıktığında, yahut basit tecavüz olaylarında dahi örgütün üst düzey yöneticileri gelerek mahkeme kurmaktadır. Vatandaş TC mahkemelerine gitmemeleri konusunda da uyarılmaktadır! Uyarının ne anlama geldiğini de bölge halkı yakından bilmektedir!
Güneydoğu’da yaşananları yakından takip eden herkes Hakkari’den sonra sıranın Cizre’de olduğunu kolayca tahmin edebilir. Sonra da Nusaybin. Bekleyelim görelim. Elimiz kolumuz bağlı neticede! Cizre’de Cizre kent meclisine bağlı yedi mahallede mahalle meclisi kurulmuş durumda. Bu kadar olay çıkması demek ki gayet normalmiş Cizre’de. Öte yandan Cudi ve Sur mahalle meclislerinde hemen hemen her gün eylem güvenlik güçlerine eylem planı yapılması, hiç mi önemli değil? Ayrıca Hakkâri ve diğer illerde PKK şehitliklerine doçkalar yerleştirilmiş durumda!Buralardan güvenlik güçlerine ateş ediliyor ve ateşle karşılık verilmesi bekleniyor. Böylece güvenlik güçleri şehitlikleri vuracak ve halk tahrik edilecek. 
Hükümet hazırladığı tasarının gerekçesinde çözüm sürecini “sessiz devrim” olarak nitelendiriyor. Bakalım bu gelişmelere son verecek bir sihirli değnek ellerinde var mı, yoksa Öcalan’ın daha önce ifade ettiği gibi özerk Kürdistan’ı Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi elleriyle mi inşa ediyor, göreceğiz!

 

Yazarın Diğer Yazıları