Cumhurbaşkanı Erdoğan: Acının rengi, ırkı, dili, dini olmadığını çok iyi biliyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Acının rengi, ırkı, dili, dini olmadığını çok iyi biliyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi'nde konuştu. Erdoğan "Acının rengi, ırkı, dili, dini olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu anlayışla Türkiye, bugün dünyanın 140'ı aşkın ülkesinde insani ve kalkınma yardım faaliyetleri yürütüyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 60'a yakın devlet ve hükümet başkanının katılımıyla küresel insani yardım sisteminin masaya yatırılacağı Dünya İnsani Zirvesi'nin İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen açılışında katılımcılara hitap etti. Erdoğan, tarihin ilk Dünya İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yapmaktan, bu vesileyle katılımcıları medeniyet ve tarih şehri İstanbul'da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Zirvenin başta sıkıntı içinde hayatlarını sürdürmeye çalışan yüz milyonlar olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, böylesi önemli bir zirvenin icra edilmesi noktasında, sergilediği çabadan ötürü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve ekibine teşekkür etti ve hazırlanan senaryoyu takdir ettiğini ifade etti.

'Kapımızı hiç bir zaman insanlara, insanlığa kapamayacağız'

Savaşlar, doğal afetler, salgın hastalıklar, iklim değişikliğinin yol açtığı krizlerin, tüm insanlığın huzurunu, refahını ve ortak geleceğini tehdit ettiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Zirvede bulunanlar olarak, hepimiz de acının rengi, ırkı, dili, dini olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu anlayışla Türkiye bugün dünyanın 140'ı aşkın ülkesinde, insani ve kalkınma yardım faaliyetleri yürütüyor, binlerce projeyi hayata geçiriyor. Aynı zamanda 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ülkemizde misafir ediyoruz. Büyük bir iftiharla belirtmek isterim ki bu iltica, bu sığınma süreci devam etse dahi, varil bombalarından kaçan büyük bir tehditle karşı karşıya kalan ister Suriyeli olsun, ister Iraklı olsun, kim olursa olsun kapımızı hiç bir zaman insanlara, insanlığa kapamayacağız, bunu özellikle belirtmek istiyorum. İnsani yardımlarımızın ve insani kalkınma yardımlarımızın, 2014 yılı toplamı 6,4 milyar dolar. Bu rakam her geçen yıl artıyor. Bu süreçte küresel insani yardım sisteminin tüm yönlerini görme, aksaklıkları, eksiklikleri bizzat tecrübe etme imkanı bulduk."

'Herkes elini taşın altına koymalıdır'

Sorunlara çözüm üretemeyen sistemin yükünü sadece belli ülkelerin omuzladığını vurgulayan Erdoğan, artık bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti. 

Yerlerinden edilen çocuklara, engellilere ve diğer tüm mazlumlara daha fazla yardımcı olacaklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"ihtiyaçlar her geçen gün artarken maalesef kaynaklar aynı oranda artmıyor. Buna ilaveten yardımların finansmanında uluslararası toplum açısından bazı sıkıntılar ve sorumluluktan kaçma eğilimleri görüyoruz. Bu zafiyeti en iyi bilen, çok acı bir şekilde bunu tecrübe eden ülke Türkiye'dir. Ülkemizdeki sığınmacılar için yaptığımız harcamalar 10 milyar doları aşmışken uluslararası toplumun katkıları 455 milyon dolarda kaldı."

Dünya İnsani Zirvesi'nin tüm bu alanlarda dönüm noktası olmasını dileyen Erdoğan, "Gözlerini ve gönüllerini İstanbul'dan gelecek mesajlara ve taahhütlere kilitlemiş insanlara karşı sorumluluklarımızı bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız." dedi.

'BMGK'ya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi kapsamında düzenlenen "Çatışmaları Önlemek ve Bitirmek İçin Politik Liderlik" konulu "1. Yüksek Düzeyli Yuvarlak Masa Toplantısı"ndaki konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başladı. 

Türkiye olarak, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un "Siyasi Liderlik" başlığı altında belirlediği 5 temel taahhüdün tamamına destek verdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Adaletli, hızlı, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi doğrultusunda çalışan bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Güvenlik Konseyinin temel işlevini yerine getirebilmesini temin edecek bir reforma tabi tutulması aciliyet arz ediyor. Bilhassa veto hakkının kullanımının sınırlandırılması yönünde ortaya konulan girişimleri desteklemeyi sürdüreceğiz. 'Medeniyetler İttifakı' ve 'Barış için Arabuluculuk' girişmeleri küresel barış ve istikrar için çok değerli platformlardır. Tüm paydaşları bu girişimlere güçlü destek vermeye davet ediyorum."