Cumhuriyet kazanımlarına turizm darbesi (2)

Geçen haftaki yazımda  “2007 sayılı Türkiye’deki Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun’un” yürürlükten kaldırılmasını ele almıştım. Bu kanunun yürürlükten kaldırılmasında hangi kurum ve kuruluşların seferber olduğu konusunu da bu yazımda ele alacağım.
Köşemin adı “Turizm Dünyası” olduğu için tabii ki doğal olarak bu yasanın yürürlükten kaldırılmasının, Turizm sektöründe çalışan Türk Vatandaşlarını nasıl etkilediği inceleyeceğim.
Ülkemizde turizm dendiğinde ilk akla gelen kurum, kendilerine 1618 sayılı yasa ile çok büyük haklar ve yetkiler verilen TÜRSAB (Türkiye Acenteleri Birliği)’ninyasasında yapılan son değişikliklerle (sanki ekonomik olarak çok sıkıntı içindeler imiş gibi) kendilerine şirket kurma ve şirketlere ortak olma olanağı tanıyan madde de kabul edildi.
Yine birlik yasasında yapılan değişiklikle “45 kişiye kadar en az 1 rehber, tur veya sadece tek bir otelde konaklamayı ve konaklanacak otele ulaşımı içerenler hariç olmak üzere, paket tur kapsamında, paket tur veya tur başına 45 kişiye kadar en az 1 rehber bulundurulacak. Turistlere, rehberler dışında herhangi bir kimse aracılığıyla Türkiye’nin tarihi, doğası, kültürü ve turizmiyle ilgili rehberlik faaliyeti niteliğinde bilgi verilmeyecek”.
Amerika’yı yeniden keşfetmiş gibi TÜRSAB’ın bunu büyük değişiklik olarak sunmasını anlamıyorum. Çünkü ülkemizde hangi durumlarda ve kimlerin rehberlik yapacağı, hangi faaliyetlerin rehber kontrolünde olacağı, 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilmiştir. Fakat aşağıdaki yazılanlar okunduğunda, aslında TÜRSAB’ın Türk vatandaşı olan profesyonel rehberlerin çalışma şartları ile ilgili değil, yabancıların çalışma şartları ile ilgili uygulamalardan son derece rahatsız olduğunu açıkça görüyoruz.
“Malumunuz olduğu üzere, ülkemizde görev yapan yabancı tur operatörü temsilcileri 03.06.2005 tarih ve Vize 4/2-291-15106-100584 sayılı genelge gereğince turistik vize süreleri bitmeden “Tur Operatörü Temsilcisi “ olarak ikamet tezkeresi alamamaktadırlar. Söz konusu yasal düzenleme nedeniyle de, 12 aylık dönem içerisinde en fazla 6 ay izin alabilen söz konusu yabancıların, bir sonraki yıl başvurularında süreyi tamamlayamadıkları durumlarda turistik vize ile çalışmak zorunda kalmakta, bu sürenin 4-5 hafta gibi kısa süreler olması nedeniyle bu durum yabancı çalıştıran seyahat acentelerini zor durumda bırakmakta idi.
Turizm sezonuna girilmiş olması da dikkate alınarak, turizm olgusunda önemli yere sahip üye seyahat acentelerimizin uygulamadan olumsuz yönde etkilenmemeleri amacıyla, ülkemizde görev yapan tur operatörü temsilcilerine 6 ay süreli tur operatörü meşruhatlı ikamet tezkerelerinin talepleri halinde ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren de tanzim edilebileceği hususu, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 22.06.2007 tarih, 177763-110974 sayılı yazısı ile Başkanlığımıza bildirilmiştir”
Yukarıdaki sirküleri birlik üyelerine gönderen TÜRSAB’ın, Türk vatandaşlarına yıllardır söyledikleri “Turizm Sektörünün İstihdam Kaynağı” olduğuna yönelik söylemlerinin, propagandadan başka bir şey olmadığı, bütün girişimlerinin aslında gerçekte yabancı tur operatörleri ve onların yabancı çalışanlarının önünü açmaya yönelik olduğu gün gibi ortaya çıkmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları