Cumhuriyetimiz kutlu olsun

      BUGÜN Cumhuriyetimizin 93'üncü kuruluş yılı. Ulu Önder Atatürk 19 Mayıs 1919'da deniz yoluyla Samsun'a giderek kutlu yürüyüşü başlattı ve cumhuriyetin kuruluşuna doğru ilk adımı attı...

      Toplanan kongrelerde alınan kararlar üzerine Millî Mücadele başlatıldı ve Türk Milleti birlik ve beraberlik içerisinde canını dişine takarak düşmanla savaştı...

      1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı, 1923 yılında da cumhuriyet ilan edildi. 23 Temmuz 1923'te Lozan'da milletler arasında yapılan anlaşmayla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığı ve bağımsızlığı dünyaya kabul ettirildi.

      Tarihi tekrar anlatacak değilim...

      Yalnız şu kadarını söyleyim, bugün ülkede cumhuriyetimizin değerini bilmeyen, onu sahiplenmeyen, yerine başka yönetim biçimlerini hayal eden siyasetçiler var...

      Cumhuriyetin kazanımlarını yok sayıyorlar...

      Osmanlı olma hevesini yaşıyorlar...

      Giyimden başlayarak Osmanlı hanedanından miras kalan bütün çağ dışı tavırları üstleniyorlar.

      Gençleri bu hevesi canlandıracak bir altyapıyla mücehhez kılmaya çalışıyorlar. Eğitim ve öğretim hayatını medrese, molla ve falaka motifleriyle bezemeye uğraşıyorlar... 

      Hangi kamu kuruluşuna bakarsanız bakınız, hepsinde aynı havayı estirmeye uğraştıklarını görürsünüz...

      Ülkenin başına cemaatçiliği musallat ettikleri yetmedi, silahlı kuvvetlerimiz dahil, yargıya, emniyete, sağlığa, bilime cumhuriyet karşıtlarını sırtlayıp getirdiler.

      Türk Milleti 93 yıldır hanedan kalıntılarıyla mücadele etmek zorunda bırakıldı. Gelmiş geçmiş iktidarların oy kaygısıyla tolere ettiği Osmanlı yandaşlığı bugün spor sahasından, futbol kulübüne, hatta iktidar yanlısı gençlik kuruluşuna kadar uzanan bir güzergâhta cumhuriyet karşıtlığına dönüştü...

       * * *

       Cumhuriyet Bayramı'mızın 93'üncü yılını işte böyle bir iklimde kutluyoruz. Devletimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hep olduğu gibi yine minnet, şükran ve hasretle anıyor, ilke ve inkılâplarına bağlılık andımızı yeniden içiyoruz.

       Bu ülkede kim olursa olsun, hangi siyasal anlayış egemen hale gelmeye çalışırsa çalışsın cumhuriyet düşmanlığına asla izin verilmeyecek ve 93 yıllık genç cumhuriyetimiz köhnemiş heveslerin egemenliğini asla ve kat'a kabul etmeyecektir. Türk Milleti bileği bükülemeyen zinde bir güçtür, 15 Temmuz'da da  gücünü göstermiştir. 

Ekilebilir arazilerde imar

--------------------------------

      TERCÜMAN gazetesinin Adana Temsilcisi olduğum dönemde Çukurova'daki ekilebilir alanların sanayiye açılmasını önlemek için bir dizi yayın yaptık, ilgililerle defalarca buluşup konuştuk ve tek çözümün bu alanlarda sanayi kuruluşlarına izin vermemek olduğunu anlattık...

      Dinlediler...

      O kadar...

      Sanayiciler bildiklerini okumaya devam etti...

      İnsanlar tarım alanlarına düşmanlıkta o kadar ileri gittiler ki Çukurova'da başta pamuk olmak üzere diğer tarımsal ürünlerin ekimine yer bırakmadılar...

      İnanmayan Adana'ya gider, görür...

      Sadece Çukurova değil...

      Trakya'da da tarım arazileri imara açıldı. Bu açılım hâlâ sürdürülüyor. Çoğu kimse, tarımdan elde ettiği gelirin azlığı yüzünden toprağını satıyor. Çünkü topraktan kazanılan para çiftçilikten kazanılandan daha fazla, hem de çok fazla...

      * * *

      İktidardaki zihniyet İstanbul'da ve öteki büyük kentlerde yeşil alan bırakmadı. Kentlerdeki yeşil alanlar ekilebilir değil ama solunulabilir alanlar, halkın nefesini kesmeye devam ediyorlar.

      Önceki gün otoyolun kenarlarındaki yeşil alanlarda çocukları oynarken gördük; hayret etmedik. İnsanlara ne park, ne bahçe bıraktılar. O alanlarda, hatta sahillerde belediye tesisleri yapıldı, işletmeler kiralandı... Ancak buralarda soluklanmak için cüzdanınızın kalın olması lazım...

       * * *

       Demek ki neymiş... Bazıları kentlerde yeşil alanlara, bazıları da kırsalda ekilebilir arazilere düşmanlıklarını sürdürüyormuş...

       Siyasi iktidara gelince...

       Bakıyor, aksine bir şey yapmıyor. Çünkü gözleri kentteki yeşil alanlarla kırsaldaki ekilebilir arazilerin üzerinde; bunların birinci düşmanı siyasetçiler....

       Böyle bir nemalanma kapısını hiç kapatırlar mı bir düşünün...

KOCAMAN SÖZLER

-----------------------------------------

       İNSANLARIN yapabileceği en büyük fenalık, kendisine olan özgüveni kaybetmesidir. (Richard BERNEDİCİ)

Yazarın Diğer Yazıları