Çuval Türkiye’nin başından çıkmadı!

Çuval Türkiye’nin başından çıkmadı!
‘Kürdistan’ hayali hayata geçiriliyor. Irak ve Suriye’den başlatılan operasyonda, “Sıra Türkiye’de” deniliyor! Büyük Orta Doğu Projesi ile Irak’tan sonra Suriye’nin de işi bitti. Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesiyle dengeler değişti

Eslen: ABD çuvalı başımızdan çıkmadı

“ABD ile Rusya, önlerine Orta Doğu haritasını koymuşlar, Irak’ın ve özellikle de Suriye’nin nasıl şekillendirileceğine, yeni haritanın nasıl olacağına dair mutabakata varmışlar bile.”

Başer: Sıradaki ülke durumuna düştük

“Dış politikadaki hatalar, yanlış öngörüler Türkiye’yi adım adım Suriye’den sonraki ülke konumuna doğru sürüklüyor. Sıranın bize gelmesi meselesi uçak krizi ve yanlış politikalardır.”

Eryılmaz: Hiç bir güç kantonu önleyemez

“Türkiye’nin güneyinde, Suriye’nin kuzeyinde Kürt kantonları oluşturacaklar. Hiçbir güç şu aşamada engelleyemez. Suriye’nin bölünmesi Türkiye’nin bölünmesini de getirir.”

Ayhan: Teslimiyetçi politika dibe vurdu

“AKP iktidarının teslimiyetçi dış politikası Suriye’de duvara toslamıştır. Millî çıkarlarımıza aykırı gelişmeler ne yazık ki yine AKP sayesinde müttefikler tarafından hayata geçirildi.”

 

Çuval Türkiye’nin başından çıkmadı!

Emekli Tuğgeneral, stratejist Nejat Eslen Kuzey Irak’ta ABD askerleri tarafından Türk askerlerinin başına geçirilen çuvalı hatırlatarak, “PYD üzerinden de bir çatışma sözkonusu” dedi.

1-364.jpgTürkiye-ABD arasında büyük sorun yaratan “PYD terör örgütü” ne ilişkin gerilim devam ederken, uzmanlar, ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD ile mücadele özel temsilcisi General John Allen’ın 15 Temmuz 2015’te bir panelde, PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’yi “ABD’nin ortağı” olarak nitelediğini hatırlattı. Nejat Eslen de, Türkiye- ABD ilişkilerinin kırılma noktasının, 4 Temmuz 2003’te Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde ABD’li askerlerin 11 Türk askerinin başına çuval geçirmesi olduğunu söyledi. O dönemde, ABD’ye nota verilmesini isteyenlere, “Ne notası müzik notası mı” diye yanıt verilmişti.

TSK stratejisi değişti

Nejat Eslen, soğuk savaş döneminde Türkiye-ABD’nin güvenlik çıkarlarının örtüştüğünü belirterek şöyle dedi: “NATO üyesi olarak, Sovyetler Birliği’nin ve komünizmin yayılmasına karşı tedbir alıyorduk. Kıbrıs ve Ege meseleleri hariç Türkiye ABD ilişkilerinde çok ciddi sorunlar olmadı. Ancak Sovyetler Birliği dağıldıktan, 2 kutuplu dünya düzeni bittikten sonra yepyeni bir jeopolitik ortam ortaya çıktı. Türkiye-ABD ilişkileri soğuk savaş sonrası Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay Başkanı olmasından sonra ABD tarafından sorunlu görülmeye başlandı. Kıvrıkoğlu döneminde, TSK stratejisini değiştirdi. Tehdidi yabancı topraklarda karşılamayı öngören bir strateji benimsedi. Milyarlarca dolarlık silahlanma programı başlattı. Bu ABD’yi tedirgin etti. Bence ABD ile Rusya oturmuşlar, önlerine Orta Doğu ve Suriye haritasını koymuşlar, Irak’ın ve özellikle de Suriye’nin nasıl şekillendirileceğine, yeni haritanın nasıl olacağına dair mutabakata varmışlar. Türkiye öncelikle Beşar Esad’ın gitmesini hedef aldı. Başlangıçta ABD’de bu görüntüde idi. ABD’nin kafasında Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti oluşturmak vardı.. Türkiye bir stratejik hata ile Rus uçağını düşürünce bölgedeki dengeler değişti. Özellikle Rusya’nın S-400 füzeleri ve hava gücü ile bölgeye intikal etmesi ile Suriye’deki dengeler tamamıyla değişti.”

ABD’nin kara gücü

PYD’nin kantonları birleştirerek batıya doğru hamleler yaparken Türkiye’nin içeriden karıştırılmaya başlandığını kaydeden Eslen, “PKK’nın şehir eylemlerini başlattılar. Türkiye’nin güneyini Suriyelileştirmeye başladılar. Evvelden PKK, Türkiye-Irak sınırının kuzeyinde kırsalda eylem yapardı. Yani Şırnak’ta,  Şemdinli’de, Hakkari’de eylemler yaparlardı. Şimdi Suriye sınırının kuzeyinde ve Suriye sınırına yakın şehirlerde eylemler yapıyor. ABD ise PYD’yi Suriye’de IŞİD’e karşı kullanılabilecek bir kara gücü olarak görüyor” dedi.

 

Suriye’den sonraki ülke konumuna geliyoruz

2-271.jpgEmekli Orgeneral Edip Başer, dış politikadaki hatalar, Suriye için yanlış öngörülerin Türkiye’yi adım adım Suriye’den sonraki ülke konumuna doğru sürüklediğini söyledi. Başer, “Sıranın bize gelmesi meselesi de bizim izlediğimiz yanlış politikalardan oldu. Rusya ile uçak krizini iyi yönetemedik. O kriz bir gerginlik safhasına dönüştü. O kriz iyi bir diplomasiyle, iyi bir siyasi yönetimle, iyi bir şekilde yönetilebilseydi bunun gerginlik haline dönüşmesini, Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya gelmesi önlenebilirdi” dedi. “Yine aynı duyarsızlıklarla, anlamak mümkün değil bu politikaları, bu ne biçim küresel ve bölgesel bakıştır” diyen Edip Başer, şöyle devam etti:

Sarmala sürüklendik

“Bu ülkenin çıkarları nerededir, bu ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmeyen hiçbir görüş ve politika milli politika olamaz. Bugün görüyoruz ki, maalesef neresinden tutarsanız tutun, İran ve Irak ile kanlı bıçaklı hale gelmişsiniz. Suriye ile zaten başından beri durum belli. Uluslararası ilişkiler okuyan üniversite öğrencisinin dahi kolay kolay onaylamayacağı adımlar atılmış dış politikada. Bir komşu ülkede çıkan kavgada, onların arasına girip yatıştıracağınıza onları kavga etmeyin, birbirinizi öldürmeyin fayda yok diyeceğinize birinin eline silah tutuşturmuşsunuz. Daha iyi öldür öbürünü diye. Böyle bir komşuluk ve Orta Doğu politikası olabilir mi? Geldiğimiz noktaya baktığınızda pek doğru yapmadığımız ortada. Adım adım Türkiye bu sarmalın içine sürüklendi. ABD ile de PYD konusunda kavgalı duruma düştük. Bütün bu koşullar Türkiye’yi adım adım Suriye’den sonraki ülke konumuna doğru sürüklüyor. Bunu bazı ülkeler, Batılı ülkeler, Rusya’sı, ABD’si bilerek mi yapıyor? Elbette onların kendi politikaları var. Onlar kafalarına Türkiye’yi Suriye’den sonraki ülke konumuna getirmeyi kafaya koymuşlarsa onun için her türlü cambazlığı, oyunu, ahlaksızlığı yapacaklar. ABD’nin bugüne kadar oynadığı oyun çok açık ve net ortada.”  Edip Başer, bugün Türkiye’nin PKK terör örgütü ile olan mücadelesinde ABD’nin “küçük parmağını kıpırdatmış” olması halinde Kuzey Irak’taki peşmerge reisi Mesud Barzani’nin çoktan bölgesindeki teröristlere karşı rahatsız edici tedbirleri almış olacağını da kaydetti. Başer, “Maalesef kıpırdatmadı. PYD konusunda ısrarla bu terör örgütü değil diyorlar, bunu kabul ediyoruz ama bunun yolu bağıra çağıra mı bu işi halletmek olmalı? Sakin yaklaşarak, diplomatik becerileri kullanarak bu işin üstesinden gelmek gerekir” dedi.

 

“AKP’nin teslimiyetçi dış politikası duvara tosladı”

3-167.jpgMeclis’te basın toplantısı düzenleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, AKP’nin teslimiyetçi dış politikasının Suriye’de duvara tosladığını, Türkiye’nin milli çıkarlarına aykırı ne kadar gelişme varsa hepsinin AKP politikaları sayesinde müttefiklerimiz tarafından hayata geçirilmeye başlandığını belirtti.  “Suriye’de güçlü Esad yönetimi ve Kürt devletinin 4 parçalı Kürdistan’ın bir ayağı daha oluşturulurken AKP’nin dış politikası silinmiştir” diyen Ayhan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’nın ABD’ye ‘ortağını seç’ çıkışı sonrasında ABD’nin, PYD’yi terör örgütü görmediğini resmen açıklaması, AKP’nin tutarsız PYD politikasının, Suriye’de sahadaki duruma göre hareket etmesinin Türkiye’yi yalnız bıraktığını açıkça ortaya çıkarmıştır. Peki AKP niye seçmiyor? Hep kaçak güreşiyor, duruma göre pozisyon alıyor. Zikzaklar çiziyor. Gelinen noktada adeta Türkiye’ye karşı ittifak yapar hale gelen müttefiklere karşı Cumhurbaşkanın serzenişleri beyhude ve çok gecikmiş reaksiyonlardır. ABD’nin, PYD’yi terörist örgüt olarak görmediğine ilişkin açıklaması Türkiye’yi küçük görmektir. Bu da AKP’nin eseridir. AKP bu gelişmeler karşısında çark ederek yeniden ‘Kardeşim Esad’ siyasetine mi dönecektir?” Türkiye’nin de hedefte olduğunu dile getiren Ayhan, Suriye konusunda ABD ve Rusya’nın projeksiyonlarının aynı olduğunun görülmekte olduğunu kaydeden Ayhan, “Bir taraftan IŞİD ile mücadele, bir taraftan AKP yönetiminin basiretsiz dış politikasının bölgedeki reflekslerinin iyice zayıflamasından istifade eden sözde müttefiklerimiz, PYD’ye Türkiye sınırına paralel ve stratejik öneme sahip uzun bir alanda devlet kurdurma arayışı içine girdiği gözlenmektedir” dedi. “Dolmabahçe Sarayı’nda AKP-PKK buluşmasıyla ilan edilen ihanet mutabakatının kanlı sonuçlarının Cizre’de, Sur’da görüldüğünü” de söyleyen Ayhan, bu sürecin faillerinin hala el üstünde tutulup baş tacı yapıldığını dile getirerek, Mardin’deki 10 maddenin Türkiye’ye faturasının da ağır olacağını savundu.

 

Batı’nın hedeflediği harita gerçekleşiyor

İktidarın Suriye politikasını eleştiren Eryılmaz, “Türkiye kendi ayağına kurşun sıktı. Suriye’nin bölünmesi için zemin hazırlıyor. Bu ülkenin bölünmesi Türkiye’nin bölünmesini de getirir” dedi.

4-077.jpgCHP eski Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, AKP iktidarının Suriye politikasında büyük yanlışlar yaptığını belirterek, “Türkiye kendi ayağına kurşun sıktı” dedi. Bölgede Büyük Ortadoğu Projesi’nin adım adım işlediğini belirten Eryılmaz, şunları söyledi: “Haritalar önce ABD’de yayınladı. “BOP’un Eşbaşkanıyım” diyenler oldu. Daha sonraki süreçte bu politikaya uygun hareket edildiğini gördük. Bütün adımlar projenin işlediğine işaret ediyordu. Bugün geldiğimiz nokta Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) işaret ediyor. Türkiye ne yaparsa yapsın bu hedefe ulaşacaklar. Türkiye’nin güneyinde, Suriye’nin kuzeyinde Kürt kantonları oluşturacaklar. Hiçbir güç şu aşamada engelleyemez diye düşünüyorum. Zaten Suriye’ye saldırırken de hedef buydu. Türkiye kendi ayağına kurşun sıktı. Suriye’nin bölünmesi için zemin hazırlıyor. Uzun vadede Suriye’nin bölünmesi Türkiye’nin bölünmesini de getirir.

 

Çelişkiye düştüler

Eryılmaz, şöyle devam etti: “Şimdi ‘PYD terör örgütüdür’ diyorlar ama Salih Müslim’i yani bunların başını Türkiye’de ağırlamadılar mı? O zaman çelişkiye düşmediniz mi bugün? Türkiye’yi ABD dahil kimse ciddiye almıyor çünkü hedeflerine ulaştılar. Suriye’nin kuzeyindeki radikal gruplara karşı PYD’nin desteklenmesi konusunda bence birlikte hareket ediyorlar. ABD de, Rusya da destekliyor. ABD açık açık söyledi, ‘Terör örgütü olarak görmüyorum’ diye. Bizimkilerde hâlâ geçtiğimiz günlerde Özgür Suriye Ordusu, Fetih Ordusu bunları çağırıp Ankara’da toplantı yapmışlar. Bunlara ‘Terör örgütü değil’ diyorlar. ABD de Türkiye’nin ne yaptığını bildiği için ciddiye almıyor. Sonuçta adım adım Batı’nın hedeflediği harita maalesef gerçekleşiyor. 

Uygun zemin arıyorlar

“Bu saatten sonra Suriye’nin kuzeyinde Kürt kantonunun gerçekleştirilmesinin önüne hiçbir güç geçemez” diyen Refik Eryılmaz, şunları kaydetti: “Müdahale sözleri, kırmızı çizgileri kimse dinlemez. Ayn el-Arap ile Afrin’i birleştirecekler, bunun için uygun zemin arıyorlar. Aradaki Cerablus denen bölgeyi kapatacaklar. Ondan sonra sıra koridorun diğer bölümü Hatay tarafına gelecek. Onlar Akdeniz’e Lazkiye ve Keseb tarafından girmek istiyorlar. Bunu daha önce 2013 yılında denediler ama başaramadılar. Rusya izin vermedi. Hatay’dan deneyecekler şimdi. Hatay’ı karıştırmak isteyecekler.”

Refik Eryılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “2011- 2012 yılında hazırladığımız raporlarda hepsini tek tek söyledik, yazdık ama hiçbir şey yapılmadı. Muhalefet partileri de ‘Esad diktatördür’ söylemlerine uyarak, yanlışlığa ortak oldular. 2.5 milyon sığınmacının geri dönüşü ise çok zor olacak. Eğer Birleşmiş Milletler (BM) ile bir uzlaşma olmazsa Suriye bunların çok büyük bir bölümüne ‘Teröristlerin aileleri’ diyecek, bu nedenle kendileri de dönmek istemeyecekler. Türkiye’nin başına kalacaklar. Suriye’de Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların hiçbir karşılığı yok. Bu nedenle Cenevre’yi sabote etmeye çalışıyorlar. Bunlar seçime gitse bile yüzde 1 bile alamazlar.”