'Dağlara şarkı söyle'

Necip Fazıl'ın "Dağlara şarkı söyle" şiiri ilkin 1931'de, Türk Yurdu dergisinin, 37 (231). sayısında çıkmıştır. Aradım, Türk Yurdu dergisinde çıktığına dair bilgiye rastlamadım. Belki ulaşamadığım bir kaynakta vardır.

Şiiri internette ararsınız bulursunuz ama iki değişiklikle. Türk Yurdu'ndaki şiir şöyle:

Al eline bir değnek, / Tırman dağlara şöyle. / Şehir farksız olsun tek, / Mukavvadan bir köyle. // Yel olsa sende esen, / Cücesin şehirde sen, / Bir dev olmak istersen / Dağlarda şarkı söyle...

Dergideki şiirin altındaki tarih 1930'dur.

 "Tırman dağlara şöyle" mısrası"Tırman dağlara, söyle" diye; "Yel olsa sende esen" mısrası da "Uzasan göğe ersen" diye değiştirilmiş.

Baki Süha Ediboğlu (1915-1972)'nun Cumhuriyet gazetesinde "Evvelkiler ve Bizim Kuşak" başlığı altında "Genç kuşağın birinci plâna çıkmasını geciktiren güçlük soluk Necip Fazıl" başlığı altında ünlü şairi ele alırken "Dağlarda Şarkı Söyle" şiirini, Türk Yurdu'nda çıktığı şekliyle yazısının başında vermiştir. Yazı, Cumhuriyet'te 5 Şubat 1968'de yayınlanıyor. Sözünü ettiğimiz değişiklikler bu tarihten sonra yapılsa gerek.

Eyüboğlu, birçok şiiri bestelenmiş bir şairimiz.  Kendi ifadesine göre Necip Fazıl yakın dostudur. İlk tanışmasını şöyle anlatır:

"Ben Necip Fazıl'ı 1935 yılı sonlarında İstanbul'da Cumhuriyet gazetesinde tanıdım. O zamanlar gazeteye birkaç makale getirmiş, yazı işleri odasında çalışan Doğan Nadi'ye bu makaleler yayınlanırsa sanat ve edebiyat âleminde birer 'hadise!' olacağını söylemişti. / Durmadan yüzünü gözünü oynatıyor, yerinde duramıyor, çok heyecanlı, çekici, mübalâğalı, fakat -kim ne derse desin- güzel konuşuyordu..."

Ediboğlu, sözü sonra Büyük Doğu dergisine getiriyor:

"Daha sonra Büyük Doğu adlı edebi, siyasi bir dergi daha çıkardı. Necip Fazıl'ın artık şairliği unutup sosyal ve dini akımlara kayan çabalarını harcadığı ve kendisini birkaç defa hapishanelere kadar götüren bir dergidir. Bana gücenmeyeceğini, samimiyetime inandığını bildiğim için söylüyorum, Büyük Doğu, büyük şair Necip Fazıl'ın mezarlığı olmuştur."

Ediboğlu, bu sözleri ettikten sonra, N. Fazıl'ın sanatını peşin hükümsüz değerlendirir:

"Şiirimize getirdiği yenilikleri ve güzellikleri burada bir bir sayacak değilim. Ancak şu kadar söyleyeyim ki, Kısakürek Türk halk şiirini, mistik tekke şiirinin herkese açılmayan kapılarından rahatça, başka bir rüzgârla geçmiş, Batı şiirinin havasını da taşıyan mısralarında madde ve ruh felsefesini kendi açısından en güzel bir dil, en mükemmel bir form ve tadına doyulmaz bir ahenk içinde vermiştir."

Türk Yurdu'da, aynı sayfada, yine 1930 tarihli "Şöhret", "40 derece" ve "Saat XII" şiirleri de yer alır. "40 derece" şiirinde de "Hayal ırak... ırakta"  mısrası "Hayal uzak, uzakta" diye değiştirilmiş. "Saat XII" şiirindeki tek değişiklik ise 12'dir. N. Fazıl, muhtemelen,  eski duvar saatlerine göre "Saat XII" yazmıştı.

***

Sizden 10-12 gün izin istiyorum. Yurt dışındayken bile koşuşturma arasında yazdım. Ama şimdi, elimde bitmesi gereken çalışmalar var. Bana biraz müsaade. 

Yazarın Diğer Yazıları