Daha açık bir açıklama olsaydı keşke

Aydınlık Gazetesi, Ege Üniversitesi'nin, 2015 yılında PKK'lılarca katledilen Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu öldürmekten sanık olan ve tutuklu yargılanan Nurullah Semo adlı şahıs hakkındaki "öğrencilikten atılma" kararını kaldırdığını iddia etti.

Üniversitede yönetiminin, aralarında Çakıroğlu'nun avukatları, bazı MHP Milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıdan kişi ve kurumdan yükselen tepkilere cevaben yaptığı iki paragraflık açıklama, özetle, "Yazılı ve görsel basında yer alan iddialar gerçeğe aykırı ve yasal dayanaktan yoksundur" şeklinde.

Umarım öyledir.

Ama hangi iddialar "gerçeğe aykırı ve yasal dayanaktan yoksun"?

Hiçbir somut ifade yok.

Beril Dedeoğlu'nun rektörlüğe atandıktan sonra ilk iş önceki rektör Cüneyt Hoşcoşkun döneminde kurulan komisyonları dağıttığı ve kararlarını yok saydığı mı?

Yoksa sadece Fırat'ın katliyle yargılanan Semo hakkındaki kararın kaldırıldığı iddiası mı?

Ya da...

Rektör Dedeoğlu'nun, FETÖ/PDY terör örgütünün medya ayağını oluşturduğu iddiasıyla kapatılan Todays Zaman'da yazdığı yahut Samanyolu TV ve Mehtap TV'de program yaptığı da "gerçeğe aykırı iddialar" arasında mı?

Cumhurbaşkanı tarafından rafa kaldırıldığı söylenen "açılım"ın en önemli destek kuvveti olan "Akil İnsanlar Heyeti"nin üyesi olduğu "gerçeğe aykırı" mı?

***

Keşke Ege Üniversitesi, haberi okuyan insanların kafasında soru işareti oluşturabilecek bütün detayları aydınlatan bir açıklama yapsaydı da hiçbir noktayı muallakta yahut yoruma muhtaç bırakmasaydı.

 "Merhum öğrencimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun katliyle suçlanan, PKK terör örgütüyle ilişkili olduğu belirtilen Nurullah Semo hakkında verilen öğrencilikten atılma kararından cayılması söz konusu değildir. Ege Üniversitesi'nin kapıları bütün terör örgütlerine kapanmıştır; bir daha da açılamaz" gibi daha net tavır içeren cümle kurmak çok da zor olmasa gerek.

Sonuçta basit bir yanlış anlamanın düzeltilmesi değil bir toplumun "devlet"e, "adalet"e olan ve hayli zedelenmiş güven duygusunun muhafaza edilebilmesi söz konusu olan.

Ve en önemlisi ortadaki "can"; dağ gibi bir delikanlının canı...

***

İstanbulsporlulardan sitem...

--------

Geçen hafta, Ankaragücü'nün şampiyonluk hikayesini yazınca, okurlarımızdan Abdurrahman Yiğit "Tamam Ankaragücü'nü tebrik ediyoruz ama zor koşullarda 1. Lig'e yükselmeyi başaran tek takım o değil, İstanbulspor da var" diye sitem etmiş.

Eşit ilgiyi tesis etmek üzere kulak verelim:

"... 1 Mayıs 2017 günlü yazınızda "Şampiyonluk hikâyesi kupadan bile kıymetli" ara başlığı altında Ankaragücü'nün 1. Lige yükselmesini kutluyorsunuz; ben de kutluyorum. Ne var ki 1. Lige yükselen bir başka takım daha var: İstanbulspor...

Renklerini, Çanakkale Savaşına katılan İstanbul Sultanisi (İstanbul Lisesi) öğrencilerinin tamamının şehit olduğu haberinin gelmesi üzerine; bir hüzün simgesi olarak sarıya boyadıkları okul duvarları ve okul yönetiminin pencere çerçevelerini de matem rengi, siyaha boyamasından alan...

Uzanlardan sonra maddî sorunlar yüzünden kuru fasulye, soğan-ekmekle top koşturan, karşılaşmalarına otobüsle gitmek zorunda kalan...

Zor günlerinde, Konya'da Konyaspor'u 2-0 yendiği dönem sonundaki karşılaşmanın bitiş düdüğü çalındığında, Konyaspor taraftarlarının ayakta alkışladığı (Türk Futboluna "fair-play" dersi)...

Kuruluşu 1926 yılı olan bu takım, 2004'den itibaren 2. ve 3. Lig'lerde top koşturduktan sonra önceki yıl yeniden 2. Lig'e yükseldi. Geçen yıl "play-off"tan çıkamadı; ama azmin ve inancın zaferinin çok güzel bir örneği, teknik direktör Yalçın Koşukavak yönetiminde bu yıl 1. Lig'e çıkmayı başardı..."

***

Allah söyletiyor işte

--------

Nasıldı o ünlü söz;

Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır!

Bazen gafla, bazen kanıtla, bazen devranın dönmesi şartıyla ama illa ki bir yol buluyor gerçek varlığını ilana...

Bazen de, Star yazarı Ahmet Taşgetiren'in başına gelen gibi  "Allah söyletiyor". Baksanıza dünkü köşesinde istemeden, belki de farkına bile varmadan nasıl itiraf ediyor 16 Nisan referandumunda sonucun "hayır" çıktığını:

"2019'un en flaş bölümü hiç kuşkusuz başkanlık seçimleridir. Öncesinde yapılan yerel seçimler, referandumda "Hayır"ın çıkması ile çok heyecanlı hale gelmiş bulunuyor."

Yazarın Diğer Yazıları