Dalyan Kanalları ile ilgili uygulama hataları

8 Kasım 1992 tarihli 21399 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Muğla İli sınırları içerisinde kalan Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanallarında Çalışacak Taşıma Araçları Yönetmeliği ve 26 Ocak 2010 tarihli Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanalları İdare Kurulu Başkanlığı kararları kafa karıştırmaya devam ediyor.
Özellikle çok farklı boyda teknelerin taşımacılık işi yaptığı Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanallarında, en uzun tekne 12 m olarak sınırlanmış durumda. 1992 yılında karara bağlanan tekne taşımacılığı işi, 2010 yılında yapılan değişikliklerle  “teknelerin taşıyabileceği kapasiteyi de” belirlemiş. 1992 yılından 2010 yılına kadar geçen süre incelendiğinde kanallarda hiçbir kaza olduğuna dair kayda rastlanmıyor.
Yetkililerin bir karar alır iken gözden kaçırdıkları nokta ise, alınan bir kararın tarafları ile konuyu müzakere etmeden karar almaları noktasında düğümleniyor ve bütün sorunlar da ondan sonra başlıyor. Böyle bir karar alınmadan önce konunun tarafı olan  “seyahat acentelerinin de görüşlerinin alınması gerekir” idi.
Turistleri Dalyan’a getiren seyahat acentelerinin kullandıkları araçların kapasitelerine baktığımızda, 14 ila 45 kişi arasında değişiyor. Fakat kara araçlarından indikten sonra olayın rengi değişiyor ve tekneye en fazla 25 kişi bindirilebiliyor. 45 kişi ile yüzlerce kilometre yolculuk yapan rehber tekne de grubunu ayırmak zorunda kalıyor.
Bu uygulama ile Dalyan Kanallarında gözle görülür değişiklikler de olmaya başladı. Önceki yıllara baktığımızda Dalyan Deltası’nda boyu 5 metreyi bulan sazlıklara artık rastlayamıyoruz. Sazlıkların boyları her geçen gün biraz daha kısalıyor. Teknelerde 25 kişi kapasite uygulamasının başlaması ile birlikte, kanallardaki tekne trafiği iki üç kat daha arttı. Bir otobüs insanın bir tekne ile taşındığında harcanan yakıt, şimdi iki tekne tarafından kullanılmaya ve çevre kirliliği daha da artmaya başladı.
Çevreyi korumak ancak radikal karar ve uygulamalarla mümkün olabilir. Teknelerdeki kapasiteyi 25 kişi ile sınırlandırmak  “can güvenliği” ile ilgili alınan önlemlerden bir tanesi olabilir ama tek başına çözüm olarak sunulmaz. Çevre Korumanın asıl görevi çevreye zarar veren etkenleri ortadan kaldırmaktır. Bir yerde kirlenmenin asıl nedeni kullanılan petrol oranı ile doğru orantılı iken, petrol kullanımını iki katına çıkaran uygulamalara “çevre koruma” adına imza atmak, abesle iştigaldir.
Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanallarında halen uygulanan 25 kişi kapasite uygulamasından vazgeçilip, kanallardaki güvenlik, denetim ve acil müdahale uygulamalarına daha fazla önem verilmelidir. Teknelerdeki kişi sayısını düşürebilirsiniz ama bir kaza veya olay olduğunda, o tekneyi kullanan kişi  “acil müdahale bilgisinden” uzak ise burada kapasitenin düşürülmesi ile sorunu çözmüş sayılamazsınız.
Her şeyin başı “eğitim” olduğuna göre yüz binlerce insanın taşımacılığının yapıldığı Köyceğiz Gölü ve Dalyan Kanallarında hizmet veren tüm taşıma firma çalışanlarına sezon sonlarında “eğitim seminerleri” verilmeli ve hizmet kalitesini artırıcı yöntemler geliştirilmelidir.
Uygulamalardan sonuç alabilmek için en temel şart, konunun tarafları ile bir araya gelerek karar vermek ve denetimi elden bırakmamaktan geçmekte. Sayın Muğla Valisinin halen uygulanmakta olan  “kapasite sorununa” çözüm bulması hem seyahat acentelerini hem de yöredeki taşımacı vatandaşlarımızı oldukça rahatlatacaktır. Sonuçta devlet olmanın gereği çözüm üretmek olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları