Darbeciler kahrolsun da siyaset de akıllı olsun - Kerim Yılmaz

Darbeciler kahrolsun da siyaset de akıllı olsun - Kerim Yılmaz
Unutmayalım ki; tarihte her şey başka türlü olamadığı için öyle olmuştur...

Anayasanın rafa kaldırılıp darbeci generallerin keyfine göre kurulan düzen kısa sürede sivil yönetime devredilse de gölgesi tıpkı geçmiş günahlar gibi uzun sürüyor. Başkalarının çocukları tarafından yapılan12 Eylül darbesinin kırkıncı yılında hala demokratikleşememiş olmamız ise sağlı sollu bizim ayıbımız. 

Siyaseten sakat ''''fiili durumu hukukileştirme'''' mantık ve anlayışıyla, seçim yasasına alenen aykırı, mühürsüz oy verme-saymalı şaibeli referandumla geçilen yeni sistem 4 yılda iflas etti. Ekonomi dip yaptı, halkın yarısından fazlası yoksullaştı.  

İçeride medya bombardımanıyla perdelense de dışarıdan gözlemlerde her alanda tehlike çanları çalıyor. Sözde hukuk devletiyiz ama yargımız bağımsız değil. İnsan haklarından adalete, eğitimin kalitesine kadar küresel sıralamalarda hep diplerdeyiz. Demokrasi endeksinde Ruanda’nın, çalışma haklarında Kolombiya’nın gerisine düştük. Yandaşı rektör yapıp kadrolaştıkları üniversiteler sıralamasında ilk 400’e Türkiye’den tek bir okul bile giremiyor. 

Kabile devletlerinin paralarına karşı dahi değer kaybeden lira ve bununla övünen Bakanımız var. Enflasyonda birinciyiz ama dert değil sokağa çıkabiliyor. Yüzde 10''luk enflasyona tahammül edemeyen gelişmiş ülkeler telaşlanıp ekonomik-finansal tedbirler alıyor. Bizde gerçeği üç haneyi aştı, düşürme yerine azdıracak işler yapıyor. 

Ülke zaman ve kan kaybediyor. 

Siyaset erki elde etme sanatıdır. Kötü yönetime tahammül sınırı çoktan aşıldı. Geçim derdinden bunalan, adaletsizlikten boğulan topluma nefes olmak,  gençliğe umut vermek her alanda aydınlık bir yol açmak gerek. Ayrışma ve kutuplaşmaya hizmet eden soyut değer siyaseti yerine akılcı çözümleri sahaya sürme zamanıdır.  

Unutmayalım ki; tarihte her şey başka türlü olamadığı için öyle olmuştur. Geriye doğru değiştirmek ve saptırmak hem imkânsız hem de gereksizdir. Şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan bize ecdadımızdan miras, torunlarımız için de emanettir.  

Milletlerin devamlılığında çağlara göre devletleri değişebilir. Öncesini inkâr ve düşmanlık bugünün yüceltilmesine hizmet etmez. Siyasi rant hesabıyla sun''i ayrışma ve yarıştırmalar da hiçbir işe yaramaz. Bugün işimiz, dünü kutsamak-lanetlemek yerine yarınlarda iyi ve güzel bir Türkiye için çalışmak ve yarışmak olmalıdır.  

Çoğunlukla değişime karar vermiş bu halkın sesine sağır, isteklerine duyarsız, duygularına karşılıksız kalmak şimdilik sorumsuzluk. Israr ve siyaset mühendisliğiyle aksi yollara sapmak ise ''''bizi bir daha kuyuya atmayın'''' diyen bu halka ihanet olur. Halk her şeyi unutur da ihaneti asla unutmaz ve affetmez.