Darbeye karşı çıkanlar darbeye kalkıştı

Darbeye karşı çıkanlar darbeye kalkıştı
​Bir zamanlar bu Fethullahçı dinci faşist çete iktidar ile kucak kucağa idi.

Bütün kirli işleri birlikte yapıyorlar, bu ülkenin gerçek vatanseverlerine, demokratlarına, hukuka saygılı, insan hak ve özgülüklerine yürekten bağlı insanlarına her türlü çamuru atmaktan çekinmiyor, onları hapishanelerde çürütmekten garip bir haz alıyorlardı.

O tarihlerde ellerindeki en büyük slogan darbe idi.

Çünkü kendileri su katılmamış demokratlardı, muhalif olanların ise tek beslenme kaynağı darbeler, vesayetçi rejimlerdi.

Bu nedenle demokrasi savaşı veriyorlar ve darbelere karşı darbecileri avlıyorlardı.

(...)

O Fethullahçı dinçi faşist çete bir baktık ki, "darbe karşıtı" olduğunu söylerken darbeye kalkışıverdi.

İlahi adalet dedikleri belki de budur.

Bu ülkenin vatanseverlerine çok çektirdiler. Ne göründükleri gibi olmuşlar ne de oldukları gibi görünmüşler.

Sadece rezillermiş.

Can Ataklı Korkusuz

 

+++++

 

Musa Kart Cumhuriyet​

 

++++++++

 

Demedi demeyin

Güneydoğu'da PKK, Suriye ve Irak'ta IŞİD terörü ve bölgesel gelişmeler karşısında çok daha dinamik ve güçlü tutulması gereken Silahlı Kuvvetler'in zaaf içindeymiş gibi görünmesi de kimseye yaramaz.

Muharrem Sarıkaya Habertürk

 

+++++++

 

Kötü tohumlar nasıl ekildi?

Biz her zaman demokrasiden yanayız. Darbe önlendi, demokrasi kurtuldu, sevinçliyiz, tamam da... Şunu da sormadan edemiyoruz:

Türk Ordusu nasıl bu hale geldi?

Dünyanın en güçlü birkaç ordusundan biri olan Türk Silahlı Kuvvetleri nasıl böyle tel tel döküldü?

Darbeye kalkışan cemaatçi generalleri o kritik görevlere kim ya da kimler getirdi?

***

Şimdi AKP iktidarının şapkasını önüne koyup acı acı düşünmesi lâzım:

Bu kötü tohumları orduya kimler ekti?

14 yılda güçlü bir ordu neden ve nasıl bu hale geldi?

(...)

Ordu, içindeki pislikleri temizleyemediği için bu hale geldi!

Şimdi 3'ü orgeneral olan 36 general gözaltında...

Bu, dünyada bir ilktir!

***

Darbe teşebbüsünün başarıya ulaşmaması ülkemiz için bir şans olmuştur.

Darbe bastırıldı, Türkiye kurtuldu!

Çünkü o kafalar yönetimi ele geçirse, ülkemizi çok daha büyük belâlara sürüklerlerdi.

Darbecileri devletin kritik noktalarına yerleştiren iktidar partisinin de bu olayda sorumluluğu büyüktür.

Umarım geldiğimiz bu noktadan, acı da olsa, ders alınır, bundan böyle ordunun genetiği ile oynanmaz!

Rahmi Turan Sözcü

 

+++++

 

Gördün mü kimin darbeci olduğunu ey Taraf takımı

 Gördün mü kendi halkına ateş açacak denli gözü dönmüş gerçek darbecileri?

 Gördün mü Meclis'i bile bombalayacak denli alçalan Cemaatçi darbecileri?

Gördün mü ıslak imzayı, boruyu, dijital kayıtları falan?

Gördün mü Sarıkız'ı, Ayışığı'nı, Kafes'i, Poyraz'ı, Balyoz'u falan?

Gördün mü güya darbecilere karşı birlikte savaş verdiğiniz öz hakiki darbecileri?

Ahmet Hakan Hürriyet

 

++++++

 

Uçurumun kenarından döndük..

.... Köprüleri tutan yüz-iki yüz asker, havaalanını ele geçiren elli atmış asker.. Polis merkezlerini teslim almaya çalışan bir avuç darbeci..

İki-üç F-16, üç-beş skorsky, on-on beş tank, bir o kadar zırhlı araç..

Darbe böyle mi olur dedik..

***

Sonra öğrendik ki.. Mesele daha derinmiş.. Çok daha boyutluymuş..

Uzun süredir hazırlanıyorlarmış..

Gözaltına alınanlar listesine baktık.. Orgeneraller, ordu komutanları, kurmay başkanları, tümen komutanları, tugay komutanları, zırhlı birlik komutanları, jet üssü komutanları..

60-70 general işin içindeymiş..

Albaylar, binbaşılar, yüzbaşılar..

Önemli merkezlerin başında olan kişiler darbenin içinde..

Üç bin civarında asker (içlerinde erler de var) gözaltında.. Üç bin kişiyle darbe mi olur?

Listeye bakıyorsun..

Şef çok, asker yok durumu!.

***

Diyorum ki; ya birileri vazgeçti.. Ya birileri darbecilerin emrini yerine getirmedi.. Ya birileri direndi.. Ya birileri kılını kıpırdatmadı..

Veya hepsi.. Başka izahı yok..

Neden mi böyle düşünüyorum..

Genelkurmay Başkanı'nı, kuvvet komutanlarını derdest ediyorsun.. Devreden çıkartıyorsun; Ankara'ya hakimmiş gibi görünüyorsun ama İstanbul'da çuvallıyorsun..

Öteki kentlerde fosluyorsun..

Garip değil mi?

***

Genelkurmay Başkanı'nı emir subayı ile özel kalem müdürü derdest ediyor.. Kafasına silah dayıyor.. Kelepçeleyip götürüyor..

Paralel yapının, cemaatin sızdığı yere bakın..

Adam yerleştirmesine bakın..

Emir subayının o göreve getirilmesi tesadüf değildir herhalde.. Genelkurmay Başkanı'nın dibine adamını koyuyor..

Daha ötesi Cumhurbaşkanı'nın başyaveri gözaltına alındı..

O da darbeciymiş..

***

Cumhurbaşkanı'nın yanıbaşındaki kişi..

Genelkurmay Başkanı'nın kolu kanadı (emir subayı)

Kuvvet Komutanları'nın dibindekiler..

Cemaatçiymiş..

***

Hafife almayın, çok büyük badire atlatmışız!.

Mehmet Tezkan Milliyet

 

++++++

 

ABD ile yeni krizler kapıda

Türkiye'de Cuma gecesi yaşanan 12 saatlik kabus gibi darbe girişimi, Türkiye'nin iç dengeleri kadar, dışarıyla ilişkilerini de etkileyecek gibi...

Dış politikada darbe girişimi sonrası en büyük "kırılma" potansiyeli ise ABD ile ilişkilerde...

ABD ile dört konuda kriz kapıda:

- Gülen'in iadesi- Darbe girişiminin bertaraf edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk konuşmasında doğrudan ABD Başkanı Barack Obama'ya seslenerek, Fethullah Gülen'in iadesini istedi. Buna yanıt ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'den geldi. Kerry, Gülen'in iadesine ilişkin Türkiye'nin kendilerine "resmi talepte bulunmadığını" söyledi. Ancak bu, resmi talep gelirse, ABD'nin buna karşı tavrının ne olacağı konusunda hiçbir işaret vermedi.

- Darbe girişimi konusunda ABD'nin suçlanması- Darbe girişimi sonrasında ABD ile resmi teması ilk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu kurdu, Amerikalı meslektaşı Kerry'yi aradı. ABD tarafı, daha sonra telefon konuşmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamadaki bir detay son derece çarpıcı:

"Kerry, (...) bu başarısız darbe girişimi konusunda ABD'nin herhangi bir rolü olduğuna ilişkin ima ya da açıklamaların son derece yanlış olacağını ve ikili ilişkilere zarar vereceğini de vurguladı."

- Saray ve AKP'nin darbecilerin cezalandırılması konusunda izleyeceği yol- (...) Darbe girişiminin sonlandırılmasından sadece birkaç saat sonra soruşturma açılan yüzlerce asker ve binden fazla hakim/savcı konusunda "nasıl bilgi edinilip, nasıl belirlendikleri" sorusu da Washington'un radarında görünüyor. (...) Obama'nın Türkiye'de yaşanan darbe girişimi konusundaki tavrına ilişkin açıklamada aynen şöyle denildi: "Başkan ve takımı, Türkiye'deki tüm tarafların hukuk devleti prensipleri çerçevesinde hareket etmeleri, daha fazla şiddet ya da istikrarsızlık getirecek eylemlerden kaçınmaları konusundaki yaşamsal ihtiyacı da kayda geçirmiştir."

- İncirlik Üssü'nün durumu- Türkiye'nin darbe girişimi sırasında İncirlik Üssü'nü uçuşlara kapatması, Washington'da ciddi endişe yaratmış görünüyor. (...) Türk hükümetinin ileride de, kendine özgü gerekçelerle İncirlik'i, üstelik operasyonun kritik bir evresinde kapatma ihtimali ya da İncirlik'i ABD'ye karşı bir "koz" olarak kullanma ihtimali üzerine Washington daha şimdiden kafa yormaya başlamış durumda.

(...)

Darbe girişimi sonrasında en dikkatle izlenmesi gereken alan Türkiye-ABD ilişkileri gibi görünüyor...

Zeynep Gürcanlı Sözcü

 

+++++++

 

Korkunç iddia

"Her 3 general ve amiralden biri cemaatle ilişkili"

Bu soruşturmada ortaya çıkarılan başka bir konu ise, "TSK içinde görev yapan ve Gülen grubunda sorumlu düzeyde 700 kadar ismin

varlığı" oldu.

Kumpas soruşturmasıyla ilgili görüştüğüm bir kaynak, halen TSK'da her 3 general veya amiralden birisinin Gülen cemaatiyle temasının bulunduğunun anlaşıldığına dikkati çekti.

Zaten, başarısız darbe girişimi sonrasında TSK mensuplarına yönelik başlatılan gözaltı ve tutuklama sürecinde çok sayıda general ve amiralin bulunması bu bilgiyi doğrular nitelikte ne yazık ki.

Bato'nun operasyonun yeni aşamasını Yüksek Askeri Şûra'dan (YAŞ)

önce önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğine yönelik sinyaller, TSK'daki Gülenci yapının harekete geçmesine neden oldu.

Bu general ve amirallerin soruşturma kapsamında YAŞ'ta tasfiye edilecek olması, Gülen grubunun en güvendiği ve güçlü yerlerden birisi olan TSK'daki etkinliğinin sona ermesi anlamına gelecekti.

Tolga Şardan Milliyet

 

++++++

 

Dost acı söyler...

Ordu buysa biz yanmışız

 

Dost acı söyler. Gerçekler acıdır. Söylenmesi gerekir.

(...)

Genelkurmay Başkanı!

Rehin (teslim) alındı.

Darbecilerle vuruşmadı. En yakınındaki "Fethullahçı darbecilerinden" birisiydi de gafil mi avlandı? Makamında silahsız oturuyordu ve üstüne aniden çullandılar, enterne ettiler.

Neler oldu bilmiyoruz?

Varsayalım.

Kurmay Başkanı gafil avlandı.

Peki öbür komutanlar!

Kara, hava, deniz, jandarma, donanma komutanları da vuruşmadılar. Ölmediler. Öldürmediler. Rehin oldular.

Kimisi 12 saat.

Diğeri 24 saat.

Öbürü 48 saat.

Bu kadar tesadüf!

Bir açıklaması olmalı.

***

Vuruşanlar var!

MİT'e vidalı gazete yazarlarının köşelerinde yazdıklarına göre MİT Başkanı ve yardımcıları, rehin alınmayı kabul etmedi, "sabaha kadar çatıştık" dediler. 1. Ordu Komutanı da vuruştu, teslim olmadı ve tanklarının köprübaşlarını tuttuğu, F-16'ların Meclis binasını kurşunladığı saatlerde Cumhurbaşkanı'nı tatil yaptığı otelden arayıp "Sayın Cumhurbaşkanım, siz meşru Cumhurbaşkanısınız. Size bağlıyım. Ankara'ya gitmeyin. İstanbul'a gelin, ben sizin güvenliğinizi sağlarım" dedi.

Ve darbecilerin bitişi oldu.

1. Ordu Komutanı ile MİT Başkanı da vuruşmadan rehine olmayı kabullenselerdi, Cumhurbaşkanı halka "sokağa dökülün, meydanları doldurun demokrasiyi koruyun" çağırısı yapamayacak, Fethullahçı darbeciler; ahlaksız, bencil, adi, kara emellerine ulaşmış olacaktı.

Ordumuz buysa!

Biz yanmışız!

(...)

Gerçek bütündür.

Fethullahçı darbenin başı olduğu iddia edilen Hava Kuvvetleri eski Komutanı'nı o göreve kimin atadığı, kumpas davaları (Balyoz-Ergenekon) ile ordudan emekli edilen amiral ve generallerin yerine Fethullahçı subayları kimin yerleştirdiği ve isimleri netleşen darbecilerin tamamının terfilerinin altında kimin imzasının olduğu biliniyor.

Bilineni atlamayalım.

Ordu bile bile bu duruma düşürüldü.

Bütünü görelim.

Necati Doğru Sözcü