Delikanlı adam derken...

Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika (BRICS) ülke delegeleri olağanüstü toplanmış. Son gelişmeler ışığında Türkiye’nin BRICS’e üyelik talebi değerlendirilecekmiş. Önce kısa bir sunum yapılır:
Birliğimiz uluslararası ticarette, dolar tekelini kırmak ve ortak para birimi kullanma hedefine doğru ağır adımlarla da olsa ilerliyor. Kalkınma Bankamız kuruldu. Türkiye resmi ve gayriresmi yollardan bizimle irtibat kuruyor. Eurozone’a (Euro bölgesine) karşı TL-zone kurmayı dahi gündeme getirdi. Ancak yönetimin tavırları güven vermiyor. Hem AB ile gümrük birliği hem Şanghay ile işbirliğini aynı anda götürebileceklerini düşünmüyoruz. Burası malumunuz briç masası değil lütfen blöf yapmadan görüşlerimizi açıkça paylaşalım.
Hintli delege ilk sözü alır: Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan AB’ye posta koyuyor.  “AB’de kim oluyor? Avrupa’ya muhtaç değiliz. Batılılar bizim işlerimize karışamaz! AB bizi alır mı almaz mı, bizim böyle bir derdimiz yok” dedi. Hemen ardından Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’e telefonda “AB üyeliği Türkiye için stratejik tercihtir” mesajı verdi! Biz Hintliler biliyorsunuz Türk dış politikasına geçmişten mesafeliyiz! 1955’deki Bandung konferansında Batı adına öyle hararetli savunmalar yapmışlardı ki yalnız Hindistan’ı değil tüm Bağlantısızlar Hareketini zor durumda bırakmışlardı, unutamıyoruz.
Çinli delege: O kadar geçmişe dönmeye gerek yok. Yakın tarihten örnek verelim. Şanghay İşbirliği Örgütü’nden de davetiye bekliyorlar lakin pek güvenmiyoruz.  “Uzun Menzilli Hava Savunma Füze Sistemi”  ihalesini söz verdikleri halde 5. kez ertelediler. Birkaç gün içinde yine toplanacaklar ama hiç umutlu değiliz. Bizi umursadıklarını sanmıyoruz. Bu dönüşü Yeni Türkiye beklentisine giren kendi kamuoylarına nasıl izah edeceklerionları daha fazla kaygılandırıyor.
Brezilyalı delege: Malumunuz Türkiye ile “Medeniyetler İttifakı” girişimi başlattık. Başta iyi de gitti ancak Türkiye’nin hali bizi de endişelendiriyor. Müslümanların temsilcisi olur diyorduk ama Suriye’nin bombalanması ve Mısır’a yaptırım uygulanması için İsrail’den bile daha cesurlar! Batıyı Arap ülkelerine savaş dahil ağır yaptırımlar uygulamaya zorluyorlar. Onların bu ortaklığı yürütebileceğini sanmıyorum. Zaten Dışişleri’nin link verdiği www.medeniyetlerittifaki.org sitesini dahi yürütemediler artık sitede  “arkadaş aranıyor”  ilanları dönüyor!
Rus delege: Şu Ukrayna-Kırım işleri dengemizi bozdu. Güney Akım boru hattı ile Avrupa’ya doğal gaz satma hayallerimiz söndü. Mecburen Türk Akımı’nı gündeme aldık. Bizim için hem daha hesaplı hem de Türkiye’ye fazladan doğal gaz satacağız. Putin, Şanghay’a girmek ve Rusya ile stratejik ortaklık yapmak isteyen Erdoğan’a, “Anlaşmayı şimdilik gizli tutalım, Avrupalı kazları kızdırmayalım. Yarın soluğu burada alırlar”  dedi. Fakat Erdoğan,  “Biz kimsenin malını çalmıyoruz. Her şey açık olsun” diye tutturdu. Sanırım Ankara, ilk kez ABD’den müsaade almadan, Rusya ile Mavi Akım’ı imzaladıktan sonra siyasi hayatı biten Mesut Yılmaz’ın akıbetinden korkuyor. Aslında Putin, Batılı müttefiklerinden gizli adım atamayan Erdoğan’a  “delikanlı adam”  göndermesinde bulundu. Ama öyle pişkinler ki bunu bile övgü sayıp medyalarında propaganda malzemesi yaptılar. Bu Türkiye ile nasıl yoldaşlık kurabiliriz.
Konuşmaları sessizce dinleyen Güney Afrikalı üyeye dönerler,  “Sen ne diyorsun. Türkiye’nin Afrika’daki durumu nasıl?”  Önce bir iç çeker ve söze başlar: Avrupa’da müthiş bir Türk rüzgarı esiyordu. Yüzyıldır ilk kez yerli halkları sömürmek istemeyen bir beyaz adam tipi karşımızdaydı. Müslüman olduğu için ayrıca saygı uyandırıyordu. Önce Türk okulları öğretime başlıyor, gönülleri fethediyor ardından Ankara, büyükelçiler açıyordu. Şimdi n’oldu anlayamadık. Bu okulları kapattırmak için her türlü tavizi vermeye hazırlar. Yarın Batılı müttefikleri “tamam Türk okullarını kapatacağız”  dese, BRICS ülkeleri ile de tüm ilişkilerini koparırlar. Bunlarda istikrar yok. Dün övdükleri vatandaşları için buralara kadar gelip her türlü iftirayı atanlar yarın sıkıştıklarında kim bilir bizi nasıl satarlar?
Toplantı şu kararla sona erer: Ankara’da aslında bir Batı projesi olan iktidar var. Erdoğan kendine verilen rolü büyütmüş ve bölgede lider olmaya kalkışmış, bundan dolayı da düştüğü bataklıkta yalnız bırakılmıştır. Çırpındıkça daha da batmaktadır. Şimdi tutunacak dal arıyor, kendisini kurtarmak için dışarıya her türlü tavizi verebilir. Bu durumu biz de kullanabiliriz ancak yolsuzlukları yüzünden Batı’ya göbeğinden bağlı Ankara’nın bu yönetimle bağımsız politikalar izlemesine imkan yoktur! Biz de AB gibi kapımızda bekletelim..

Yazarın Diğer Yazıları