Deliler hareketi

Topu topu 10 ayda;

Bir olağan, iki olağanüstü kongre…

Bir Cumhurbaşkanlığı, bir milletvekilliği seçimi…

Meral Akşener'i Cumhurbaşkanı yapmak üzere yola çıktıklarını düşününce; bir büyük mağlubiyet…

Akşener'in dünkü konuşmasında da sık sık altını çizdiği yığınla "engel, yalan, iftira, desise"ye rağmen olduğunu düşününce; 5 milyon oy ve TBMM'ye sokulmuş 43 milletvekiline denk gelen bir yadsınamaz başarı…

Bir gizlenemeyen hayalkırıklığı…

"N'apçaz şimdi"yi konuşacakken aralarında partinin "referans" isimlerinin de olduğu bazı üyelerin hayli nahoş suçlamalarla istifaları…

Bu "siyasi" iklime ek olarak bir de takvimin azizliği;

Aylardan Ağustos!

Bayram arifesi…

E ortada "seçim" gibi motive edici bir gerekçe de yokken "Deli mi bunlar,  kim rahatını bozup da Ankara'ya böyle zamansız, görece kimine göre de gereksiz kongreye gelir ki" diye düşünmedim dersem yalan olur.

Her ne kadar Arena gibi iddialı bir mekan yerine risk almayıp Congresium'u da tercih etmiş olsalar, gözlemlediğim; İYİ Parti, onlar "iyiler" diyor ama biraz da "deliler" hareketi.

Bu pencereden bakınca, kongresini önümüzdeki hafta sonu yani tam manasıyla bayram arifesinde üstelik de Arena'da yapacak olan AK Parti'ye de "zırdeliler hareketi" demek icap eder ama onların ki "sayılmaz"; dün AKP Partilileri motive edecek "sınırsız iktidar" gibi hayli güçlü bir etken var; o kongre bayram günü olsa, o salon yine dolar!

BU KADIN BU İŞİ BİLİYOR

İYİ Parti'nin, ilan edilir edilmez hemen "Daha karpuz kesecektik" kontrasıyla karşılanan "Daha Yeni Başlıyoruz" konseptli 2. Olağanüstü Kurultayı'ndan  ilk gözlemim:

-              Saat 10:00 olmuş salonun yarısı boş… Suratlar sirke satıyor… Coşku yok merak ve "endişeli bekleyiş" var… Değil liderliği kamuoyu önünde tartışılmaya başlanan Akşener, feriştahı gelse bu maçı buradan çeviremez… Bitmiş bu iş!

Salonun, fuayede çene çalmak -pardon Ankara'da buna kulis deniyordu- kulis yapmakla meşgul partililerin anonslarla buyur edilerek dolması, kurultayın açılışının yapılması ve "özlemişsinizdir" denilerek salona "Andımız"ın okutulmasından sonraya denk gelen ikinci gözlemim:

-              Yani… Eh işte… Fena değil… Bir kıpırtı var gibi… Ama daha sağlam bir "gaz" lazım; heyecan eksik heyecan…

Meral Akşener'in, alt metninin her cümlesinde liderliğini ilan ettiği, salonun da galeyan halinde buna onay verdiği dakikalara denk gelen üçüncü ve son gözlemim:

-              Bu kadın bu işi biliyor!

Divan Başkanı İsmail Koncuk'un, Akşener'in, Genel İdare Kurulu üyeleri seçiminin çarşaf mı yoksa blok listeyle mi yapılmasının "kararını" kurultaya bıraktığını açıklayıp, oylamaya sunduğu dakikalarda ki gözlemim:

-              Bu kadın bu işi biliyor - 2!

***

Akşener "dokunulmazlık zırhı" kazandı

İYİ Parti'nin dünkü kurultayı tam olarak bunu sağladı;

Bu saatten sonra, dünkü kurultaya katılan hiçbir delege Akşener'i, Akşener'in liderliğini, metodunu tartışmaya açamaz…

Çünkü bu şans "herkesin huzurunda" kendilerine verildi; kullanmadılar.

Hiçbir milletvekili, bir başka siyasi partiye transfer olamaz…

Ha yapan olursa da yapar ama -zamanlama her şeydir- bu saatten sonra partiyi yahut Akşener'i değil kendilerini tartıştırırlar!

Nedenine, niçinine gelince…

Meral Akşener, dinlerken kulağa son derece duygusal gelen, oysa son tahlilde başından sonuna "akılla" örülü, kurultay salonunda olan delegelerin ve milletvekillerinin tamamını bağlayıcı bir konuşma yaptı dün.

Bir kere, üzerine basa basa "Gel dediniz, geldim" diyerek orada oluşunun bütün sorumluluğunu "parti"nin üzerine yükledi.

Ama daha önemlisi… En önemlisi…

Herkesin şahitliğinde sordu:

-              Eteğinde taş kalmış olan var mı?

-              "Bunu da söyleseydim" diye içinde ukde kalan var mı?

Herkesin şahitliğinde salon tek ses verdi:

- Yok!

Dolayısıyla, İYİ Parti'de "Akşener eleştirisi" defteri zekice bir hamleyle bizatihi delegeye kapattırıldı.

Aynı şekilde, Akşener, Genel İdare Kurulu üyelerini -daha demokratik olan- "çarşaf liste"yle seçmeyi teklif ettiği halde; 59 delege dışında kalan "büyük çoğunluğun" parti yöneticilerini "atama"yı Genel Başkan'a bırakan "blok liste"ye "Evet" demesiyle, "parti içi demokrasi eleştirisi" defteri de, delegenin "demokratik tercihi"yle kapattırılmış oldu!

***

İYİ Parti'nin kimliği

Yazıyı yazdığım dakikalarda GİK listesi henüz ortalığa dökülmemişti; asıl teyidi liste eliyle olacak tabii ama Meral Akşener'in dünkü konuşmasındaki; "Tanrı dağı gibi Türk, Hira dağı gibi Müslüman", "Tabutluklar", "vefalı Türk", "Turan coğrafyası", "bengü taşlardaki ideal" gibi atıflarından ve referanslarının büyük oranda Türk Milliyetçiliği hareketinin "sembol" ve "değer"lerine dönük oluşundan hareketle İYİ Parti "milliyetçi-muhafazakar" bir çizgide ilerleyecek görünüyor.

Yazarın Diğer Yazıları