Denetim arttı zamlar patladı...

Dün sabah BİM'e girdiğimde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yakın zamana kadar yapılan fiyat artırımlarına yenileri eklenmişti. Öyle böyle değil. Bahsettiğim peynir çeşitleri. Yani hayattaki en büyük tutkum. 350 gramlık yüzde 50 keçi sütü bulunan Binvezir marka 10,50 liraya yükseltilmişti. Bir gün önce 7,95'ti. Zam oranını siz hesap edin. Bir sene önce bugünkü fiyatın tam yarısına satılıyordu.

Peysan'ın 250 gramlık eski kaşarı da kılık kıyafet değiştirmişti. Gramajı 300'e fiyatı 15,95'e çıkarılmıştı. Kabaca hesap edersek kilosu 38,00 liradan 53,15'e fırlamıştı.

Araya bir de Dost marka yoğurdu ekleyeyim. Yakın dönemde "1,5 kiloluk tavayı, 6,50 liradan sattıkları için" kutlamıştım. Bu yazımın mürekkebi kurumadan 7,75'e çıkarıldı. Dün de kasa fişinde 7,90 yazıyordu. Küçük de olsa affetmiyorlar, "Durmak yok, zamma devam!" Bakın domatesten hiç söz etmiyorum.

Laf salatası

En sonunda bana açıklama gönderenlere seslenmek istiyorum; "Şu yazdıklarımın hangisi gerçek dışı?" Hayvanlara verdiğim piliç salamın istikbali de parlak. Sıkça yok olmaya başladı. Demek ki, ona zammın da eli kulağında.

Denetimlerden sorumlu bakanlığı ise şeffaf olmaya davet ediyorum. "Bilmem kaç bin kurum ve malı denetledik. Savunma istedik" lafları vatandaşı tatmin etmiyor. İki yandaş kuruma yazdığınız ellişer bin liralık ceza, onların dişinin kovuğunda kalır. Yapılan, göz boyamacılığıdır.

Yeni zamların bu açıklamadan hemen sonra devreye sokulması manidar değil mi? Anlaşılan sallayan yok. Olan hep garibana. Dünkü Yeniçağ'ın manşeti "Asgari ücretli küme düştü!" idi. Yakında "faaliyetlerimizi sona erdirdik" deyip konkordato ilan edecekler...

***

Millî yemek

MasterCheef'in günü kaydırılan bölümlerine bir şeyler oldu. Müthiş hareketlilik kazandı. En iyi taraf ise, çarpıcı fikirlerin ortaya çıkması. En fazla hoşuma giden "Millî yemek" konusuydu. Herkes kuru fasulye-pilav beklerken, menemen dendi.

Tesadüfe bakın, bu laf edilmeden yaklaşık iki saat önce menemen yedim. Hem de soğanlısından. Silivri Çanta köyünden yetişmiş soğanla yapılmış, müthiş olmuştu. İçine fesleğen gibi "entel ilavelere" gerek yok. Çarliston biber, çuşka -Arnavut biberi- ile paraya kıyıp domates ve yumurtayla yağı ilave ettiniz mi tamamdır. Zeytinyağı varsa işlem bu kadar. Parmaklarınızı yersiniz. Afiyet olsun...

***

Komik açıklama

İDO'nun açıklamasını duydum; "Yeni sezonda yurt dışına açılmayı planlıyoruz." Kuruluşun bu seneki icraatını hatırlayınca şaşırdım. İstanbul Deniz Otobüsleri hiçbir yıl bu kadar başarısız olmamıştı. Özellikle Adalar hattında şikâyet rekoru kırdılar. Kimi adalara seferleri iptal ederken, bazı kalkış noktalarını kapattılar.

Şimdi Yunanistan hattından söz ediyorlar. Bakın bir tek şartla buna destek mümkün: "Mültecileri taşımak."

Suriye'den, Irak'tan, Afganistan'dan vb.. gelmiş olmaları hiç fark etmez. İnsan tacirleri gibi de davranmaz, ucuz tarife uygularsınız. Olayı, Limni ve Midilli ile sınırlandırmaz Pire'ye doğrudan sefer yaparsınız. Gerisini Yunanistan öncelikli AB ülkeleri düşünsün...

***

İşte konser

TRT Müzik'teki İstanbul'dan programını çok tuttum. Hem TSM hem canlıydı. Mesut Cemil Stüdyosu'nu dolduranların mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Repertuvarın tamamı Sonbahar Şarkılarına ayrılmıştı. Şef Hasan Esen'i tanırım. Beğenirim. O kadar rahat yönetim gösterdi ki kendisini tebrik ediyorum. Sunuculuğunu Dilek Demirbilek Topçu'nun yaptığı konserde bir konu dikkatimi çekti. Alp Arslan ne zaman şarkı söylemeye başlasa kameralar seyirciler arasındaki hoş bir bayana sabitlendi. Düşününce sonuca vardım; "bu kızcağız mutlaka Alp'in eşi" dedim. Yanılmadığımı anladım.

***

Mantıklı iddia

Yüz Yüze Futbol herkeste tiryakilik hâline geldi. TRT Spor'daki programda Ömer Üründül-Erdoğan Arıkan ikilisinin uyumu mükemmel. Güzel paslaşmalar izliyoruz. Üründül'ün sorulara verdiği cevaplar çarpıcı. Bu defa da Fenerbahçe'deki yardımcı çalıştırıcıların tasfiyeleri ile bazı futbolcuların kadro dışı bırakılması iyi işlendi. Siz bu satırları okuyana kadar bir değişiklik olmazsa Volkan Demirel'in karşı duruşunun nedeni iyi işlendi. Üründül bir gün önce transfer edilen kalecinin bir gün sonra takıma doğrudan konulmasının yarattığı psikolojik bozukluğu güzel anlattı. Her şeye rağmen kesin açıklamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Ne için özür dileyeceğim? Volkan Demirel

Yazarın Diğer Yazıları