Depremde oğlunu ve gelinini kaybetti “Allah’tan geldi” diyerek müteahhitten şikayetçi olmadı

Depremde oğlunu ve gelinini kaybetti “Allah’tan geldi” diyerek müteahhitten şikayetçi olmadı
Kahramanmaraş’taki deprem felaketinde oğlunu ve gelinini kaybeden baba binanın müteahhidinden şikayetçi olmadı. “Allah’tan geldi” diyerek şikayetçi olmayan babanın sözleri mahkemede tepki çekti.

6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binada oğlu ve gelinini kaybeden aynı zamanda tutuklu olan müteahhit Hasan Çam'ın (52) kayınpederi olan Sait Çiğit, 'Allah'tan geldi' diyerek sanıklardan şikayetçi olmadığını söyledi. Diğer şikayetçiler, "Oğlunun kemiklerini sızlattın" diyerek tepki gösterdi.

Kahramanmaraş'ta Yahya Kemal Mahallesi Vezir Hoca Bulvarı'ndaki 2 bloklu Said Bey Sitesi'nin yıkılmasıyla ilgili Kahramanmaraş 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşma ölenlerin yakınlarının davaya yoğun ilgi göstermesi nedeniyle duruşma salonu yetersiz kalınca birçok kişi davayı mahkeme kapısında ayakta takip etti.

"BENİM MESLEĞİM MARKETÇİLİK"

Duruşmada sanık müteahhit Hasan Çam, şunları söyledi:

"Benim mesleğim marketçilik ve bu binanın sadece finansörüyüm. Asma kat yapıldığı iddiası kesinlikle doğru değil. Asma kat değil, markete asma tavan yapıldı. Sebebi de sıcak ve soğuktan koruma, aydınlatma, klima ve kamera döşemek için yaptım. Kimse böyle olsun istemezdi. 11 şubem var ve bu binayı çok özenle yaptım, kendime neden kötü bina yapayım, böyle bir şey, ben nasıl yapabilirim? Beton yerine köpük dökülmüş diye bir ifade var. Binanın projesi asmolindir ve bu projelerde köpük kullanılır. Kiriş ve kolon kesme söz konusu olamaz çünkü ben kendi marketlerime göre bina yaptığım için, markete göre tasarlandığı için kolon kesme iddiası söz konusu değildir. Marketteki raflar dahi statik projeye göre yerleştiriliyor. Suçsuz olduğumu biliyorum, tahliyemi istiyorum."

"RUHSATTAN ÖNCE 3 KAT YAPILMIŞ"

Yapı denetim şirketi sahibi Halil Yıldız suçlamaları kabul etmedi. 6 yıl yapı denetimliliği yaptığını ve bu dosya dışında başka bir dosyasının olmadığını belirtip tahliyesini talep eden Yıldız, sitenin yapı denetim işini aldıklarında ruhsattan önce 3 katın yapılmış olduğunu gördüklerini belirterek şöyle konuştu:

Hatırladığım kadarıyla ruhsattan önce 3 kata kadar, asma kat kadar olan kısmı yapılıydı. Belediyeye bilgi verdik, belediye de aykırılık olup olmadığını sordu. Laboratuvar sonuçlarına baktık uygundu, belediyeye bilgi verdik onlar da gelip inceledi. Bizim kontrolümüz, belediye onayı olmadığı sürece geçerli değildir. Bizlere binanın yıkılabileceğini öngörmemiz gerektiğini söylüyorlar. Öngörme konumunda olanlar projeyi çizen, hazırlayanlar, fay hattının geçtiği yerleri imara açanlar ve yüksek katlara izin verenlerdir. Karot sonuçlarını kabul etmiyoruz çünkü karotlar yıkılmamış binalardan alınır, Yıkılmış, üzerlerinde iş makineleri çalışmış karotlar ne kadar sağlam çıkabilir. Ayrıca depremde bu binanın yıkılmasına zemin sıvılaşmasından kaynaklandığına dair KSÜ raporu mevcuttur.

Şantiye şefi Halil İbrahim Us da binanın yıkılmasında hiçbir kusuru olmadığını, çünkü şantiye şefliğini üstlendiğinde temel artı 8 katın tabliyesinin tamamlandığını belirtti. Kendisinin binanın 9uncu katında şantiye şefi olduğunu, bunun yapı ruhsatında da açıkça yer aldığını belirterek, Binanın asma kat seviyesinden yıkıldığı ve benim de o sırada görevli olmadığım bellidir. 9 uncu katta herhangi bir sorun yok. Ayrıca karot örneğinin hangi blok ve hangi kattan alındığı belli değil. Son katın binanın yıkılmasına etkisi yoktur. Tahliyemi istiyorum dedi.

Diğer şantiye şefi Murat Kaş ile statik proje ve uygulama denetim görevlisi Yavuz Kaygısız da suçlamaları kabul etmedi.

'OLASI KASTLA ÖLDÜRME SUÇUNDAN YARGILANSINLAR'

Sanıkların savunmasının ardından depremde ölenlerin yakınları ve siteden sağ olarak kurtulanlar dinlendi ve bu sırada duruşma salonunda duygusal anlar yaşandı. Hakimin tek tek söz verdiği kişiler, 6 Şubat gecesini anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Sanıkların bilinçli taksirle değil, olası kastla öldürme suçundan cezalandırılmalarını istedi.

'5-6 SANİYEDE BİNA ÇÖKMEYE BAŞLADI'

Yıkılan binada 9 yaşındaki oğlu Enes'in öldüğünü belirten Musa Ulupınar, en ufak depremlerde de dahi binanın sallandığını öne sürdü. Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini belirten Ulupınar, "2.8, 3, 3.2 gibi küçük depremlerde bina sallanıyordu. Arkadaşları aradığım da kendilerinin depremi hissetmediğini söylüyorlardı ama biz hissediyorduk. Deprem gecesi de bina 5-6 saniyede çökmeye başladı" diye konuştu.

'ELAZIĞ DEPREMİ 10 SANİYE DEVAM ETSE YIKILIRDI'

Babası Hasan, annesi Hatice, kardeşi Sudenaz ve dedesi Ökkeş Çayırcı'yı kaybeden Tuba Erdemoğlu da, tutuksuz sanıkların da tutuklanmasını talep ederek, "En ufak bir deprem de bile bina sallanıyordu. Annem beni arayıp Kızım deprem oldu hissettiniz mi? diye sorduğu da oluyordu ve ben de hissetmediğimi söylüyordum. Elazığ depremi olduğunda ben de annemlerdeydim. Bina çok kötü sallandı, hasar aldı. 10 saniye daha devam etseydi o zaman da yıkılırdı. Zemin sıvılaşması olduğunu söylüyorlar, 3 metre yanındaki parselde zemin sıvılaşması yok Said Bey Sitesi'nde var öyle mi? Neden diğer binalar yıkılmadı o zaman" ifadelerini kullandı.

TEPKİYE NEDEN OLAN SÖZLER

Said Bey Sitesinde oğlu Ramazan ile gelini Dilek Çiğit'i kaybeden Sait Çiğit ise mahkeme başkanının 'Şikayetçi misin?' sorusu üzerine şikayetçi olmadığını söyledi. Aynı zamanda sitenin müteahhidi Hasan Çam'ın kayınbabası olan Çiğit, 'Allah'tan geldi, şikayetçi değilim' dedi.

Bunun üzerine duruşma salonundakiler, 'Allah senin belanı versin. Oğlunun kemiklerini sızlattın' diyerek Sait Çiğit'e tepki gösterdi.

12 SAAT SÜRDÜ

Ölenlerin yakınlarının ifadelerinin ardından tarafların avukatları savunma yaptı. Sanıkların avukatları, müvekkillerinin 8-9 aydır tutuklu olduklarını, bu nedenle tutuklamanın artık tedbirden çıkıp yaptırıma dönüştüğünü, dosyada gerekli tüm delillerin toplandığını ve hepsinin de sabit ikametgah sahibi olmasından dolayı kaçma şüphesinin olmadığını belirterek tahliye edilip tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Ölenlerin yakınlarının avukatları ise tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanmalarını talep etti. Avukatlar ayrıca 35 kişinin öldüğü Ezgi Apartmanı'nın firari şüphelileri Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekeli örnek gösterip sanıkların tahliye edilmesi halinde kaçmayacaklarını hiç kimsenin garanti edemeyeceğini belirtip tutukluluk hallerinin devam etmesi talebinde bulundu.

12 saat süren duruşma sonunda mahkeme heyeti Hasan Çam, Halil İbrahim Us, Yavuz Kaygısız ve Halil Yıldızın tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıklar Murat Kaş ve Melike Yıldız'ın tutuklama taleplerinin reddedilmesine karar verip duruşmayı erteledi.

İlgili Haberler