Devlet Bahçeli'nin fan kulübü

Ardındaki şanlı tarihi ve Türk siyasetindeki inkâr edilemez ağırlığıyla her dönem topluma kendini kabul ettirmiş olan MHP'nin, Bahçeli devrindeki seyri tam bir siyasi ibret belgeseli.

Genel Başkanlığa geldiği 1997 yılından günümüze uzanan yolculuğu, Devlet Bahçeli'nin MHP'yi nasıl eritip tükettiğini de gözler önüne seren acıklı bir hikâye.

3 Kasım 2002'deki erken seçim ilanı ile MHP'nin baraj altında kalması pahasına AKP'ye iktidar yolunu açıp 15 yıldır milletin başına musallat etmiş olan Devlet Bahçeli'nin siyasi günah galerisi, affı mümkün olmayan hata ve yanlışlarla dolu.

***

Her sıkıştığında AKP iktidarını, "Devletin bekası" gerekçesinin arkasına sığınarak kurtaran Bahçeli, aynı zamanda 16 Nisan 2017'ye uzanan süreçte partisine yapılabilecek kötülüğün her çeşidini icra etmiş bir "Genel Başkan" olarak siyasi tarihteki yerini şimdiden almış durumda.

Artık sonuna gelinen bu hikâyenin hüzünlü finaline 16 Nisan referandumu ile bir adım daha yaklaşıldı. Ama Devlet Bahçeli kendisini hâlâ MHP Genel Başkanı sanıyor.

Halbuki, her türlü ayak oyunuyla engellediği olağanüstü kongreyi MHP seçmeni sandıkta yaptı. "Referandumda 'Evet' verin" çağrısına rağmen MHP seçmeni ağırlıklı olarak "Hayır" tercihinde bulunup Devlet Bahçeli'nin Genel Başkanlığı'nın sadece kağıt üstünde kaldığını tescil etti.

"Her 10 MHP'liden 8'i Hayır verdi" tespitleri, geçmişte yaptığı aritmetik dışı ilginç hesaplarıyla "ebced uzmanı" unvanı kazanan Devlet Bey'i küplere bindiriyor.

"Evet ve Hayır oyları içinde MHP'nin kaç oyu olduğunu ölçebilecek bir hesaplama yöntemi mi var?" türünden itirazlarla isyan ediyor.

***

Bu tarz gürültülerle, uğradığı referandum hezimetinin üstünü örtme gayretine giren Devlet Bey'e cevap, IPSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nün açıkladığı bir araştırma sonucuyla geliyor.

Cevap hiç de "ebced" hesabına benzer değil, bilimsel bir hesap.

16 Nisan anayasa değişikliği referandumunun ardından açıklanan IPSOS Seçmen Anketi'ne göre oy kullanan her 100 MHP seçmeninden sadece 27'si Bahçeli'nin çağrısına uyup "Evet" oyu vermiş. Buna karşılık her 100 MHP seçmenin 73'ü ise "Genel Başkan" Bahçeli'yi dikkate almayıp "Hayır" oyu kullanmış.

Araştırma şirketi "Hayır" diyen MHP'li oylarının büyük şehirlerde yüzde 80'leri bulduğunu açıklıyor ki, bu da "Her 10 MHP'liden 8'i Hayır verdi" tespiti ile bire bir örtüşüyor.

"Böyle hesap mı olur?" diye işi gürültüye getirmeye çalışan Bahçeli, bilimsel gerçek karşısında süngüsü düşünce kurmaylarına, "Araştırın" talimatı vermek zorunda kaldı.

MHP seçmeninin tercih yönünün partili akademisyenlerce incelenip raporlaştırılmasını isteyen Bahçeli acı gerçeğe bir kez de kendi yaptıracağı araştırma ile ulaşmak istiyor.

Fakat görünen köy için kılavuza gerek yok.

Referandum sonuçlarını analiz eden bağımsız kuruluşlar MHP'nin yüzde 51.4'lük "Evet"e katkısının yüzde 3 civarında olduğu konusunda hemfikir.

Bir başka ortak kanaat ise referandum sürecinde yaşanan kesin kırılma sonucu "Hayır" veren MHP'lilerin partileri ile mensubiyet bağını koparmış oldukları.

Bu kopuşun, yapılacak ilk genel seçimde MHP'nin oylarını yüzde 5'in bile altına düşüreceği kaçınılmaz görülüyor.

***

Hatırlanacağı gibi 1999 genel seçimlerinde yüzde 18 oy alıp 129 milletvekili çıkaran MHP, 3 Kasım 2002'deki seçimde yüzde 8.3 oyla baraj altında kalıp Meclis'e girememişti. 2007 seçimlerinde oylarını yüzde 14.29'a çıkarıp 71 milletvekilliği kazanan MHP, 2011 seçimlerinde oylarını koruyup, yüzde 14,27 oy almasına rağmen Meclis'e ancak 53 milletvekili sokabilmişti. Haziran 2015'te yapılan seçimde oylarını yüzde 16,29'a yükseltip 80 milletvekili kazanmış ancak 1 Kasım'da yenilenen seçimde 2 milyondan fazla oy kaybına uğrayıp yüzde 11.94'lere inerken milletvekili sayısı da 40'a düşmüştü.

***

İnişli çıkışlı bu süreçte görüldüğü gibi MHP, kaybettiği oyları geri alabilme özelliğine sahipti. Ancak 1 Kasım 2015'teki büyük seçim bozgunu sonrasında parti tabanının, parti yönetimini sorgulamaya başlamasıyla olağanüstü kongre talepleri gündeme geldi. Bu talebin, Genel Merkez'in ayak oyunlarıyla engellenmesinin ardından MHP seçmeninde partisinden duygusal bir kopuş başladı. "Bahçeli ve yönetimi oldukça, artık oy vermem" diyen MHP'li seçmen sayısı her geçen gün arttı. MHP seçmenindeki duygusal kopuş, Bahçeli'nin Anayasa Değişikliği Referandumu'nu gündeme getirip AKP'ye tam destek vermesiyle zirve yaptı. Parti tabanının "Hayır" tercihine rağmen Bahçeli'nin AKP ile birlikte "Evet" cephesinde yer alması, MHP seçmeninin partisiyle duygusal bağlarını paramparça etti. Böylelikle MHP'nin kaybettiği oyları geri alma imkanı tamamen ortadan kalktı. MHP'nin referandum sonucuna yansıyan oy kaybı, bunun somut göstergesi oldu.

***

Mevcut veriler bu sonuçları ortaya koyarken Devlet Bey, ideolojisini bozuk para gibi harcadığı MHP'nin parti olmaktan çıkıp Bahçeli'yi sevenlerin fan kulübü haline geldiğinin farkında mı bilinmez...

Parti siyasetini, gece yarıları attığı twitlerle yürütüp sosyal medyada politika yapma konusunda "çığır açan" Bahçeli'nin MHP'nin bir fan kulüp haline dönüşmesinden hiç de rahatsız olmayacağı kesin...

Bahçeli, MHP seçimlerde sandığa gömülüp baraj altında kalsa da yapıştığı "Genel Başkan" koltuğundan kalkmayıp twitleriyle avutacağı fanlarıyla mutlu bir ömür sürmeyi planlayabilir ama Türk siyasetinin en köklü fikir ve ideoloji partisi bu haliyle daha ne kadar varlığını sürdürebilir?..

Yazarın Diğer Yazıları