Devlet Başkanı Nazarbayev hangi yetkilerini devrediyor?

Referanduma 37 gün kaldı. Geleceğimiz için büyük önem arz eden bu değişikliğe evet mi hayır mı diyeceğiz? Çıkacak kararın yüzdesel olarak etki gücü ne olacak? Sonuç ne olursa olsun bir mutabakat iklimi ya da meşruluk algısı meydana gelebilecek mi? Zira ortaya çıkacak kararın bir konsensüs ölçüsünde ya da temel anlaşma niteliği kazanabilmesi için %70'e varan bir çoğunluğu temsil etmesi oldukça önemli. Değilse gelecekte toplumda oluşabilecek yeni meşruluk anlayışı, sosyal güç dengesinde ve sosyal yapıda ciddi kırılmalar meydana getirebilir.

Bu süreçte ülke içinde ve dışında yaşanan bazı gelişmelerin referandum mantığı ile ilişkilendirildiğine şahit oluyoruz. Mesela Trump'ın yaklaşımları ve yönetim biçimi, Kazakistan'da "süper başkanlık" modelinden yarı başkanlığa yapılan geçiş, Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı Yardımcılığına Devlet Başkanı İlham Aliyev'in eşi Mihriban Aliyeva'nın getirilmesi ve bazı Afrika ülkelerindeki haberler gibi...

Özellikle Kazakistan ve Azerbaycan'daki gelişmeyle ilgili pek çok soru ve görüş geliyor. Her iki kardeş ülkenin yönetim biçimi hakkında bilgiler sınırlı bir alanda irdeleniyor. Uzak hedef ülküsü olarak bizim açımızdan oldukça önemli sayılsa da ülkelerin farklı koşulları ve mevcut kazanımları birebir karşılaştırma için yeterli değil. Yine de Türk Dünyasının bütünleşmesi sürecinde hükümet sistemleri konusunda atılan adımlar ve yapılan yenilikler dikkatle takip edilmeli, belli düzeyde uyumlaşma sağlanmalı.

***

Öyleyse bugün için Kazakistan'da ne olup bittiğine bakalım.

Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in isteği ile başlatılan ve kendi yetkilerinin bir kısmını hükümete/parlamentoya devretmesini sağlayan Anayasa değişikliği milletvekilleri tarafından kabul edildi. Anayasanın 19 maddesinde 26 değişiklik yapılarak Cumhurbaşkanının yasama/yürütme alanındaki 35 yetkisi devlet başkanından alınarak hükümet ve parlamentoya aktarılıyor. Eğer söz konusu değişiklik Cumhurbaşkanı tarafından onaylanırsa Milletvekilleri düne göre kağıt üzerinde daha güçlenmiş olacak.

Yapılan değişikliklerden bazı önemli başlıklar şu şekilde:

1- Parlamentonun yasama fonksiyonlarını gerçekleştiren en üst devlet organı, bir yasama iktidarı olduğu ve hükümetin bu konudaki yetkilerini meclise devredeceği,

2- Devlet programını onaylama yetkisinin başkandan hükümete verilmesi,

3- Devlet başkanının hükümet ve başbakanın kararlarını durdurma hakkının feshedilmesi,

4- Bakanlar kurulunun sadece başkana değil, parlamentoya karşı da sorumlu olması,

5- Kabine üyelerinin atanması ve görevden alınmasında parlamentonun daha fazla söz sahibi olması,

6- Başkanın kararname yetkisinin sınırlanması,

7- Parlamentonun bakanlar kuruluna güvensiz oyu vermesi durumunda bu kararın iptal edilmesi sürecinin zorlaştırılması,

8- Kazakistan Halk Asamblesinin önerisiyle "dinlerarası uyumun" anayasaya eklenmesi.

9- Astana şehrinin Uluslararası Finans Merkezi statüsünün anayasaya konulması.

10- Ülkenin kurucu Cumhurbaşkanının Nursultan Nazarbayev olduğunun Anayasaya eklenmesi.

Görüldüğü üzere Kazakistan bu değişikliklerle yasama-yürütme-yargı arasındaki denge/fren mekanizmasını güçlendirmek istiyor. Kademeli bir geçişle süper yetkili bir başkanlıktan yarı başkanlığa evriliyor. Hiç şüphesiz bu adım Nazarbayev sonrası ülkedeki belirsizliği önlemek, güçle dengesini korumak ve kaos/karmaşayı ortadan kaldırmak için atılıyor. Buna rağmen bazı bölge uzmanları bu değişiklikleri yeterli bulmuyor ve ülkedeki muhalefet sisteminin gerçek bir demokrasiye ulaşana kadar beklenen etkiyi yapmayacağını ileri sürüyor. Kazakistan siyasal sistemi, bizzat Devlet Başkanı Nazarbayev tarafından kendisinden sonraki döneme hazırlanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları