Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Devlet Çok Sesli Korosu’ndan muhteşem yeni yıl konseri

Sanatlar her zaman büyük bir felsefesinin idealizme doğru yol alışıdır. Sanatçılar bu yolun neferleridir. Aydınlanır ve aydınlatırlar. Özellikle müzik alanındaki aydınlanma çok önemlidir. Çünkü müzik aynı zamanda güçlü bir kaynaştırıcıdır ki; kitleleri, kültürleri etkiler, hatta devrimler yapar. Güçlü kolektif düşünceler yaratır. İnsan yaratıcılığının olağanüstü dışa vurumudur. Müzik bir yerde ritmimizi de belirliyor. Hem bedensel, hem ruhsal haz veriyor. Kendimizi ifade edişimize aracı oluyor çoğu zaman. Düşüncelerimizi geliştiren evrensel ve ruhsal çok güçlü bir dil.
Şimdi sizlere müziğin icrası en zor dallarından biri olan çok sesli müzik  “A capella”dan bahsetmek istiyorum. Çok sesli müzikte enstrüman olarak sadece insan sesi kullanılır. Yani eşliksiz, sadece insan sesine dayalı toplu müzik yapılır. Ülkemizde çok sesli müziği en iyi tanıtan ve güçlü icralarla konserler veren muhteşem bir koro var. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde görev yapan Ankara Devlet Çok Sesli Korosu.
Yeni yıl konserini gazetemizden arkadaşlarımla birlikte izlediğim koro gerçekten büyüledi. Biraz da korodan bahsedelim. 1989 yılında çalışmalarına başlayan Devlet Çok Sesli Korosu, Adnan Saygun yönetimindeki Yunus Emre Oratoryosundan bölümler seslendirerek sanat hayatına başlamış, 13 Mayıs 1989’da Sanat Sorumlusu Prof. Hikmet Şimşek ve Şef İnci Özdil yönetiminde de ilk resmi konserini vermiş. Devlet Çok Sesli Korosu kuruluşundan itibaren Bujor Hoinic, İnci Özdil, 1989-1993 yılları arasında Walter Strauss, şef yardımcısı Caner Ruhselman, 1994-1997 yılları arasında Ahter Destan, 1998-2008 yılları arasında İbrahim Yazıcı, 2009’da Alessandro Cedrone ile çalışmalarını sürdürmüş. Şimdi ise yine çok değerli bir şef olan Cem’i Can Deliorman ile çalışmaktadır. Çok sesli koro a capella konserler dışında Devlet Senfoni Orkestraları ile birlikte kantat, oratoryo, requiem formundaki eserleri seslendirmiş, bazılarının dünya prömiyerlerini, birçoğunun da Türkiye’deki ilk seslendirilişlerini gerçekleştirmiştir.
Repertuvarında 900’e yakın eser bulunan koro yaklaşık olarak 40 şehirde 600’den fazla müzik etkinliğinde bulunmuş ve ülkemizin seçkin kurumlarından biri haline gelmiştir. Ayrıca “Müzik Sanatının Tarihsel Serüveni” adını verdiği eğitim amaçlı açıklamalı konserler ile binlerce öğrenciye de ulaşıyor. Ülkemizi en iyi şekilde temsil eden koro Güney Kore’de 8 ayrı şehirde A capella konserler vermiş, Vatikan’da Papa II. Jean Paul’ün huzurunda “Üç Dinin Buluşması”  konserinde yer almış, Londra Krakov Flarmoni Koroları, Pittsburg Senfoni Orkestrası ile Mahler 2. Senfoniyi seslendirmiştir. 2006 ve 2007 yıllarında gittiği Almanya’da Uluslararası Filarmoni Orkestrası ile birlikte verdiği konserlerde gösterdiği üstün performans ile Alman müzik otoritelerince “Adeta cennetten gelen bir ses” ve  “Dünya’daki en iyi korolardan biri”  yorumları Alman basınında yer bulmuştur. Koro 2007 yılında yine İsrail’de Haifa Senfoni Orkestrası ile Haydn-Yaratılış Oratoryo’sunu, 2008 yılında Moskova’da CSO ile Fazıl Say Nazım Oratoryosunu seslendirmiştir. Böylesi büyük başarılara imza atan Devlet Çok Sesli Korosu taşıdığı sosyal sorumluluk bilinci ile oluşturduğu bir başka projede ise 2005 yılında Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından tüm dünyada yürütülen “Kadına Karşı Şiddete Son” kampanyası kapsamında halk türkülerinden oluşan “Kadınlarımız ve Türküler” adlı konserler dizisi gerçekleştirmiş ve bu eserlerden oluşturulmuş bir de CD albümü hazırlamıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Türkiye çapında turneler yapan koro, müziğin zor ve bir o kadar da keyif veren sanatsal ağırlığını büyük bir inançla sırtlanıyor. Tüm sanatçıların ve değerli şeflerinin ellerine sağlık.

Yazarın Diğer Yazıları