Devlet nerede - Kerim Yılmaz

Devlet nerede - Kerim Yılmaz

Ağustos- 1999 ''da Gölcük merkezli depremin mottosu olmuştu. Yıllarca ana haber bültenlerinin fragmanında hep bu sorulmuştu. Devlet nerede? Anadolu tarihinin en yıkıcısı Kahramanmaraş depreminde de soruldu.  O zaman muhalefette olan bugünkü iktidar en ağır eleştirilerle durumu sorguladı, doğruydu. Fakat aynı zihniyet 3 gün boyunca çaresiz kalan halkın bu feryadına karşılık veremedi, kayboldu sanki. Ortaya çıktığında da bunu soranları sorguladı.

İkinci gününde ulaştığım depremin merkezi K.Maraş bölgesinde ne yazık ki manzara halk için tam bir kıyamet, devlet (hükumet) için tam bir acziyetti.  İlk giden arama kurtarma ekipleri Ankara B.Belediye itfaiyesi ile bir avuç gönüllülerden ibaretti. Yıkım çok büyük olduğu için yetersiz kaldı. Üçüncü gün yurtiçi ve dışından gelenler hem koordinasyonsuzluk ve geç kalmışlıktan dolayı derde deva olamadı. Yüzlerce canımız enkazdan çıkarılamadı ve sağ iken salâsı okutuldu.  

İnsani yardım için ülke neredeyse tek yürek olup bölgeye aktı. Liyakatsiz yönetimlerin organizasyon eksikliği ve yetersizliğiyle bunu bile beceremedi.  Her zaman yaptığı gibi algıyla vaziyeti idareye çalıştı ama çuvalladı. Çünkü bölge insanı kıyameti yaşarken yanında olmayanların herşeyi yaptık kimseyi aç ve açıkta bırakmadık yalanlarına inanmak yerine öfkelendi.  

Depremin kırkıncı gününe girildi ama hala herkese çadır verilemedi, yeterli gıda dağıtılamıyor, konteyner ihtiyacı had safhada. Her konuda bilgili sözde çok çalışkan ve dirayetli bir Bakan depremzedeler için halka çay, şeker, peynir, zeytin bağışı çağrısı yapıyor.

Halkın acil ihtiyaçlarını karşılamaktan acizler ama rantından dolayı olmalı ki inşaat işinde çok hızlı ve pek mahirler. Enkaz kaldırma işinin kime kaça verildiği bilinmiyor? Adamın binası çökmüş içinde bir sürü değerli eşyası hurda demiri var ona da çökülüyor.  

Hızla inşaat ihalesi (dağıtımı) yapılıp şehirler dağa bayıra taşınıyor,  bunu da halka hizmet diye anlatıyorlar. Bilimsel gerçek şu ki; bölgede büyük yıkıma sebep olan deprem 1500''lü yıllarda olmuş. Jeoloji bilimi verilerine göre bölgede yakın birkaç yüzyıldan önce bir daha böyle bir deprem olmayacak . Öyleyse şehirleri taşımak yerine, mühendislik bilimine göre depreme dayanıklı sağlam binalar yapmak gerek. Çöken çarşı, pazar merkezlerini hangi dağın başına kurabilirsiniz? Yapsanız oralara kim gider? Tarihi ve kültürel alanları terk etmek niye?

Seçimler yakın ve depremin enkazında kalan iktidarınızı sürdüremeyeceğinize göre asla yapamayacağınız inşaatlar değil de halkın acil ihtiyaçlarını görmek gerekmez mi? Önümüz mübarek Ramazan ve bölgeden ayrılmış yüzbinler gittikleri yerlerde işsiz ve mutsuzlar. Oralarda daha ne kadar kalabilirler? Hızla geçici barınmaları ve iaşelerini temin ile evlerine yurtlarına döndürmek lazım iken bu inşaat sevdası niye?

***

Her şey yolunda giderken herkesin iyi kötü evi barkı işi gücü varken devlete ihtiyaç olmaz ve kimse de sormaz. Ama aldığı hava dışında her şeyden vergi ödediği devlet en acil ve muhtaç olduğu zamanda yanında yoksa herkes sorar, devlet nerede? Yoksa ki yoktu maalesef bunu da sorgular. Parti devletine dönüştüğü için hükumet ve devlet ayrımı da anlamsız. Hükumet devletin somut halidir, devlet dediğinde muhatabı ve maksadı iktidardır. Kaldı ki devletin kutsiyeti yoktur mecburiyeti vardır. Bu da zor zamanlarda halkını koruyup kollaması sahip çıkması can ve mal güvenliğini sağlaması içindir.

Yangın olduğunda söndüremeyen, kömür ocaklarını denetlemediği için madenciyi, dere yataklarını imar açtığı için selzedeyi, depremde binlerce insanını ölüme terk eden devlet elbette sorgulanmalıdır. Ki her doğal afette insanımız ölmesin. Afet üstüne afet yaşayan halkımızın aklıyla alay edercesine Tarım Bakanı gibi, ''Urfa''daki yağış önceden biliniyordu sel 15 canımızı aldı ama toprak suya kavuştu'''' diyen kafalar bir daha iktidar olamasın ve ülkeyi yönetmesin.

Devlet nerede diyeni soruşturanlar bilsin ki, ahali bunu sordurtan kafaları sorgulayarak sandığa gidecek ve liyakatsiz, ciddiyetsiz kadrolardan hesabını soracaktır. 

Bende sorayım öyleyse; Memleketim olduğu için ilk günden itibaren derhal hazırlık ve ikinci gün sabahında ABB ekipleriyle orada olduğum için yakınen biliyorum. Mansur Yavaş oradaydı da Kahramanmaraş''ımızın belediye başkanları nerede? Herkesin gördüğünü göremeyenler buna ne der caba?

Allah milletimize bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Depremin acılarını elbette unutmayacağız ama yıkılan şehirlerimizi ayağa kaldırmak için öncelikle bu iktidardan kurtulmak gerek. Akıl, ahlak, adalet..

İlgili Haberler