Devlet yeniden yapılanmalı
Yurt Partisi Genel başkanı sadettin Tantan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Emniyet'te başlatılan "casusluk" ve "yasa dışı dinleme" operasyonu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Son 10 yıldır sürdürülen operasyonlarla başlayan sürecin bir takım gerçekleri açığa çıkardığını belirten Tantan, "Bu süreç, Türkiye'de devletin temel alt yapılarının nasıl yok edildiğini ve nasıl olmadığını gösterdi. AKP iktidarı döneminde siyasetin kirli ve kimliksiz olduğu, bir tarafta Okyanus Ötesi'nden yönetilen cemaatin nasıl güçlendirildiği, bir tarafta terör örgütü PKK'nın nasıl siyasallaştırıldığı gözlerimizin önünde film gibi aktı. Ve devletin temel alt yapılarının da Türk Milleti'ne ait olmadığı artık nettir! Adalet, güvenlik, hak ve özgürlükler alt yapısının Türkiye'nin milli kimliğine ve çıkarlarına, modern devlet anlayışına uygun bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Başbakan olamazdı
Tantan, şöyle konuştu: "Eğer bu alt yapılar gerçekten olsaydı, bugün ne Tayyip Erdoğan Başbakan olabilirdi ne de cemaat denilen yapı ABD'den böyle yönetilirdi. Cemaatin bu şekilde güçlenmesinin sebebi de bu iktidar. Ortada ise bir kirlilik, yolsuzluk var. Kurumlardaki güven duygusu çökmüştür. Bugün irili ufaklı vakıf, dernek, sivil toplum örgütünün de kimler tarafından kullanıldığını artık görmemiz gerekiyor. İşte bu gerçeklerden dolayı, namuslu işadamı da namuslu vatandaş da siyasetten kaçtı kaçırıldı. İşadamı dedik ekleyelim: 500 büyük şirket açıklandı. Bunların aktif pasif tablosuna baktığınız zaman hep borç içindeler. Yani mali-ekonomik alt yapı da yok olmuş durumda!"
Güvensizlik had safhada
Tantan, son 10 yıl içerisinde polisin, askerlerin, aydınların tutuklandığı bir dönem yaşandığını kaydederek, "Bugün de polisin polisi kelepçelediği bir dönem yaşıyoruz. Türkiye'de bir ayrışma yaşanıyor. Toplum ayrıştırılarak millet olma vasfı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Had safhada bir güvensizlik var. Ümraniye davasında da paralel davasında da asıl yargılanması gereken, PKK ile pazarlık masasına oturan siyasi iktidar olmalıdır. Bir daha söylüyorum: Yargılanması gereken asıl siyasi iktidardır. Türkiye'nin imkan, kabiliyet ve kapasitesini batı emperyalizminin hizmetine sunmayı açıktan ifade etmesine rağmen yargılanması gerekenler maalesef yargılanamıyor" değerlendirmesinde bulundu. Salim YAVAŞOĞLU
