Devletin dışlanması piyasayı bozdu

Küreselleşme sona dayandı... Sona dayanmasında iki faktör önemli oldu... Bir: Spekülatif sermaye hareketleri... İki: Devlet-piyasa dengesinin bozulması.

Küreselleşme adeta spekülatif sermayenin bir aracı olarak çalıştı. Bu nedenle piyasada balon oluştu ve finansal krizler meydana geldi.

Diğer üretim faktörleri, söz gelimi emeğin dolaşımı tersine geriledi. Zira sermaye ucuz emeğin ayağına gitti.

Devlet-piyasa dengesine gelince...

Küreselleşme, devleti dışlamak şeklinde algılandı. Uygulandı.

Yalnızca vergi toplayan ve harcayan bir devlet anlayışı oluştu.

Planlama rafa kaldırıldı. İktisat politikaları, para ve faiz politikası içine kilitlendi.

Oysa ki iktisat politikaları, hükümetlerin devlet gücünü kullanarak, kaynak yaratması, istihdam yaratması ve yaratılan bu kaynakların adil bölüşümünü de sağlayan politikalar olmalıdır.

Ayrıca küreselleşme dışında da Türkiye’de devlet piyasa ilişkisi yanlış anlaşılmıştır. Bürokrasi ile devlet karıştırılmıştır. Bürokrasinin yanlışları devletin dışlanmasına neden olmuştur. Yani denge bozulmuştur. Devleti yeniden yapılandırmak gerekiyor.

Bundan sonra, devleti yeniden yapılandırmak zorundayız. Devlet-piyasa dengesini, toplumun ihtiyaçlarına, ekonomik konjonktüre ve kalkınma modeline uygun olarak kurmak piyasa ekonomisinin, piyasada rekabetin ve iktisat politikalarının temeli olmalıdır.

Yeniden yapılandırma nasıl olur:

1- Ekonomide toplumsal faydası, özel faydasından daha yüksek olan mal ve hizmetler devlet tarafından yapılmalıdır.

* Yol, su, liman gibi altyapı yatırımlarını devlet yapmalı ve işletmelidir.

* Piyasanın bozulması ve tekelleşmeye yol açabilecek, örneğin doğal gaz, telefon, elektrik dağıtımı gibi doğal tekelleri devlet yapmalı ve işletmelidir.

* Eğitim ve sağlığı ya devlet yapmalı veya devlet kontrolünde olmalıdır.

* İşsizliğin önlenmesi için devlet devreye girmeli. Belirli bölgelerde ve illerde mevcut kaynaklar devlet tarafından işletmeye açılmalı, istihdam yaratılmalı ve zaman içinde bu yatırımlar yöre halkına devredilmelidir.

* Buna karşılık devletin, otel işletmeciliği yapması, elbise ayakkabı üretmesi, devlet piyasa dengesini bozar. Devlet eliyle haksız rekabet yaratılmış olur. 

 2- Devlet şeffaf olmalıdır.

 Türkiye’de devlette şeffaflık kalmadı... Söz gelimi, ihale yasası çok fazla  değişti. Bu durumu Avrupa Birliği de Türkiye ilerleme raporunda sık sık tenkit ediyor. 

Bütçeyi Meclis adına denetleyen Sayıştay denetim raporları, eksik gelmeye başladı. Bu durum geçen sene muhalefet partileri tarafından dile getirildi.

Geçmiş yıllarda Boğaziçi Üniversitesi ile Açık Toplum Enstitüsü,  “Türkiye’de farklı olmak”  isimli bir rapor hazırlamıştı. Bu raporda  “Devletin yerini cemaatler aldı şeklinde”  bir sonuç ortaya çıkmıştı. Devletin, siyasi amaçlarla kullanılması veya belirli grupların oyun alanı haline gelmesi, ekonomik ve sosyal maliyeti yüksek olur. Devlette etkinlik düşer. Vatandaşa karşı haksızlık yapılmış olur. 

3- Bürokraside reform yapılmalıdır.

Devletin devamı esastır. Millet, siyasi iktidarlara devleti yönetmek üzere  geçici yetki vermiştir. Ne var ki siyasi iktidarlar, uygulamada devletin sahibi gibi davranmıştır. Bürokratlar da yasaları içinden çıkılmaz bir hale getirerek kendilerine güç sağlamış ve fakat halk bürokrasiden bunalmıştır. Bu nedenle bürokraside reform yapılmalı ve bürokratik sorunlar ortadan kalkmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları