Devletin düzene konulması lazım

                  Maşallah her taraftan bilgi akıyor. "Bakın FETÖ'cüler (Fethullahçı Terör Örgütü) ne yapmış... İnsanları nasıl kandırmışlar... Devlet bürokrasisine nasıl yerleşmişler..." Sanki bundan önce ne yaptıkları, nasıl çalıştıkları, nasıl devlet içinde çöreklendikleri bilinmiyormuş gibi haber yapıp anlatıp duruyorlar.

Günler, aylar ve hatta yıllar öncesinden neyi nasıl yaptıklarını anlatan onlarca kitap, gazete yazısı, haber var... Hatta darbenin geleceğini bağıra bağıra anlatan kimseler var... 

Yapılan yorumlardan, anlatılan bilgilerden öğreniyoruz ki, pek çok kimse bundan önce devleti yönetenlere yüzlerce doküman sunmuş... Pek çok dilekçe ve ekinde listeler verilmiş. Üstelik bunları verenlerin kimi askeri savcı, kimi bürokrat, kimi gazeteci...

Sıradan insanlar değil...

İşi bilenler ve içinde olanlar.

Mağdur olanlar...

Görgü tanıklarının ta kendisi.

Dolayısı ile bundan önce hiçbir şey bilinmiyor değildi.

Bütün bunlara rağmen Türkiye devletini yönetenlerin basireti mi bağlandı, yoksa atalet bir karabasan gibi üzerlerine çullandı da elleri kolları mı bağlandı bilemiyoruz.

İyi bakın...

En son an, en son dakikaya kadar bile işler tersinden yürüyor... Cumhurbaşkanı'nı emrindeki MİT bilgilendirmiyor... Haydi bilgilendirmedi, Cumhurbaşkanı emrindeki MİT'e bunca elektronik ortama, iletişim aracına rağmen en az 4 saat ulaşamadığını söylüyor...

Ülkenin başbakanının hayatı tehlikede... Aklına gelmiş kendini korumak için yolda yapımı devam eden bir tünele girmiş...

Uçaklar beni vurmasın diye bekliyor...

Arıyor MİT'i, yok...

Genelkurmay?

O da yok...

Bunu ne ile izah edeceksiniz?

Bu olayın adını ne koyacaksınız?

Haydi, MİT'i bir taraf koy...

17/25 Aralık öncesini de bir yere koy.

Sonrasında hükümet ile FETÖ arasında kavganın şiddetlendiği dönemde bile, aklımızı zorlayan gelişmeler yok mu?

Mesela Cumhurbaşkanı'nın başyaverinden tutunuz da Genelkurmay Başkanı'na kadar hepsi ele geçirilmiş...

Kuvvet komutanlarını bir düğün gecesi derdest etmişler...

Bu ne demek?

Darbe gecesi, Cumhurbaşkanıyla, başbakan hariç, devleti teslim aldılar demek. Devlet, önemli ölçüde askeri güçten oluşur. Bir devletin askeri gücünü etkisizleştirdiniz mi, siyasi güç, neyi kullanarak tehlikeyi önleyecek?

Halkı!..

Türkiye'de aynen durum böyle olmuştur.

Peki, halk, siyasilerin ülkeyi geren, bölen, hakaret eden, ayıran ve ötekileştiren tavrına uysa da kendi içinde ikiye bölünseydi Cumhurbaşkanıyla, Başbakan darbeyi nasıl önleyecekti? Hangi gücü destek olarak yanlarına alacaktı?

Kendi parti tabanı olanları...

Karşı olanlar büyük risk oluşturacaktı. Bir de çatışma çıkarsa?.. Allah göstermesin... Ülke büyük ihtimalle kaosa girecekti...

Suriye olacaktık...

Bu sebeple, Cumhurbaşkanı da Başbakan da durum değerlendirmesini doğru yapmalıdır. Açıklar, sızıntılar, devlet içindeki boşluklar bellidir. Açıklar ortadadır. Acilen bunlar kapatılmalıdır...

PKK ile bir çatışma ortamındayız... Suriye'nin Kuzeyinden başlayarak etrafımıza bir çember örüldüğü, Kafkaslardan Karadeniz'e bir Amerikan çevirmesi içinde olduğumuzun farkındayız...

Türkiye, içinde Ermenistan ve Kürdistan'ın yer alacağı şekilden birkaç parçaya bölünmek isteniyor.

FETÖ darbesi bu yolun önemli bir aşamasıydı... Çok şükür önlendi... Şimdi, hemen acilen en kısa sürede derlenip toparlanmak lazımdır. İç barış ve düzen için yeni adımlar atılmalıdır. Partizanlık sona erdirilmelidir.

FETÖ'nün sınav sorularını çalarak, sınavlarda hile yaparak, kumpas kurarak, devlet kurumlarına yerleştiğini görüyoruz. Şimdi, elinden ekmeği alınanların haklarını iade zamanıdır... Bu insanların bir kısmı belirli bir çağa geldi... Kimi işsiz kaldı, kimi hak ettiği alanda iş bulamadı...

Geçmişten başlayarak, parti listeleri oluşturmadan emeği çalınanlara haklarının verilmesinin bir yolu bulunmalıdır. Boşalan devlet kadrolarına bunlar alınmalıdır. Zaten onların hakkıydı.

Türkiye Cumhuriyeti devlet örgütünün arındırılmasından taviz verilmemelidir. Bu sadece FETÖ meselesi değildir. Unutmayalım ki PKK, DHKPC, vb. yapılanmalar da var. Topyekûn temizlik iyidir.

Yazarın Diğer Yazıları