Devletin sorgulaması gereken turizmciler

1988 yılından başlayarak ülkemizdeki “bacasız fabrika” diye propagandası yapılan turizm sektörü için tüm yasal engellerin kalkmasını sağlayanlar ve o dönem estirilen rüzgarla yelkenlerini “turizm yatırım kredisi” ile doldurmayı başardılar. Ülke insanımızın birikimlerinin “turizm yatırım kredisi” adı altında eşe dosta ve o dönem iktidarının yandaşı olanlara dağıtılması ile yaklaşık 30 milyar dolar har vurup harman savruldu.
İlk turizmcilerin kısa vadeli ve köşe dönmeci zihniyete sahip olmalarından dolayı, maalesef yerli tur operatörlerinin sektöre hakimiyeti çok uzun süreli olmadı ve onlar da, ellerindeki firmaları yabancı tur operatörlerine satarak bireysel zenginliklerini artırdılar. Ülkenin turizm sektörünün neler kaybettiğinin hiç kimse hesaplamasını yapmadığından, bu insanlar toplumda itibar kaybetmek yerine daha da itibarlı hale geldiler. Sonuçta “turizm sektörü stratejik bir sektör olarak değerlendirilmiyordu, dolayısı ile bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin yabancı sermayeye satışlarında bir sorun oluşmadı”.
Süreç içerisinde devlet olanakları ile ülkemizin hemen her bölgesine havaalanları inşa edilmeye başlandı. Çoğu havaalanı uçuş gerçekleşmediği için değişik amaçlarla kullanır hale geldi. Fakat bunların arasında 2 tanesi var ki, devlet edenler ve tur operatörleri tarafından sürekli göz ardı ediliyor Dalaman ve Bodrum-Milas Havaalanları. Her ikisi de uluslararası uçuşlara hizmet verecek standartlara göre yapıldılar. Özellikle Dalaman Havaalanı hem güney hem de kuzeyden çift taraflı olarak inişe müsait yapısı ile yılın hiçbir döneminde havayolu trafiği için tehlike arz etmezken, Kasım-Mayıs aralığında yurtiçi uçuşlar haricinde uçuş göremiyoruz.
İstanbul’dan sonra iki tane havaalanına sahip olan Muğla ilimiz maalesef “tur operatörlerinin ticari kararlarının esiri oluyor”. Bu nokta da devlet edenlerimizin tur operatörlerine şu soruyu sormasından ve sonuç beklemesinden daha doğal bir şey olamaz.
“Arkadaş biz devlet olarak turizm sektörünün önünü açıcı tüm yatırımları yapıyoruz, başka yatırımlara harcayabileceğimiz kaynaklarımızı siz daha fazla turizm faaliyetinde bulunasınız diye, havaalanlarına ve çevre yollara yatırım yapıyoruz, sizden de beklediğimiz yapılan yatırımların daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak turizm faaliyetleri geliştirmenizdir. Yılın altı ayı Mayıs-Kasım arası uçuş yaptığınız Dalaman ve Bodrum-Milas Havaalanlarına eğer kış aylarında uçmayacaksanız, size sınırlama getireceğim” demelidir.
Burada devletin “serbest ticarete müdahalesi” diye bir durumdan bahsedilemez, sonuçta yatırım yapan devlet, yatırım talebinde bulunanlardan bunun hesabını sormakla mükelleftir. Elindeki 10-15 tane kiralık uçakla her gün Antalya havaalanına uçuş yapan bir tur operatörü eğer Dalaman ve Bodrum-Milas’a hiç olmazsa hafta da ikişer kez uçmuyorsa burada art niyet var demektir. Devlet imkanları ile elde edilen ticari gücün kötüye kullanılması var demektir. 


Milli yazılım projesi PARDUS
Dünyada her şeyin dijital ortamda yönetildiği ve bilişim teknolojisinin yaşamın her aşamasında kullanıldığı bir süreçte, yıllardır üzerinde çalışılan “Milli Yazılım Projesi PARDUS’un” TUBİTAK tarafından rafa 4kaldırılacağını duyunca inanamadım. İnşallah doğru değildir.

Yazarın Diğer Yazıları