Dil giderse ne kalır?

Türkçeden kaçışa yol açan bu kompleksin bir izahı olmalı... Her geçen gün yenileri yükselen kulelerin isimlerine bakan, o binaları 'işgal komiserliği' zanneder!.. "Mimarî, felsefenin sükût etmiş hâlidir" diyen Hegel'e inatla şehirlerimiz estetikten mahrum bir şekilde bozulurken, felsefemizden ve kültürümüzden gittikçe koparılıyor... Bu kopuştan dilimiz de payını alıyor...

Büyük inşaat firmalarının 'towers'lı, 'city'li, 'country'li, 'mall'lı, 'center'lı tabelaları, 'dil' diye bir derdi olanların elbette içini karartıyor... Bilimden, ticaretten ve sanattan dışlanacak bir dil kendisini ne kadar koruyabilir?

Türkçe, "Dil giderse ne kalır?" diye endişe edecek yöneticilerin ilgisine, devletin bu alandaki korumacılığına ve düzenleyiciliğine muhtaç... Hayatımıza farklı bir kültürü sokmuş ve kapitalizmin bitmek bilmeyen iştahını sergilemiş büyük alışveriş merkezlerinin isimlerinden rahatsız olmayan bir devlet ve onun yöneticisi, değerlerini çok ciddi biçimde kaybetmeye yüz tutmuş demektir...

***

Zeytine 'zeytin' değil de 'olivium' dediğimizde değişeni anlamayan ve bu konuda endişesi olanlara bön bön bakan ilgili, gerçekten ilgili midir? İstanbul'un alışveriş merkezlerinde dünyanın her 'mal'ını bulursunuz da Türkçeyi daha zor bulursunuz!.. Ne demek 'Atrium'? Roma evlerinde ve ilk kiliselerde kullanılan avluymuş!.. Ya da 'Palladyum'? Meğer o da Helen mitolojisinin mirasıymış... Pallas isimli tanrıçanın Truva'yı koruyan heykelinin ismiymiş...

İstanbul'daki bir diğer alışveriş merkezinin ismi de Nautilus!.. Sözlükten anlamına baktım: Kafadan bacaklılar sınıfından bir familyanın tipik cinsiymiş!.. Sonradan bu isim ilk denizaltıya da verilmiş... 'Kafadan bacaklılar' ironi gibi değil mi?

Büyükçekmece'nin eski ismi 'Atirus'muş ya? Oraya yapılacak alışveriş merkezine o ismi vermesek çatlardık!.. Tarihi yaşatmak lâzım ne de olsa!.. Saygın istisnaları var ama İstanbul'daki çoğunluğa bakın: Viaport, Town Center, Paradise, Parkway, Polcenter, Mayadrom, Neocity, Olimpa, Maxi, Galleria, Historia, Millenium, Lilyum, Colony, Flyinn, Foxcity, Capitol, Carium, Aquarium, Vialand vs. vs...

Sanki başkent Ankara farklı mı? 'Mal'ı eksik değil, çünkü Ankamall var!.. Son dönemde iyice serpilen muhafazakâr sosyetenin gözde bölgesinde Antares hizmete girdi... Onun da anlamına bakıldığında neo-muhafazakârlığa pek de uyumlu bir sonuca ulaşılıyor... Antares, Samanyolu'nda yer alan parlak bir yıldızmış... Ares, Helen mitolojisinde 'savaş tanrısı'ymış... Nata Vega'nın 'vega'sı ise Çalgı takımyıldızında bir yıldızmış...

Ankaralı AVM'ciler konuya astrolojik yaklaşmışlar genellikle!.. Yeni açılan Taurus da takımyıldızlardan birisinin ismiymiş ve Latincede 'boğa' anlamına geliyormuş... Açılışını Başbakan'ın yaptığı "Bu ismi değiştirin" talimatını verdiği ve nedense değiştirilmediği 'Next Level' zaten mâlûm!.. Karşısındaki Armada ise İspanyolca 'donanma' demek... Optimum, Panora, Acity, Arcadium, Galleria, Gordion, Via/Life ve diğerleri de Ankara gerçeği...

Türkçenin, kapitalizmin beraberinde taşıdığı kültür karşısında düştüğü dram bu... Dil alanı devletlerin belki de en fazla 'korumacılık' göstermesi gereken bir alan... Eğitim faaliyetleri, teşvikler ve önceliklerle Türkçenin 'pozitif ayrımcılığa' tâbi tutulması gerekiyordu... Dili korumak ve geliştirmek bir devlet politikası olmazsa, o dilin ve o dili konuşanların, dünyadaki bu büyük etkileşime ve 'altını olanın kuralı koyduğu' bir küresel yayılmacılığa karşı çok fazla direnebilmesi mümkün değil...

Kimisinde modaya, kimisinde görgüsüzlüğe, kimisinde de yabancıya olan düşkünlüğün bir pazarlama stratejisine dönüşmesine bağlı bu erozyonu ancak devlet politikası frenleyebilir...

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk Dil Kurultayı'nda yaptığı konuşma dört yıl önceki bu yazımı aklıma getirdi... Erdoğan, Goethe'ye atıfta bulunarak "Bir milletin diliyle oynamaktan daha büyük suikast olamaz" gerçeğini hatırlattı... "Kafeterya, club, arena gibi tabelaları belediyelere sök diyoruz ama yaptıramıyoruz" dedi...

Mevcut güçle 'Erdoğan' ve 'yaptıramamak' kelimeleri aynı cümle içinde pek de uyumlu durmuyor... Sadece daha büyük irade konması lâzım... Cumhurbaşkanı, bu işe, açılışında "Değiştirin" talimatını verdiği ve kendisine pek yakın insanların sahibi olduğu 'Next Level'dan başlayabilir... 'Dil' hassasiyeti olan bizlere de alkışlamak düşer...

Yazarın Diğer Yazıları