Din bu değil arkadaş!

Müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesinin altında yatan ne? İktidardasın, her şeye hâkimsin... Şart mı böyle bir hüküm getirme?!

Soru: "Dinî nikâh" diye bir nikâh türü var mı?

"Ak Parti'nin fetvacısı" diye ünlenen Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın nikâh hususunda yazdıklarını okuyalım:

"İslam'da nikâh (evlenme akdi), fıkıh konularının tasnifi içinde ibadetlere değil, dünya hayatını düzenleyen hükümler (muâmelât) bölümüne girer. Bir satım, bir kira akdi, dinle ilişkisi bakımından ne ise bir nikâh akdi de odur. Bu sebeple nikâh akdini bir başkası değil, iki taraf yapar; akit, aralarında evlenme engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin, şahitler huzurunda, karşılıklı rızaları ve irade beyanları ile kurulur/oluşur. İmamın veya belediye memurunun nikâh kıyması akdin kurulması ve sahih olmasının şartı değildir; bunların yaptığı, akit işlemini yönetmekten ibarettir. Resmî nikâh ayrıca kayıt altına alındığı için evlilik hukukunu koruması, güvence altına alması bakımından dinin amacına daha da uygundur. İçinde yaşadığımız şartlarda yalnızca -meşhur olmuş yanlışlıkla- dinî denilen nikâh ile yetinmek, dinin önem verdiği evlilik hukukunu korumak için yeterli olmadığından bununla kalmamak, mutlaka akdi resmîleştirmek gerekir."

Saray, müftü nikâhını dayatırken, insanların böyle bir "dayatmaya" hazır olup olmadığını da ölçtü mü?

Türkiye'de "dinî nikâh" denilen nikâh türü zaten var. Hemen her evlenen bir de imam karşısında nikâh kıydırıyor. Bu "dinî nikâh" meselesi suiistimale son derece açık... Her nikâh mutlaka devletin kanunlarına uygun olmalıdır. Yoksa önüne gelen bulur bir müezzin, bir imam hatip mezunu, "Biz birbirimizi seviyoruz, kıy abi nikâhımızı..." der, böylece güya evlenmiş olurlar. Heves biter, sevgi biter, "Boş ol!" der, nikâh da biter!

Hayrettin Karaman bu nikâh meselesine bayağı kafa yormuş. Yukarıdaki tespitlerinden başka, maddeler hâlinde nerelerde nasıl hata yapıldığını bir bir sıralamış. (Ara arızalarını görmeyelim artık!)

Araştırın, din adına konuşan "aklı başında" kişiler, belediyenin kıydığı "resmî nikâh"ı aynı zamanda dinî nikâh saymışlardır. Esas olan iki kişinin birbirlerini, şahitlerin huzurunda kabulüdür. Diğer iş ise resmiyettir ve kanunlarla kendilerini teminat altın almaktır.

Müftülükte nikâhta bir kasıt vardır. Halkı bölüyorsunuz... Dini sulandırıyor, "Eğer din buysa..." deme noktasına getiriyorsunuz.

Müftülere nikâh kıydırmada ısrar, bu nikâhı dinin şartı görmedir. Hâliyle İslâma tavır almadır. Bu böyle biline!

Allah'ını seven, bir dakika durup düşünmelidir!

Daha önce yazdım. Yeri geldi: Biliyorsunuz Şiîlerde mut'a nikâhı var... Geçici nikâh, birkaç saatlik birkaç günlük, birkaç aylık... En kısa zamandan, belli bir süreye kadar aynı mekânı paylaşma...

Otomobille bir Orta Asya yolculuğumuz sırasında, İran'a kadar bizimle yolculuk eden Abbas adlı arkadaşımız bu mut'a nikâhından çok dertliydi. Nikâhı mollalar kıyıyor. Molla, bakıyor hanım güzel, erkeğe: "Bu sana uygun değil!" diyor, nikâhı kıymıyor, sonra o hanıma kendisi talip oluyor! Abbas buna çok kızıyordu. (Müftüler aynı tavrı sergiler mi?!)

Yazarın Diğer Yazıları