Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Din kisveli hainler...

Türk tarihinde din kisveli hainler o kadar çok ki... İnanın hangisinden söz edeceğimi bilemiyorum. Devlet, yeter ki onlardan yana hafif bir gevşeme göstersin; derhal, beyinlerinde kurguladıkları ihanetlerini acımasızca uyguluyorlar... Sizlere -Kadızadeliler gibi- yüz yıllar öncesi olaylardan söz etmeyeceğim. Omuzları çökmüş Osmanlı'nın, Mondros Mütarekesi'yle başlayan ve Sevr Antlaşması'yla devam eden çaresizliğinden yararlanan, İngiliz yaltakçısı sözde din adamlarından bir örnek vereceğim:

Şeyhülislam Mustafa Sabri!

Yani devletin en üst din görevlisi...

Fakat, Padişah Vahdettin de dahil pek çoğu gibi o da, İngiliz Muhipleri (dostları) Derneği'nin bir uşağı... Ama Sabri'nin hainliği çok daha farklı bir konumdadır...

Olay şöyle gelişir: 1915 yılı, savaş yılıdır...

Doğu'da Ermeni çeteleri aman vermez. Devlet, Ermenileri yurttaşları çetelerin etki alanından uzaklaştırmak için, Osmanlı toprağı olan Suriye'ye doğru bir düzen halinde gönderir. Osmanlı Devleti savaşı kaybedince, İ'tilâf Devletleri'nden özellikle İngiliz, Fransız orduları Başkent İstanbul'a akın ederler. Ve uydurma mahkemelerde, memur ve askerleri Ermeni Tehciri (yer değiştirmesi)  konusunda yargılamaya başlarlar.

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i de -Tehcirde hiçbir suçu ve ihmali olmadığı halde- İstanbul'da mahkemeye verirler ve idama mahkûm ederler. İdam kararı metni, bekletilmeden Padişah Vahdettin'e ulaştırılır. Vahdettin (Bu konuda yiğitçe davranır) idam kararını onaylamaz; Şeyhülislam Mustafa Sabri (o haine 'efendi' demiyorum) 'den fetva ister. Hain Şeyhülislam Mustafa Sabri, hiç bekletmeden derhal fetvayı verir ve Kemal Bey Nisan 1919'da idam edilir.

Şu gerçeği de ifade etmeliyim: Masum Kemal Bey, elleri kelepçeli olarak Sultanahmet Meydanı'ndaki idam sehpasına doğru getirilirken, tüm İstanbul halkı, yolun iki kenarına dizilmiş şekilde, Kemal Bey'in masumiyetini seslendirerek, dizlerine vurarak ağlaşıyorlardı... (İliştiri: 4 Ekim 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Kemal Bey, "Millî Şehit" ilan edildi.)

Şeyhülislam Sabri haini Millî Mücadele'ye "Kudurmuş haydutlar" diye bildiriler düzenleyip; Kuvayi Milliye kahramanlarına ölüm fetvası hazırlayıp, İngiliz uçaklarından Anadolu'ya attırmaya sürekli devam etti... Türkler Millî Mücadeleyi kazanınca, o hain oğluyla beraber Yunan ordularıyla (Aynen günümüzdeki FETÖ kaçakları gibi) Yunanistan'a sığındı. Yunanistan'da Türkiye hakkında çok çirkin ifadelerle dolu bir gazete yayımladı. Çıkardığı Yarın gazetesindeki şu sözler o hainindir:

"Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme / Beni Türk milletinden addetme."

Ve daha çok çirkin yayımlar üzerine bu haini devlet yakalamak istedi. Türk'e hakaretten zevk alan bu hain, Yunanistan'da yakalanacağını anlayınca, oğluyla Bulgaristan'a kaçtı. Kahraman Türk milletinin evlatlarından bir kaçı bu haini yok etmek için Bulgaristan'a gittiler. Fakat yakalanmadı. Bunun üzerine Mısır'a yöneldi. Mısırda yaşamaya başladı. 1954 de Mısır'da öldü.

Bu hainle Mısırda dostluk kuran, 'ilim sahibi' diye yere-göğe sığdıramayan, Arapça hayranı pek çok zavallılar da var. (İlim derken, müspet bilim değil, Arapça dinî bilgiler kastediliyor.) Zaten Sabri, Fetullah gibi hainlerin beyinleri; insanı, insanca yaşatma konusu olan müspet bilim üretiminden yüzlerce yıl uzaktadırlar.

Ve kitap...

Sevgili okuyucum; 15 Temmuz'da başımıza gelenler az şeyler değil. Daha önce de yazdım; Fetullah Darbesi devleti çökertip, Türkiye'yi adeta bir ABD eyaleti haline getirme hareketiydi. Ve bunlar hep 'din' algısıyla yapıldı.

Şimdi size darbeden aylar önce yayımlanmış "Türkiye'de Şeriat" başlıklı Sayın Halil Nebiler'in çok yoğun bir emek ürünü olan eseri, ülkemizde 'dini kullanma' konusunu çok güzel anlatıyor. Kitabın özellikle Fetullah'ı tanımlayan 206. sayfasını tüm Türk aydınları kesinlikle okumalı. 2016'nın Nisan ayında yayımlanan bu kitaba, Kaynak Yayınları'nın 0212 252 21 56 numaralı telefonundan ulaşabilirsiniz.

Esen kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları