Dinciler veya milliyetçiler ne üretti?

Tayyip Erdoğan, "Ağızlarını her açtıklarında muasırlıktan, batılılıktan, Avrupalılıktan, modernlikten, çağdaşlıktan söz edenlere soralım bakalım, dünya çapında hangi eserleri ortaya koyabilmişler? Nasıl dünya çapında kabul gören bir otomobil, bir uçak, bir bilgisayar, bir telefon, bir işletim sistemi ortaya çıkartamamışsak kültür ve sanat alanında da aynı başarısızlığı ne yazık ki yaşadık." dedi.

Çok güzel ama ağızlarını her açtıklarında, dinden veya milliyetçilikten söz edenlerin durumu daha mı iyi? Ne üretmişler; dünya çapında hangi eseri ortaya koyabilmişler?

Bu itibarla, yeteri kadar gelişmemiş olmaktan, çağdaşlık diyenleri sorumlu tutmak haksızlıktır. Bu az gelişmişlikten, millet olarak herkes sorumludur. Sadece belirli gruplar değil!

***

 

Erdoğan, "Bugün biz de Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında ortaya konmuş olan muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefini isabetli buluyor ve ona sahip çıkıyoruz. Sadece bu hedefe ulaşmak için daha farklı yöntemler kullanıyoruz. Geçtiğimiz 15 yılda Türkiye'yi 3 kat büyütmüş olmamız, Cumhuriyet tarihinin en büyük, en iddialı, en başarılı çağdaşlaşma ve modernleşme hamlesidir." dedi. 

Türkiye gerçekten 15 yılda üç kat büyüdü mü? Rakamlar nerede? Hangi verilere dayanarak bunu söylüyorsunuz?

Diyelim ki büyüdü! Bu büyümeyi mevcut temellerden ayrı düşünmek mümkün müdür? Hangi temel üzerine kat çıkıyorsunuz?

Ayrıca Atatürk, "muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacağız" demedi, "Türk kültürünü, muasır medeniyetin üstüne çıkaracağız." dedi. Siz AKP iktidarı olarak, hangi milletin kültürünü savunuyorsunuz belli değil! Milletin adını bile benimsemiyor ve etnik unsurlardan biri gibi sayıyorsunuz! Kimliğini kaybeden bir milletin, medeniyet yarışında öne geçmesi mümkün olabilir mi?

***

Yine Erdoğan, "Bugün şöyle geriye dönüp baktığımızda, Avrupa'nın hukuk sistemini, sosyal hayatını, kültür ürünlerini aynen alıp kullanmanın, bizi arzu ettiğimiz hedeflere ulaştıramadığını görüyoruz." dedi.

Evet bunlar doğrudur ama zaten Atatürk de 28 Ekim 1930'da Ankara Türkocağı'nda düzenlenen Cumhuriyet balosunda kadın gazeteci Rings'in "Türkiye, hangi bakımdan Amerikanlaşacak?" sorusu üzerine, "Türkiye bir maymun değildir ve hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak ne Batılaşacaktır, o sadece özleşecektir" demişti.

Özleşti mi? Atatürk'ten sonra eski Yunan kültürünü temel alan eğitim politikası ve Türkiye haritası ile sınırlı tarih ve coğrafya anlayışı, millete zaman kaybettirdi. NATO sürecinde, Türkiye, silah yardımı ve ekonomik yardım da kabul ederek ordusunu da denetlenmeye açık tuttu! Oysa Atatürk döneminde Türkiye'de uçak fabrikası vardı!

Bir ülkede ilim adamları, ilimde tek ölçü olarak "batılı literatür"ü alırsa ve bunun dışında hiçbir arayış içine girmezse, orada dünyayı etkileyen bir gelişme olur mu?

Yakın zamanlarda helikopter yapan bir mühendisten "ruhsat" sorulmuş ve vergi istenmiştir. Fındık kırma ve ayırma makinesi yapan adama, "Türk'ten mucit olmaz!" denilebilmiştir. 

***

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün benimsediği Ziya Gökalp'ın "Türkleşmek, İslâmlaşmak, muasırlaşmak" hedefleri, yani milliyet, din ve insanlık idealleri birbirine aykırı ideallermiş gibi geliştirildi.

Bugün maalesef, Türkleşmek ve İslâmlaşmak, oy oranları değişen sağ partilerin elinde kaldı. Çağdaşlaşmaya ise ağırlıklı olarak sol sahip çıkıyor.

Halbuki, bu kavramlar partilerin ayrı ayrı programları değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi idi. Bugün söz konusu gruplar arasında ortaya çıkan tablo, neredeyse "Hıristiyanlıktaki mezhep ayrılıkları gibi"dir.

Milleti önce kuruluş felsefesinde birleştireceksin ki dünyada bir iddiası olabilsin!

Yazarın Diğer Yazıları