Dindar ve altın nesilgiller

AKP, 2002'de iktidara geldiğinde 15 yaşında olan çocuk bu gün 30 yaşında, toplumsal hayatın bir parçası olarak, iş güç sahibi yetişkin bir insan oldu. AKP nesli artık aramızda, hatta, büyüyüp, bizi yönetiyorlar. AKP iktidarı kendine özgü bir vatandaş türü yarattı, mevcut vatandaşlar içinden de kendine uygun olanları da yanlarına alıp, kendilerine benzetip sayılarını artırdılar. AKP iktidara geldiğinde dindar nesil yetiştireceğiz diye vaatte bulundu, eski ortağı, önceki "Hoca Efendi", sonraki "Paralel", bugünkü "Hain FETÖ" ile de "Altın Nesil" yetiştirme yarışına girdiler. İkisi de başardı... Dindar nesil için, geçenlerde sosyal medya da bir hikaye dolaşmaya başladı, okuyunca, yazmadan edemedim, gerçekten ibretlik ve çok açıklayıcı: Erzurum'a tayini çıkan bir memur, bir ev kiralar, ev sahibi de yeni kiracıya evini gezdirir ve övünerek anlatmaya başlar, mutfaktaki bütün musluklar kaçaktır der, banyoya geçer ve oradaki duş musluğu da kaçaktır der, ortadaki musluğu gösterir ve bu da der, şebekeye bağlı, kullandığın kadar faturası gelir diye ilave eder. Yeni kiracı merakından, diğerleri değil de, bu musluk niçin şebekeye bağlıdır diye sorar, işte burada dindar nesil konuşur, buradan abdest alıyoruz haram olmasın diye cevaplar. Bu hikayeyi okuyunca Allah'ım aklıma mukayyet ol diye dua ettim. Altın nesil için bir hikayeye gerek yok, onlar hepimizin gözünün önünde bir ansiklopedi ve tarih yazdılar. Öyle bir altın nesil yetiştirdiler ki tarih bir daha bunu yazar mı bilmiyoruz. Sınırını, namusunu ve canını korumak için yetiştirildiği millete kurşun sıkan, milletin Meclisini bombalayan, asker ve polis, devletin sırlarına vakıf olup bunları ne yaptığını bilmediğimiz hakim, savcı ve bürokratlar ve daha niceleri, bunlar da altın nesil.

FETÖ'cüler

Basından okuyoruz, anlı şanlı bir bürokrat içeri alınıyor, hemen sonra, yanlışlık oldu, diye serbest bırakılıyor. Aslında bir yanlışlık yok ama, araya biri giriyor bırakıyorlar. Sonra bakan değişiyor, yeni bakan malum kişiyi tekrar içeri atıyor. Bunları basından izliyoruz. Alttakiler hariç üsteki FETÖ'cülerin tamamı Fetullah Gülen kadar suçludur. Kandırıldım, bilmiyordum, pişman oldum numarasına inanmamak gerekir. Hep konuşuluyor, müspet bilim yapan bir profesör nasıl olur da ilkokul mezunu bir imam tarafından kandırılır veya ikna edilir. Bu profesörün kandırıldığı falan yok, Fetullah Gülen ne kadar hain ise bu profesör de o kadar haindir. Yıllardır bu işin kaymağını yediler. Niyetleri de hiçbir zaman halisane olmadı. Üstteki şebeke elemanları yakalanmadığı müddetçe, devletin ve milletin kurtulduğunu düşünmek mümkün değildir. Çaresizlik ve ihtiyaçtan FETÖ'cü olanlar da masum değiller ama, asıl tahribatı yapan ve güç kullananlar bu kesim değildir, bunları, gariban, uyanık ve fırsatçı gibi sıfatlarla tarif edebiliriz ama felsefi ve örgütsel bir bağlarının olduğu şüphelidir.

AKP, tarihinde hiç olmadığı kadar, Türk milletinden destek aldı, bunu iyi kullanması gerekir. Sosyal yaranın daha fazla kanamaması için bir an önce bunun bitirilmesi gerekir. Hem siyasi hem de insani açıdan bir zaruret haline geldi. Zira insanlar çok tedirgin ve herkeste bir korku başladı, beni de şikayet ederlerse ve ispat edinceye kadar yatırırlar korkusu hoş bir korku değildir. Yüz bin kişinin üzerinde devlet çalışanına işten el çektirildi, bunlar aileleriyle birlikte büyük bir kitle yapar, bir an önce temizlik yapılıp bitirilmelidir. Zira, Çin işkencesine döndü.

Yazarın Diğer Yazıları