Cuma namazı sorası görüştüğüm cami cemaatinin büyük çoğunluğu, camilerde okunan hutbelerden, müftü ve hocaların vaazlarından rahatsızlık duyduklarını ve namazlarına nifak karıştırıldığını düşündüklerini söyleyerek, camiye gelmek istemediklerini belirttiler.
Aylardır camilerimizde Müslümanların başka konulara ihtiyaçları yokmuşçasına, üç konuda siyaset yapılmaya çalışılıyor. Suriye, Mısır ve imam hatip konusu.
Doğrudur Mısır’da ve Suriye’de insanların demokratik bir yaşam sürme isteklerine karşı bir savaşla cevap verilmektedir. Bu savaşta her türlü çirkinlikler sergilenerek bir vahşete yönetimler imza atmaktadır. Dinimizin gereği, her türlü Müslüman katliamına ve zulmüne karşı duyarsız kalmamak vardır. Ancak dün Irak’ta camiler bombalanıp, yüz binlerce çocuk yetim bırakılırken bir o kadar kadının ırzına geçilip insanlara köpek muamelesi yapılırken ağzı olanlar “İsa Mesih Bush’u korusun” ABD’lilere ise  “muzaffer askerlerinizin en az kayıpla ülkesine dönmesini dilerim”  diyordu.
Aynı olaylar Afganistan ve Pakistan’da yaşanırken, asker gönderilmek suretiyle adeta işgalcilere destek veriliyor. Irak’ta, Suriye’de ve Çin’de katledilen Müslüman Türklerle ilgili tek bir kelime dahi edilmiyor. Yoksa İslam dini sadece Araplar için var da diğer milletler için yok mu? İslamiyet tüm âlemler için gönderildiği bilindiği halde idarecilerimiz ve diyanetimiz neden görmek istemez?
Eğer görmüş olsalar idi, cami çıkışlarında kılınan gıyabi cenaze namazları ve yapılan eylemler Arap asıllılar dışındakiler için de yapılırdı. Cami hutbelerinde de her Müslüman için vaazlar verilip dualar yapılırdı. Yoksa Türkler insandan ve Müslüman’dan sayılmıyorlar mı?
Ey iktidar ve onun yandaşı Diyanet İşleri Başkanı;
Sizler söylemlerinizle ırkçılığa karşıydınız... Arapçılık ve Kürtçülük yaparsanız inanç ve ideal, Türk denince ırkçılık olur öyle mi?
Diğer yandan ülkede gidilecek lise bırakmayıp, imam hatipten başka okul yokmuşçasına her gün camilerde bu okullara yardım yapılması ve çocukların buralara kaydedilmesi için dolaylı baskı uygulanmaktadır. Bu davranış bir baskı değil midir? Baskı olduğuna göre bunu, İslamiyet ve demokrasiyle nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Diğer taraftan ülkemizde imam hatiplerin dışında başka okullar yok mu? Bu okullardan niçin söz edilmez, bunlar için niçin yardım talep edilmez veya vatandaşa çocuğunu buralara da kayıt yaptırmaları söylenmez? Eğer imam hatip dışındaki okullar gereksiz, tüm ihtiyaçlar buralar vasıtasıyla karşılanır deniyorsa diğerlerini kapatın ki halka boşuna yük olmasın. Yok, çocuklarımız buralarda dinini diyanetini öğreniyor diyorsanız o zaman Kur’an kurslarına niçin ihtiyaç duyulur. Anlaşılan o ki sizin maksadınız ülkenin geleceği için insan yetiştirmek olmayıp, yandaş yetiştirmektir. Bunun için de din kullanılarak din adamları konuşturulmaktadır. Ayrıca başkan ve imamlar devlet memuru değil mi?
Yasalarımıza göre devlet memurları... Öyleyse nasıl beyanat verirler. Bir başka memur beyanat verince suç işlediği için ceza alıyor, bunlar ise ödüllendiriliyor. Görüntüye bakılırsa; başkan parti genel başkanı, camiler seçim bürosu, imamlar ise büro yöneticileri.
Bu çalışmaları yürütenler, eğer İslamiyet adına bir şeyleri samimiyet içinde yapmak istiyorlarsa yapılması gereken o kadar çok şey var ki... En azından namazdan namaza açılan camileri, yirmi dört saat açık tutarak insanlığın hizmetine sunarlar.
Camileri insanlara gına getiren makbuzsuz para toplama yerleri olmaktan kurtararak personelinin yakıt, kira, elektrik giderlerini ödettirmezler.
Kiraya verilen bölümlerini halkın hizmetine sunarak yemek, düğün, nişan, mahallenin sorunlarının tartışıldığı, dini konuların konuşulduğu ve kütüphanelerin bulunduğu yerler haline getirirler.
Namaz dışı başka işlerle uğraşan imamlar yerine halkın içinde olan imamlar yaparlar.
Her Müslüman bilir ki İslamiyet’te en büyük günahlardan biri kul hakkını yemektir. Bugün ise Diyanet İşleri Başkanı’nın icraatları, parti söylemi ve camiler, bir düşüncenin propaganda merkezi haline getirilmiştir. Bu yapılanlar kendileri gibi düşünmeyenlerin haklarının yenmesi demektir. Bu ise samimi inanç sahibi insanlarımızın kimyasını bozduğu için namazlarını evde eda etmeye zorlayarak, camilerden ve İslamiyet’ten soğutmaktadır.