Dış borç çıkmazda mı?

Türkiye 2018 yılında toplam 177.5 milyar dolar borç dış ödeyecek. Bu borçların 117.7 milyar doları bir yıl ve daha kısa vadeli olanlardır. Bunlara kısa vadeli borç deniliyor. Kalan 59.8 milyar dolar da uzun vadeli olup, vadesi 2018 yılında bitenlerdir.

2018 yılında ayrıca 40 milyar dolar da cari açık olursa, demek ki yaklaşık 215 milyar dolarlık dövize ihtiyacımız var.

Özel bankalar ve finansal şirketlerin dış borç stoku daha yüksektir. Ancak özel sektörün dış borcu da kısmen bankaları ilgilendiriyor. Özellikle de devlet bankalarının dış borç yükü yüksektir. (Aşağıdaki tablo.)

********************************

Türkiye 2018 Yılında 117,5 Milyar Dolar Dış Borç Ödeyecek

                Milyar Dolar

Devlet  6,9

Devlet Bankaları               23,4

Merkez Bankası 0,7

Özel Bankalar ve Finansal Şirketler          84,3

Özel Sektör        63,2

Toplam 177,5

                 

Kısa Vadeli          117,7

Uzun Vadeli Olup Vadesi Gelenler           59,8

                 

Kısa Vadeli  Dış Borç Stokunda

Bir Yıllık Artış (Yüzde)    16,0

 

********************

Kısa vadeli dış borçlarda bir sorun yaşar mıyız?

1- Dünya ekonomik konjonktürü iyileşme yolunda, bu nedenle dış borç sorununu daha az zorluyor. Ancak iç siyasi sorunlar, siyasi gerginlik, jeopolitik riskler şansımızı daha çok zorluyor.

2- Türkiye'nin Kredi Risk Swapı (Credit Default Swap-CDS) diğer ülkelere göre daha yüksektir. CDS, dış borç riskinin sigortasıdır. Kredi temerrüt sigortası gibidir. Dış borcun ödenmemesi durumuna karşı uluslararası bir sigorta yöntemidir. Geri ödeme riski yüksek olan ülkelerin CDS'si de yüksek olur.

Türkiye'nin bir yıl önce CDS'si 241.41 iken şimdi daha düşüktür. Dün itibariyle  167.92'dir. Ancak diğer ülkelere göre bakarsak, yüksektir. Aşağıdaki tabloda Türkiye ve diğer CDS'leri yer alıyor.

***********************

  CDS - 27 Şubat 2018

Türkiye 167,91

Brezilya 150,03

İtalya     105,51

Rusya    101,56

Portekiz               68,01

İspanya 47,19

İrlanda  24,96

Japonya               24,82

Almanya              9,54

**************************

3- Cari açık ve ekonominin kırılganlığı dış borçların çevrilme riskini artırıyor. Cari açık aynı zamanda dış borç ödeme kapasitesinin de düşük kalmasına yol açıyor. İster devlet olsun, ister özel sektör olsun, dış borç ödemesi döviz  ihtiyacını ve döviz talebini artırır. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişinin azalması da aynı kapıya çıkıyor.

Türkiye döviz kazanmayan, döviz kaybeden bir ülke olduğu için dış borç ödeme kapasitesi düşüktür. Dış borç stokunun millî gelire oranı yüzde 55'tir. Çok yüksek değil. Ancak önemli olan ödeme kapasitesidir. Dış borç yükünün ağır olup, olmadığını ödeme kapasitesi gösterir.

Cari açığın çözülmesi, bugünkü politikalarla ve siyasi yapı ve bugünkü elverişsiz yatırım ortamı ile mümkün değildir. Söz gelimi Türkiye 2017 yılında 3 milyar dolarlık pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ithal etmiş. Döviz kurları yüzde 15 daha değerli olduğu için ithal iplik fiyatları da daha pahalıdır. Buna rağmen Türkiye uzman alanı olan ipliği üretmiyor, ithal ediyor.

4- Dış borçlar ne kadar uzun vadeye yayılırsa, ödeme sorunu da o kadar az olur.

Türkiye'nin uzun vadeli dış borçları en fazla on yıllıktır. Diğer ülkelerde bu vade 20-30 yıla çıkıyor.

2018 yılında, bir yıl içinde ödenecek kısa vadeli ve vadesi gelmiş uzun vadeli dış borçların toplam dış borç stoku içindeki payı yüzde 40.5' tir. Bu yüksek bir orandır.

Türkiye 2003 yılından beri cari açık veriyor. Bu da dış borca dönüşüyor. Cari açık hiçbir ülkenin kaderi değildir. Buna rağmen neden cari açık diye sorgulamak zorundayız. 

Türkiye dış ekonomik ilişkilerde, yabancı sermaye, özelleştirme, kur politikasında ulusal bir yaklaşım takip etmelidir. Günübirlik politikalarla, emir-komuta ekonomisi ile ve hamasetle ekonomi yürümez. Yürümüyor işte. 

Yazarın Diğer Yazıları