Dış politikada yeni bir yanlış

Türk Milliyetçiliğini ayağının altına alan bir başbakandan ve birlikte çalıştığı adamlardan milli bir dış politika çıkmaz. Osmanlıcı olmak milli değildir, tam tersidir. Başbakan ve onun gibi zihniyete sahip İslamcı-beynelmilelci ideologlar, Türklerin kanıyla yoğrulmuş vatan toprağına Türklere karşı savaşmış Araplar, Kürtler ve diğer Osmanlı azınlıklarını Türkiye’ye ortak etmeye Osmanlıcılık diyor. Bunun adı ince ayarla Türkiye’yi Türk yurdu olmaktan çıkartmaktır. Türkler böyle bir milliliği ve Osmanlıcılığı istemez. Osmanlı, Türklerin şanlı bir geçmişidir. Ama sadece geçmişidir ve yeni bir Osmanlı İmparatorluğu arayışı yoktur. Yüce Atatürk’ün ve değerli silah arkadaşlarının kurduğu çağdaş ve ulusal Türkiye yeter. Türkler adlarını taşıyan bir ülke ve devlet istiyor. Bu Türklerin en tabii hakkıdır.
Erdoğan bu ülkede görev yapmış 26. Başbakan, 61. Hükümettir. Kendisinden önce 25 kişi başbakanlık yapmıştır. Bunların içerisinde en akıllısı Erdoğan mıdır? Eskilere gitmeye gerek yok, Erdoğan ve ekibi Demirel, Ecevit ve Erbakan’dan ve ekibinden daha mı akıllı veya yurtsever? Onlar Ermeni konusunda milli duruş sergileyerek aynı politikayı takip ederken Erdoğan hangi akıl ve mantıkla, hangi ulusal çıkarla Ermenilerin acılarını paylaştığını ifade ederek yeni bir taviz vermiştir. Bunun ikinci adımı Ermenilerden özür dilemektir. Özür dilemek anlamlı bir harekettir. Özür iki temel faktör/değer üzerine kurulur, birincisi seni gururumdan daha fazla önemsiyorum demektir, ikincisi ise sana karşı suç işledim, hata yaptım, bunu kabul ediyorum ve özür diliyorum, beni bağışla, sonucu ve bedeli neyse karşılamaya veya ödemeye hazırım demektir. Özür dilemek, bütün dünyada böyle anlaşılır. Erdoğan, Ermenilere karşı bunları mı demek istiyor? Bunları Erdoğan sadece kendi ve ailesi adına söyleyebilir. Türkler işlemediği bir suç için, özür dilemez. Türkler, işlemedikleri bir suçu, zorla kabul etmez. Başbakan’ın bu beyanı yarın politik ve uluslararası yargıda Türkiye’nin aleyhine kullanılırsa Erdoğan bunu Türklere nasıl açıklayacak. AKP yanlılarının böyle bir derdi yok biliyoruz ama Türk devleti ve milleti için hayati bir dış politika sorunudur. Para veya iaşe karşılığı oyunu verenlerin, kendisini Türk değil İslamcı olarak tarif edenlerin, yolsuzluk, hırsızlık yapılmasına rağmen bunu görmeyen insanların oylarıyla seçilen bir iktidar, dünyanın hiçbir yerinde milli dış politika yapamaz, güven telkin etmez ve önemli konuları ele alamaz, almamalıdır.
Ermeniler amaçlarını hiç saklamıyor. Türkiye’nin doğusunu “Batı Ermenistan” olarak tarif ediyor ve  hayallerindeki Ermenistan’ı Karadeniz’e kadar uzatıyorlar. Bu açık beyana karşı Tayyip Erdoğan bir asır önce ölen Ermenilere taziyede bulunuyor, üzüntülerini belirtiyor. Ruslar, Fransızlar ve İngilizler tarafından silahlandırılan Ermeniler komşuları olan 581 bin masum Türkü çoluk, çocuk katletmiştir. Bunların acısı ne olacak. Van Gölü’nde bulunan Akdamar Ermeni kilisesine onlarca Türk kadını getirilerek Ermeni milislerine peşkeş çekilmek istenen ama çoğunun yüzme bilmemesine rağmen iffetini korumak için göle atlayıp intihar eden bu Türk kadınlarının acısını kim paylaşacak. Ermeni terör örgütü ASALA tarafından şehit edilen 42 Türk diplomatının acısı ne olacak, onların ailelerine bir taziye de bulundun mu? Ermenilerin stratejisi Türklere özür diletip “Soykırımı” kabul ettirdikten sonra, trilyonlarca dolar tazminat almak, peşinden de toprak talebinde bulunmaktır. Bunu kendi gücüyle yapamayacağını çok iyi bilmektedir. Bu nedenle sorunu uluslararası bir sorun haline getirmek için dünyanın güçlü ülke parlamentolarında soykırımı tanıma politikası takip etmektedir. Belli sayıda ülke kabul ettikten sonra Birleşmiş Milletler’den Türkiye aleyhine karar çıkartarak uluslararası bir orduyla amacına ulaşmak istemektedir. Bu size hayal gibi mi geliyor bilmiyorum ama Ermeniler için hayal değil, bu bir milli amaç ve hedeftir. Bu işler önce hayal et, sonra gerçekleştir olayıdır. İmparatorluk ardılı her ülkenin bu tür sorunları vardır. Örneğin, Ruslar başta Türkler(Ahıskalılar, Tatarlar vb..) olmak üzere bir çok insanı vatanından sürmüştür. Aynı şeyi Fransa, İngiltere ve ABD yapmıştır. Erdoğan, Libya, Mısır ve Suriye’de olduğu gibi yeni bir dış politika hatası yapmaktadır. Bu hataların tamiri mümkündür ama Ermeni hatasının tamiri mümkün değildir. Kendisini sadece Müslüman olarak tarif eden bir Başbakanın Türk milletinin geleceği ve ülkesinin toprak bütünlüğünü tehlikeye atacak tutum almaya hakkı yoktur. Cumhurbaşkanlığını Batı’ya onaylatmak için Türklerin sırtından şirin gözükmeye çalışmaktadır. Bu çok tehlikeli bir politikadır.

Yazarın Diğer Yazıları