Dışlanan Türkiye

Bu hafta, Türk-Amerikan ilişkileri açısından, bazıları gözle görünmeyen, bazılarının sonuçlarıysa, görünse de aldırılmayan, kısa bir süre sonra etkileri saklanamayacak şekilde ortaya çıkan gelişmeler oldu. Gerçi Türk siyasetçilerin, iç ve dış siyaset konularındaki ulvi açıklamalarını izlemek, yeteri kadar insanı sarhoş edebiliyor.

Mesela, ülkedeki tüm bağımsız medya kuruluşlarına teker teker el koyarak bağımlı hale getiren bir siyasi lider, kalkıp "çalışan gazeteciler gününde", "Farklı seslerin, özgün düşüncelerin kendini ifade imkânı bulduğu medya, sağlıklı bir kamuoyu için de çok önemlidir" gibi bir açıklama yapabildi.

Tesadüf değil sonuç

                Bir gariptir, bizim ülke siyasetinde yaşananlar. Ama ne hikmetse bizim sınırlar içinde yaşayanlar tarafından anlaşılamıyor. Hep sınır dışından yapılan, tahmin ve değerlendirmeler önem taşıyor.

                Mesela İslam dünyası ile Hıristiyanlar ve Batı arasındaki açı da giderek açılıyor. Hafta içinde, hiç yer kalmamış gibi, Washington'daki en büyük AVM olan Tyson Corner'ın giriş kapısına, seccade seren çarşaflı bir kadının namaz kılması, New York'taki ünlü Metropolitan Müzesi girişine seccade seren bir başka kadının namaz kılması ne anlama geliyor? Bildiğim kadar, namaz zamanını kaçıranlar için kaza namazı kılma hakkı varken, bu tahrikin anlamı ne? Mesele, iki dinin zıtlaşması mı? Ama unutmamak lazım ki bu tür zıtlaşmalar, o yabancı topraklarda yaşayan milyonlarca Müslüman'a zarar verecektir. Dikkatinizi çekerim, Donald Trump tesadüf değil. Bir sonuçtur.

                Mesela, Müslümanlara yol göstermesi gereken, kafa karışıklıklarını giderme görevine sahip Diyanet'ten, Müslüman inançlar konusunda yapılan açıklamalara ne demeli? Bunlar tesadüf mü acaba?

                Ülkeyi, 13 yıldır Batı'dan Doğu'ya yüzünü çevirttiren siyasi hareket, memleketi bir yere getirdi mi, yoksa götürdü mü gerçekten. Mesela, Başika konusunda, Ankara'da siyasi iktidarın açıklamalarının, Irak ve Kürtler tarafından yalanlanmasına ne demeli? IŞİD saldırdı mı, yoksa başkaları mı vurdu askerlerimizi? Bu nasıl bir istihbarat? Askerden alınan istihbaratın, şimdiye kadar doğru çıkanına rastlamadık. Hoş, bugüne kadar dış politika alanında alınmış bir doğru politikaya da rastlamadık.

Ortalığı karıştırıyorlar

                ABD'nin uyguladığı, yeni Orta Doğu politikasındaki başarısızlıkları, Ankara'ya nasıl mal ettiğini biliyor musunuz? Mesela Irak ve Suriye'deki karışıklıkların, Osmanlı'da kaybedilen toprakları yeniden ele geçirmek için çıkarıldığı yolunda, Washington'da yoğun bir söylenti var. Dikkatinizi çekerim, ortalığı karıştıranın kendileri değil, Türkiye olduğu mesajını yayıyorlar. Bu da yakın bir tarihte, Türk vatandaşlarının yurt dışında dolaşmasını zorlaştıracaktır. Şimdiden arkadaşların, Ajdalarla falan sefer düzenlediği Somali'de, Türk vatandaşlarına saldırı var.

                Hani her hafta müjde verdikleri vize kalkan ülkelere yeniden vize konuyor. Ben Amerikan Muhaceret Dairesi'nin de ülkeye gelen Türk vatandaşlarını eskiye oranla Araplarla aynı kategoride tehlikeli olarak değerlendirildiğini gördüm. Genelde ABD'de de Araplar terör tehlikesine haiz kişiler olarak görülüyor. Avrupa'da yaşayan milyonlarca Türk'ün de gelecekte işi zor. Gelecek hafta içinde ABD Başkan Yardımcısı Biden Türkiye'ye geliyor. Bu ziyaret sırasında yoldan çıkan bazı plan ve projeler de yeniden rayına oturtulacak. Biden, birkaç kez Irak'taki Türk birliklerinin geri çekilmesi için Ankara'yı aramıştı. 

                Son olarak, Zafer Mutlu'nun babası, Latif Mutlu'yu kaybetmişiz. Allah rahmet eylesin, bitmek tükenmek bilmeyen bir araştırmacı yeteneğinin yanında, iyi bir eğitimciydi. Kendisini severdim, kaybettiklerimizin yarısı kadar bile kıymetli kişiler koyamıyoruz yerlerine ne yazık ki.

Yazarın Diğer Yazıları