"Popülizm" denen şey tersine döndü herhalde!..

Her gün, vatandaşa yalvar yakar çağrılar yapılıyor; "yastık altında  dövizi olanlar bozdursun, TL'ye dönsün" diye..

Nenelerimiz "kefen parası" derdi. İçi mis gibi kokan sandıklarının bir köşesinde dururdu. Bir zamanlar ya bilezik yada Türk Lirası olurdu. Turgut Özal'dan sonra modaya uyuldu, "kefen parası"nda dövize dönüldü. Aslına bakarsanız, Türk'e özgü bir öz güvence sistemidir; yastık altı. Tarihi tecrübelerin eseridir. Zor günlerde, seferberlikte, hiç tereddüt edilmeden Mehmetçik'e silah, kurşun, sargı bezi, askeri teçhizat, aş için anında  karşılıksız teslim edilir. Büyük bir milli sermaye birikimidir, kutsaldır. Nenelerimiz, analarımız  kolay kolay evladına bile el sürdürmez. Turgut Özal zihniyeti çok uğraştı. Yastık altı birikimini tam anlamıyla hortumlayamadı. Onların devamı olan AKP, Mortgage sistemi ile devam etti. Direndi nenelerimiz, analarımız.. Başaramadılar!..

Tüm ekonomik kaynaklarımızı çar çur eden, en değerli varlıklarımızı ve kuruluşlarımızı "özelleştirme" diye yabancılara yok pahasına satan, o sayede sıcak koltuklarında oturan iktidar, elde satacak bir şey bırakmayınca  tekrar vatandaşın yastık altına saldırıyor!.. Hem de bugüne kadar ekonomideki acı faturaların, yolsuzlukların hesabını vermeden... Ne oldu, nereye gitti o en stratejik kuruluşlarımızın özelleştirilmesinden elde edilen gelirler? Bilen var mı?.. Sattılar da sattılar!.. Nereye harcadılar?.. Ortada dumanı tüten kaç büyük yeni sanayi kuruluşumuz var?.. İşsizliğe çare mi oldu?..

Şu tabloya bir  bakın hele!.. Cumhurbaşkanı, Başbakan her gün vatandaşa "dövizini bozdur" çağrısı yapıyor. Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı, vatandaşını dolar ile Umre'ye götürüyor. İnternete girin, Diyanet İşleri Başkanlığı sitesine... Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü sayfasından "Umre 2017"yi ve "Umre Broşürü"nü tıklayın görün!..  Diyanet İşleri Başkanlığı, Umre için götüreceği vatandaşlardan çeşitli zaman dilimleri için Amerikan doları olarak ücret ödemelerini istiyor. Pazar günü, sizlere zahmet vermemek adına o sayfadan 2 örneği şuracığa yapıştırayım.

Örneğin;

 Diyanet İşleri Başkanlığı Umre tarifesine göre;

21 Ocak 2017-28 Ocak 2017 (7 günlük) Umre  için 2 kişilik otel odasında kişi başına  ücret; bin 950 USD,

28 Ocak 2017-8Şubat 2017 (11 günlük) Umre için 2 kişilik otel odasında kişi başına ücret; bin 730 USD. 3 kişilik odada bin 600 USD,

23 Ocak 2017-6 Şubat 2017 (14 günlük) Umre için 2 kişilik otel odasında kişi başına ücret bin 695 USD. 3 kişilik odada bin 545 USD,

12-14 Ocak 2017-05-07 Şubat 2017 (24 günlük) Umre için 2 kişilik otel odasında kişi başına ücret; bin 480 USD, 3 kişilik odada bin 355 USD.

Bebekler ve çocuklar içinde Umre ücretleri Amerikan dolarından isteniyor. Oradan da örnekler verelim;

00-02 yaş (0-24 ay) 140 USD.

03-05 yaş (25-60 ay) 650 USD.

06-12 yaş çocuklar için, -otel 11 günlük- 2 kişilik oda bin 250,3 kişilik oda bin 145 USD. 

Şimdii!..

Benzini, doğalgazı, elektriği, suyu vatandaşa satarken döviz kuru üzerinden hesap yapacaksın... Vatandaşı yoldan, köprüden geçirirken dolar üzerinden fiyat keseceksin. Hacca, Umre'ye götürürken vatandaşın cebinden dolar isteyeceksin.. Sonra da çıkıp, "vazgeçin dövizden, ne lüzum var dövize değer vermeye" diyeceksin..

Eh o zaman, bir çağrıda bulunalım;

R. Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçiminden önce, 1 Temmuz 2014'de YSK'ya bildirdiği mal beyanında (28 Ağustos 2014'te Resmi Gazete de yayımlanmıştı) bir bankada 200 bin doları olduğu görülmüştü. Döviz cinsinden bu para eksilmiş midir, artmış mıdır? Bilemeyiz!.. Erdoğan, herkesten önce gidip, dövizini bozdurup, Türk Lirasına çevirsin.. Başbakan  Binali Yıldırım'a da "Millete örnek olalım. Sen de peşimden gel, tüm ailenin döviz birikimlerini Türk Lirasına çevir" desin.

Gözlerimizle görelim ki, yastığa başımızı rahat koyalım!..