DNA’yı koruyan besinler hangileri

DNA’yı koruyan besinler hangileri
Hangi sebzeler DNA’ya zarar verir

DNA’yı koruyan besinler hangileri? İşte ayrıntıları...

DNA’YI KORUYAN BESİNLER NELERDİR

Pazı, kara lahana, lahana ve diğer yapraklı sebzeler en besleyici gıdalar arasındadır. Bu sebzeler A, B, K ve diğer vitaminlerin yanı sıra kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum gibi önemli mineraller ve hücre hasarını önleyen antioksidanlar bakımından zengindir. Bu besinleri beslenmenizde bolca yer verirseniz, hücre hasarını azaltacağınızı belirten Diyetisyen Emre Uzun, günümüzde insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunlarının hücre bozulmasıyla ilgili olduğunu söylüyor.

YEŞİLİN FAYDALARI ALZHEİMER’E KARŞI

Yeşil yapraklı bitkiler aynı zamanda vücudun nitrit oksite dönüştürdüğü doğal nitrat kaynağıdır. Nitrit oksit insan metabolizması için hayati önem taşır. Bu gaz kan basıncını azaltır ve kan dolaşımını iyileştirir. ‘Yaşınız ilerledikçe daha az nitrik oksit üretiyorsunuz. 40 yaşından sonra bu seviye yarı yarıya azalıyor’ diyen Diyetisyen Emre Uzun, ‘Vücudunuzun sağlıklı çalışması için daha fazla nitratlı besin almanız gerekiyor’ diyor. Yeşil yapraklı bitkiler zihinsel açıklığı artırır, depresyonu önler ve Alzheimer gibi hastalıklara karşı korur. Ayrıca yeşil yapraklı bitkiler sindirimi kolaylaştırır ve tokluk hissi verir. Kalori ve karbonhidrat içerikleri düşük olduğu için istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER

Yeşil yapraklılar vitamin, mineral, antioksidan ve fitokimyasalların etkili bir karışımını sunarak hücreleri toksinlerden temizler, DNA’nın serbest radikallerden zarar görmesini engeller ve böylece kanser hücrelerinin oluşmasını ve çoğalmasını önler. Yeşil yapraklı sebzeler damar sertliğini önleyen ve kalp hastalıklarıyla ilişkili iltihabı azaltan doğal bileşikler olan fitokimyasalları içerir. Bu nedenle hayatımıza daha çok yeşil yapraklı sebzelerden oluşan salata eklersek, doğal bir koruma sağlamış oluruz. Sebzelerin gücünden faydalanmayı öğrenebiliriz. Türk toplumunda salata tüketme alışkanlığı çok yaygın olmadığını belirten Uzun, bu konunun sağlık açısından önemini halka anlatmanın çok gerekli olduğunu vurguluyor.