Dolar doldu

"Dolardan bize ne dolsa ne olur dolmasa ne olur, biz kasaya dolana bakalım. Her şeyi getirip dolara bağlamanın anlamı yok. Çıkıyor, iniyor."

Bu sözleri Başbakan Binali Yıldırım dolar 3 lira olduğunda söyledi.

Binali Yıldırım'ın bu sözlerinden sonra dolarını sat kampanyası açıldı. 

Hatta bazı TV kanallarının mikrofon uzattığı vatandaşlar, "bana ne dolardan. Ben maaşımı TL olarak alıyor TL olarak harcıyorum" dedi.

Ve bugün.

Dolar 4 lira 70 kuruş seviyesinde.

Gerçekten doların yükselişi bizi olumlu ya da olumsuz etkilemişmiydi?

Dolardaki artışın günlük hayatımıza yansımasını bir kenara bırakalım ve 325 milyar dış borcu olan Türkiye'nin ne kaybettiğine bakalım.

Ekonomist Özcan Kadıoğlu hesaplamış.

Sadece bu yılın başından bugüne kadar 6,5 ayda dolar kurundaki artış sonucu reel sektörün dış borcu 112 milyar lira artmış.

Peki bu 112 milyar artış ile neler yapılırdı biliyor musunuz?

6 adet Atatürk Barajı.

24 körfez köprüsü.

8 tane 3. köprü.

5 adet Marmaray.

37 bin kilometre duble yol.

6 bin kilometre hızlı tren yolu.

21 tane Avrasya geçiş yolu.

Türk şirketleri bu kadar yatırımı finanse edecek bir parayı kur zararı olarak yazdı.

Şimdi bu hesaplar karşısında "bana ne şirketlerin parasından" diyebilir.

Hiç de bana ne değil.

Dolardaki bu artış bize enflasyon ve işsizlik olarak yansıdı.

Bugün peynirin kilosunu 15 lira değil de 35 liradan alıyorsan bunun sebebi işte bu kur zararıdır.

OHAL sebebiyle şirket iflasları erteleniyor. Ama nereye kadar.

Yarın senin oğlun-kızın bu iflas ve şirket küçülmelerinden dolayı işsiz kalırsa yine bu kur zararındandır.

Eskiden Türkiye'de dolar yükselince ihracatçı sevinirdi.

Ya şimdi?

Kur 4.70 olmuş ihracatçı kan ağlıyor. Bunun nedeni Türkiye ihracatta kullandığı ara mamulleri yine dolar ödeyerek başka ülkeden ithal etmesidir.

Anlayacağınız yapılan ihracat Türkiye'ye pek para kazandırmıyor.

Gelelim Başbakan Binali Yıldırım'ın dolar dolsa ne olur dolmasa ne olur sözüne.

Evet! Dolar doluyor ve her doluşu bizi biraz daha felakete sürüklüyor.

Merkez Bankası'nın 5 lirayı zorlayan doları tutmak için yaptığı iki büyük faiz artırımı felaketin boyutunu gösteriyor.

Faizler burada da kalmayacaktır. Dolar FED'in faiz artırımı ile yeniden yükselişe geçti.

Bunun için Türkiye önümüzdeki günlerde yeniden faiz artırımı yapmak zorunda kalacak.

Mevduat faizleri yüzde 20'yi gördü. Piyasadan yüzde 20 faizle para toplayan banka, bunu yüzde 25 ile 30 bandında satmaya çalışıyor. Bir şirketin bu faizle kredi alabilmesi için ya kâr marjının yüzde 30'dan çok daha fazla olması gerekiyor ya da kötü niyetli. Yani bu parayı ödemeyecektir.

Son şık ise hesap kitap bilmeyen bir deli...

Benim anlamadığım şu tamam politikacı her şeyi söyler. İyi de cebindeki paranın her geçen gün biraz daha azaldığını gören, alım gücü eriyen ve fakirleşen bu halk neden onlara inanır?

Yazarın Diğer Yazıları