Dolar ne olur?

Bundan tam bir yıl önceydi. Dolar daha 2 lira seviyelerindeydi. O gün için riski dile getirmiştim. Aslında bu riski ortaya koyan öngörü bana ait değildi. Aklı başında her ekonomistin, Türkiye ve tüm gelişmekte olan ülke ekonomilerine bir uyarıydı.

Son 7 yılda Amerikan Merkez Bankası FED’in parasal genişleme (QE) programı dünyayı dolar bolluğuna boğmuştu. FED, bol keseden Amerikan banka ve şirketlerine dolar dağıtmıştı. Amerika’nın bu cömertliği bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin tüketime dayalı büyümesine neden oldu.

En kötü iktidarlar bile ekonomik bir mucize yarattılar.

Aslında ortada bir mucize yoktu. Amerika kendini kurtarmak için para dağıttı. Bizim gibi ülkeler de bunu alarak toprağa gömdük. Yani inşaat yaptık, AVM yaptık ve daha bir çok gereksiz harcamayı yaptık. Tabii ki bin dolarlık cep telefonlarını ve dev plazma televizyonları unutmamak lazım.

Bu parayı, faizler nasıl olsa ucuz diye bankalardan kredi olarak aldık. Bankalar ise parayı Avrupalı şirketlerden ve bankalardan aldı. Onlar ise neredeyse bedavaya yakın bir faizle Amerika’dan.

Ancak Gezi olaylarının başlamasına 20 gün kala Amerika yeter dedi.

Artık para dağıtmayacağını, hatta dağıttıklarını da faizleri yükselterek geri çağıracağını açıkladı.

O açıklamayı Türkiye’nin dışındaki bütün ülkeler önemsedi.

Sadece Türkiye takmadı ve ev almaya, AVM yapmaya, cep telefonu almaya devam ettik. Aslında halen de devam ediyoruz.

Çok bilen(!) yanıldı

Geçen yıl bugün dolar 2.070 seviyesindeydi. Türkiye’de herkes doların yeniden 2 liranın altına geleceğini iddia etti. Çok bilen Merkez Bankası bile  “1.90’ın altını görürseniz şaşmayın” dedi.

İşte o gün bugün dolar yükseliyor. 2.80 sınırına gidip geliyor.

Geçen hafta Amerikan Merkez Bankası kesin bir dil ile Eylül ayından sonra faiz artıracağını söyledi.

Gelişen ekonomilerde büyük kaygı var. İnsanlar panik içinde. Bırakın alışveriş yapmayı tam tersi elde avuçta ne varsa satıp nakde geçme telaşındalar. Çünkü 7 yıldır yaşanan bolluk bitti ve trilyonlarca dolar Amerika’ya geri dönecek.

Bunun yaratacağı kaos çok büyük. Özellikle de Türkiye gibi ekonomisi dışa bağımlı, cari açığı yüksek, işsizliğin hâkim olduğu bir ülke için gerçekten çok zor günler geliyor.

Eylül ayından sonrası için iş dünyası çok karamsar.

Türkiye İhracatçılar Meclisi, Temmuz ayı ihracat rakamlarını dün açıkladı. Yüzde 13’lük bir düşüş var. 7 aydır soluksuz bir düşüş. Aslında düşüş daha fazla ama Türkiye’nin rekor seviyedeki altın ihracatı bu düşüşü daha az gösteriyor. Yarın altın ihracatı bitince bu rakam daha da ürkütücü seviyeye ulaşacaktır.

Paranızı tutun

Doların rekor yükseldiği, ihracatın rekor düştüğü, ekonominin daraldığı, para çıkışının hızlandığı, işsizliğin arttığı bu ülkede yani Türkiye’de ne oldu biliyor musunuz?

Konut satışları  ve banka kredilerinde artış yaşandı.

Türk insanının bir rahatlığı vardır.

Hele bir o gün gelsin!

Bu kelime onun ana felsefesidir. O gün gelince bakarız der. Aslında o gün geldiğinde iş işten geçmiş olacak ama maalesef bunun hâlâ farkında değiliz.

Ekonomik olarak gelecek kaygısı yaşayanlara buradan tek önerim; zorunlu harcamanızın dışındaki her şeyi bitirin. Cebinizdeki 20 lirayı bile kötü günler için harcamayıp saklayın. Çünkü eylül ayından sonra gerçekten çok kötü günler yaşayacağız.

Hiç bir şeyi takmayanlara ise söyleyeceğim bir şey yok.

Hele bir o gün gelsin bakarsınız!

Yazarın Diğer Yazıları